I was there that night tradutor Turco
242 parallel translation
I was there that night at the Garden, the night Baer beat him.
- Baer'in yendiği gece oradaydım.
I was there that night, man, when you scored- - what?
O gece seni izlemiştim şu skoru yaptığında... kaçtı?
You know I was there that night?
O gece orada olduğumu biliyor musun?
I was there that night that you got arrested.
Tutuklandığın gece ordaydım.
You mean to say when we was having our supper there alone and I used to pull down them maps and take the teacher's pointer and pick out the places we'd pretend we was that night, you mean to say we really wasn't there?
Orada, bir başımıza akşam yemeklerimizi yerken ben o haritaları açıp öğretmenin cetveliyle o gece bulunduğumuzu farz ettiğimiz yerleri gösterirken gerçekten oralarda değil miydik yani?
There was only one man that I saw smoke a cigar on Saturday night.
Cumartesi gecesi puro içen tek bir adam gördüm ben.
That night Furuya sat there, you were there, and I was there.
O gece Furuya orada oturuyordu, Sen buradaydın, bende orada.
The same light that was there last night.
Diin geceki I § I § ; In aynl.
I was thinking about that blind lieutenant and your young friend, charlie constable, with the blood on his hat, and... and then sometime during the night they stopped coming, and it got quiet on the road there, it got real quiet.
Kimse var mı?
I never said that I was. But the girl that I followed last night and spoke to, I believe that she lives there.
Dün gece takip edip konuştuğum kızın orada yaşadığını düşünüyorum.
When I went into Dorothy's room earlier that night there was washing on the line.
O gece Dorothy'nin odasına girdiğimde ipte çamaşırlar vardı.
That night I generally thought there was nothing left there for me.
O gece bütün düşüncelerim artık benim için hiçbir şey kalmadığına yönelikti.
- Thank you. When I was over at your house there the other day, and I was climbing up and down that ladder, I tell you, I had a thought. Something else occurred to me, uh, that's been keeping me awake at night.
- Geçen gün evinizde, merdivenden inip çıkarken konuştuklarımızdan bir şey aklıma takıldı uyumaya çalıştıkça kafamı karıştırıp beni uyutmayan bir şey.
There I was last night in all that rain with no place to sleep.
Dün gece, o yağmurda, uyuyacak bir yerim yoktu.
I have fresh evidence for you to reopen the Terry Lennox case. The lady down there, Mrs Roger Wade, is prepared to give evidence that her husband was sleeping with Sylvia Lennox the night that she was killed.
Şurada oturan hanımefendi Bayan Roger Wade, kocasının Sylvia Lennox'la, kadının öldürüldüğü gece, cinsel ilişkide bulunduğu delilini vermeye hazır.
About that shooting last night, I was there, Uncle.
Dün akşamki çatışma hakkındaysa, oradaydım, amca.
I was there the night he got shot in that, shall we say, house of ill repute?
Öldürüldüğü gece, nasıl desem, o kötü şöhretli evdeydim.
I don't know if I mentioned this to you or not, Doctor... we know that the flint was dropped there last night.
Bilmiyorum, bundan size söz ettim mi, Doktor, çakmaktaşının oraya dün gece düştüğünü biliyoruz.
Now, I am aware that there was a most deplorable occurrence in our house last night.
Geçen gece evimizde, çok içler acısı bir durum olduğunu şimdi fark ediyorum.
Actually, what I'm saying is... that I would hope that if there was something for you to tell me... for example, that you'd spent last night with Max... that you would tell me...
Aslında söylediğim şu... yani eğer bana söyleyeceğin bir şey varsa... örneğin dün gece Max'la yattıysan... bunu bana söyleyeceğini umuyorum.
On reaching London I drove straight to the Langham Hotel and was informed that Captain Morstan was staying there, but that he had gone out the night before and had not returned.
Londra'ya ulaşıp dosdoğru Langham oteline doğru sürdüm ve Kaptan Morstan'ın orada kaldığını, fakat bir gece önce ayrıldığını ve dönmediğini öğrendim.
I'm really made up like fully tarting myself around that runway so that was kind of embarrassing go home geek my first day was about a year ago and it was freezing an it was at night and there was a fight scene I
Evine git, sersem! İlk günümde... Yaklaşık bir sene önceydi.
He was supposed to ask his brother if I could stay there that night.
Kardeşine o gece orada kalıp kalamayacağımı soracaktı.
They said I was going with... The reason I was over that night... I was over there messing with this man's wife.
Onlara göre o gece o saatte orada bulunmamın sebebi o adamın karısıyla oynaşmak içinmiş.
That at, like, ten in the morning, I was there... and at ten that night I was in Long Beach trying to hitch a ride home?
Sabah 10 gibi oradaydım. Ve akşam 10'da Long Beach'de otostop yapmaya çalışıyorum.
I will pick up the bulletins and dream them... and in the morning, if there's a boat that's just gone down... I'll think, "Gee, that was on odd dream about the Titanic I had last night."
Saat başı haber varsa onları duyar ve rüyamda görürüm sabah da bir gemi batmışsa "Tanrım, dün gece Titanik'in batmasıyla ilgili garip bir rüya gördüm." derim.
According to this, there was a three-week period where Mom and Dad had screaming matches every night. - I don't recall that. - That's right.
Buna göre annem ve babam üç hafta boyunca her gün biz... yattıktan sonra kavga etmişler.
