I wanted to say something tradutor Turco
241 parallel translation
I was... I wanted to say something.
Bir şey diyecektim.
I was lonely. I wanted to say something in my own language.
Çok yalnızım.Kendi dilimde bir şeyler söylemek istedim.
Listen, Elena, I wanted to say something..
Dinle, Elena, bir şey söylemek istiyorum. Endişelenme.
I wanted to say something but I didn't.
Bir şeyler söylemek istemiştim ama yapamadım.
I wanted to say something important.
Önemli bir şey söyleyecektim, neydi unuttum?
I wanted to stop him, I wanted to say something, I wanted to hear something
Onu durdurmak istedim, bir şeyler söylemek istedim, bir şeyler duymak istedim ondan.
Kate, this afternoon I wanted to say something to you but when I found out you were leaving I held back.
Bu öğleden sonra sana bir şey söylemek istemiştim ama ayrılacağını duyunca vazgeçtim.
I wanted to say something.
Bir şey söylemek istiyorum.
I wanted to say something but I didn't want to embarrass.
Birşey söylemek isterdim ama utandırmak istemedim.
There's something I wanted to say to you, Mike.
Sana söylemek istediğim bir şey var Mike.
I had wanted to say something to you.
Size bir şey söylemek istedim.
I wanted to tell you something. - What?
- Sayın Başkan, ben bir şey söyleyecektim...
Meli, I want you to stay in Firecreek and I want us to say something, bring it out in the open like I wanted to do when you came.
Meli, Firecreek'te kalmanı istiyorum ve tıpkı sen ilk geldiğinde yapmak istediğim gibi bu konuyu herkese ilan etmek istiyorum.
I... just thought... there might be something we wanted to say to each other before I left. Tell me next time you see me.
"Subaylar olarak, endişe verici bu soruna dikkat çekmeyi görev biliriz."
I remember something a bit muddled but I can't remember what I wanted to say.
Bir şeyler hatırlıyorum ancak... Ne demek istediğimi hatırlayamıyorum. Muhtemelen saçmalıyordum.
Eve, I said I had something I wanted to say to you.
Eve, sana söylemek istediğim bir şey var.
I just wanted to say something nice to her.
Sadece ona güzel bir şey söylemek istedim.
Wasn't there something I wanted to say?
Dur biraz, söylemek istediğim bir şey vardı.
Something is gonna happen and I wanted to say good-bye.
Bir şey olacak. Bu yüzden vedalaşmak istedim.
There's something I wanted to say.
Sana söylemek istediğim bir şey vardı.
There's something that I wanted to say to you... without Michael and Jack around.
Sana bir şey söylemek istiyorum Michael ve Jack yanımızda değilken.
I just wanted to say, I don't know, something.
Sadece şey demek istiyordum. Bilmiyorum, bir şey işte.
There's something that I wanted to say.
Sana söylemek istediğim bir şey vardı.
Something I wanted to say to you first. Is that okay?
Benim de sana söylemek istediğim bir şey var.
I just wanted to say that... I guess I still have something to learn about boxing.
Söylemek isterim ki sanırım boks hakkında hala öğrenmem gereken şeyler var.
Let me just say something, sir. This is where I've always wanted to be.
Şunu söylemek isterim ki efendim, hep burada olmayı düşlemişimdir.
There's something I've wanted to say to you for a long time, so long, Chuck!
Uzun zamandir sana söylemek istedigim bir sey var hem de çok uzun zamandir, Chuck!
I wanted something to happen, but I didn't know what to do or say, so I just stood here hoping and waiting for him to make his move.
Bir şeyler olsun istiyordum, ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ben de burada böylece durup... umutla bekledim... ilk adımı o atsın diye.
Let me say something I've always wanted to say.
Sana hep söylemek istediğim şeyi, söylememe müsaade et.
I've wanted to ask you something, and I can only say this once... Sit down.
Soru sormak istiyorum, sadece diyebilirim ki...
I really wanted to say something to you, Jack.
Gerçekten sana bir şeyler söylemek istiyordum, Jack.
There's something I wanted to say to you. What?
- Sana söylemek istediğim birşey var.
Captain Miller, I just wanted to say this is something...
- Kaptan Miller, sadece...
Barnabas, I wanted to say something to you.
Başka bir yardıma ihtiyacın olursa yine seve seve yardım ederim.
I could feel she wanted me to say something.
Sanki bana bir şey söylemek istiyordu.
I just wanted to come here... to come here and say something... say something important, something that you said.
Buraya sana bir şey... söylemek için geldim. Senin söylediğin önemli bir şey.
There was actually something more I wanted to say.
Sana bir şeyler söylemek istiyorum.
I only talked to say I wanted something.
Sadece bir şeyler istediğimi söyledim.
There's just something that I wanted to tell you which is sort of hard to say,
Sana söylemek istediğim çok önemli bir şey var. Hemen söylemesi biraz güç.
There's something that I've always wanted to say... and now I feel that at long last I can.
Biliyor musun, her zaman söylemek istediğim bir şey vardı. Sonunda bunu söyleyebileceğimi hissediyorum.
l wanted to say something about how I feel about your situation.
İçinde bulunduğunuz durumla ilgili ne hissettiğimi söylemek istedim.
There's something else I wanted to say to you.
Söylemek istediğim başka bir şey daha var.
I wanted to go with lots of stainless steel, something we could just pssh! Hose it right off.
Çok sayıda paslanmaz çelik kullanmak istedim, biz sadece biraz şişştt!
I had nothing to say, but she wanted to say something... and I thought :
Benim söyleyecek bir şeyim yoktu fakat o bir şey söylemek istiyordu. Şöyle düşündüm :
I'll make a cassette for Djamel. you wanted to say something?
Djamel için bir kaset yapıyorum Birşeyler söylemek ister misiniz?
I just wanted to go up to him and say something.
Gidip ona bir şey söylemek istedim.
I guess I just- - l wanted to say something.
Ben sadece- - Bir şey açıklamak istemiştim.
There's something I've wanted to say all evening.
Bütün gecedir sana söylemek istediğim bir şey var.
I wanted to say something.
Birşey söylemek istedim.
( Clears Throat ) Well... she wanted me to say something to make her feel better, and I couldn't think of anything.
Benden onu daha iyi hissettirecek bir şeyler söylememi istedi ama ben hiçbir şey düşünemedim.
It's something I wanted to say to you and I'm having a hard time saying it for some reason.
Sana bunu söylemek istiyordum ve bir nedenden dolayı söylemekte zorlanıyordum.