I always wanted to know What they said to each other that last night, Lying there in that great old brass bed, knowing that it was for the last time.
O eski pirinç yatakta yatıp, son gecelerinde, bunun son kez olduğunu bile bile birbirlerine ne dediklerini bilmeyi hep istemişimdir.
The reason I know that is there was a moment last night... when you were with me and not the president.
Nedenine gelince, dün gece benimle bir Başkan'la değil de ben olduğum için birlikte olduğun bir an vardı.
I go into the Kool Breeze, the bar your brother was in just before the shootin', the bartender ID'd you in there that night.
Kool Breeze'e uğradım. Adamı vurmadan önce kardeşin ordaymış. Barmen senin de orada olduğunu söyledi.
I remember, sometimes getting up in the middle of the night and slipping into his room just to make sure he was all right... and I'd sit there and watch him sleep and I'd think to myself that no matter what
Hatırlıyorum da bazen gecenin bir vakti kalkar usulca odasına girer iyi olup olmadığına bakardım. Orada öylece oturup uyumasını seyrederdim. Kendime söz verirdim.
Look, Scully, I know it's not your inclination, but did you ever look up into the night sky..... and feel certain that not only was something up there,..... but it was looking down on you at that exact same moment,... .. and was just as curious about you as you are about it?
Bak, Scully, senin umurunda olmadığını biliyorum ama geceleri göğe baktığında orada var olan şeyin de aynı merakla yukarıdan sana bakmakta olduğunu hiç düşünmüş müydün?
Every meal, there he was at my ear and I was.... That last night he came to say good-bye and I started crying.
Her yemekte yanıma gelirdi.... son gece yanıma hoşçakal demeye geldi ben ağlamaya başladım.
I was sitting there alone on prom night in that goddamn rented tuxedo and the whole night flashed before my eyes.
Balo gecesi kiralık smokinimle tek başıma otururken bütün gece gözlerimin önünden geçti.
" The day that telegram was drafted I unfortunately or fortunately had the night duty at the code room and, and was rather perturbed about it because I happened to have a very heavy date that night : there was a dance at one of the other embassies and I wanted to get out as early as possible.
Telegrafın çekildiği gün ne yazık ki ya da ne şans ki kodlama odasında gece nöbetindeydim ve oldukça canım sıkılmıştı çünkü yoğun bir gün olmuştu ve o gece başka bir elçilikte dans vardı ve çabucak oradan çıkmak istiyordum.
I was having dinner with my wife last night... there's a maitre d'and a room full of waiters who know that I was there.
Dün gece karımla birlikte yemekteydim. Karım, şef garson ve bir oda dolusu insan orada olduğumu biliyor.
And that disastrous night..... the wound broke open, and there was nothing I could do.
Ve o felaket gecesi, yara açıldı, artık yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
There was a night that could be it. I remember the front door. it's old, very heavy.
Bir gece, hatırlıyorum da kapı sesi duydum kapıyı sert kapatmıştı kapı çarpmıştı.
That's why I was there last night.
O yüzden o gece ben de ordaydım.
I didn't know that there was gonna be an explosion, but the night before, I had this real bad, bad dream.
Aslında fabrikada bir patlama olacağını görmedim. Fakat bir gece önce çok kötü bir rüya görmüştüm.
Lord Edgware was there that night, and I saw how he behaved.
Lord Edgware de oradaydı o gece ve nasıl davrandığını gördüm.
There didn't seem to be anything I could do to help at the time, but that night, when the murder was discovered,
O an için, kendisine yardımcı olacak bir şey yapamazdım.
I only knew that some mornings when I woke up there was evidence of a very strange night, and I was exhausted.
Bildiğim tek şey bazı sabahlar uyandığım zaman geçirdiğim korkunç gecenin izlerinin yanında tükenmiş olduğumdu.
Uh, there was a full dual moon that night as I recall.
Uh, hatırladığım kadarıyla o gün tam çifte ay tutulması olmuştu.
And then that night, I had a dream, and there was this guy in the dream who was supposed to be a psychic.
Sonra o gece, bir rüya gördüm rüyada medyum olduğunu zannettiğim bir adam vardı.
I WAS, UH, READING IN A CHAT ROOM LAST NIGHT THAT THERE'S A DICK SHOT IN IT.
Dün akşam Sohbet odasında okudum. Bi penis sahnesi varmış.
Well, that night that we met I thought there was something, some feeling I had about us.
İlk buluştuğumuz gece... ikimiz hakkında değişik duygular hissettim.
That night I made my uncle believe that there was a girl I liked.
O gece amcamı bir kızdan hoşlandığıma inandırdım.
I was so afraid of what might be on the other side... that there was not a single night I did not cover my head in the bedclothes.
Kapağın diğer tarafında ne olduğunu düşünmeye korkardım. Kafamı yatak örtüsünün altına sokmadığım tek bir gece yoktu.
OF COURSE WHAT JUSTIN DIDN'T KNOW, AND I DIDN'T TELL HIM WAS THAT YOU WERE THERE, EVERY NIGHT.
Elbette ona söylemediğim için aslında her gece geldiğini Justin hiçbir zaman bilmedi.
Not that I'd steal you away... from even one minute of retirement... but I got to get another viewpoint on this case... from someone who was there that night.
Senin emekliliğinden bir dakika bile çalmak istemezdim ama bu davada o gece orada olan başka birisinden de görüş almam gerekiyordu.