I was wrong about that tradutor Turco
179 parallel translation
I was wrong about that glass of beer.
Bira konusunda yanıldım.
I grant I was wrong about that.
Bu konuda yanıldığımı kabul ediyorum.
No, no, I was wrong about that, George.
Hayır, hayır, o konuda yanıldım, George.
I was wrong about that, so- - Well, you can see how anyone can be wrong.
Ben de yanıldım, demek ki- -... gördüğün gibi herkes yanılabiliyor.
I was wrong about that.
Bu konuda yanılmışım.
- Maybe I was wrong about that.
Belki yanılmıştım.
Boy, I guess I was wrong about that earring.
Evlat, bu küpe hakkında sanırım yanılmışım.
'Course, I was wrong about that.
Tabiki, bu konuda haksızdım.
Yes, I was wrong about that.
Evet, bununla ilgili yanılmışım.
- I was wrong about that too.
- Bununla ilgili olarak da yanılmışım.
I've been waiting here two days. I've got to tell her that I was wrong about something.
İki gündür bekliyorum ve ona bir konuda yanıldığımı söylemem lazım.
I'm afraid I was completely wrong about that girl.
Korkarım yanlış bir karar veriyorsun.
I kept saying to myself that Willie was wrong about the judge.
Yargıç hakkında yanıldığını söyleyip durdum kendime.
I gather from Pop's messages that he had ideas about what was wrong.
Pop'un, anladığım kadarıyla sorunun ne olduğu hakkında fikirleri vardı.
What words could I say that would tell him it was wrong about us?
Adımız çıkarsa ne olurdu?
Perhaps I was wrong in the attitude that I took about the school play.
Belki okul piyesi hakkında yanlış tavır aldım.
I was about to go and see her to give her a cheque... and explain to her she'd got the wrong room number and that I wasn't Madame Lolita.
Gece giderken ona ; soran olursa, yanlış kapıyı çaldığını ve.. Madam Lolita adını hiç söylememesi için... bir çek vermiştim.
I'm of the opinion... I would only claim books that was about right from wrong.
Kendi fikrimi söylüyorum, ben yalanları değil, doğruları söyleyen kitapları tercih ederdim.
I was wrong about cherchez la femme. Orry about that...
Bakın, şu kadın konusunda yanıldım, kusuruma bakmayın.
I wanted to tell you that I'm sorry about what I did. You know, and I was wrong.
Hatalıydım.
If that's what you're mad about, I was wrong.
Eğer buna kızdıysan, yanlış söylemişim.
I was wrong about you buying that truck.
Şu kamyon olayında hatalıydım.
When he says he was wrong, when he says that I should have gotten the job, then you talk about bygones being bygones.
Yanıldığını görevi benim almam gerektiğini söylerse, o zaman geçmişte olanları unutmaktan konuşuruz.
- When I said that we had been looking at this case the wrong way around, it was because I have been forced suddenly to think about the victim.
Bu vakaya tersten baktığımızı söyledim çünkü aniden maktul hakkında düşünmeye zorlandım.
I just wanted to say that you were right and I was wrong. About the Corps.
Psişik Birliği hakkında haklı olduğunu söylemeye geldim.
I was wrong about everything except that she's rich.
Onun zengin olduğu dışında her konuda yanılmışım.
the first one to, you know, to sort of rat on me about everything that I was doing wrong.
annemlere uyuşturucu kullandığımı yetiştiren de, yanlış yaptığım ne varsa onlara gidip ispiyonlayan ilk kişi de odur.
Are you ok hon? Ma? I just dreamt that me and Stan and Kyle and Kenny were trapped on a bus and we were talking about everything that happened to us except that it was all wrong, and ended with us eating ice cream.
Anne, rüyamda Stan, Kyle, Kenny ve ben otobüste mahsur kaldık, başımıza gelenleri konuşuyorduk, ama hepsi yanlış anlatılıyordu ve hep dondurma yiyişle bitiyordu.
I was wrong about you, Juha. - Explain that.
Senin hakkında yanılmışım, Juha.
There was nothing wrong with it... until I was about twelve years old... and that no-talent ass clown became famous... and started winning Grammys.
İsmim hiç problem oluşturmuyordu... ta ki ben 12-13 yaşımdayken... bu yeteneksiz palyaço meşhur olup... Grammy Ödülleri'ni alana kadar.
I was wrong and you were right, and I'm not just saying that so we don't have to talk about it anymore, like at home.
Ben haksızdım, sen haklıydın, ve bunda ciddiyim. Böylelikle evdeki gibi kavga etmek zorunda değiliz.
I was clearly wrong about that guy.
Bu çocuk hakkında çok yanılmışım.
I want you to know that what I said about you being all shut down... and that's why I had to fake the flashes, that was... wrong and very unfair.
Bilmeni istiyorum ki, her zaman içine kapanık olduğunu söylemem... ve benim görüntüler hakkında numara yapmam... Yanlış ve adaletsizdi.
I saw something was wrong about that bed.
O yatakta bir terslik gördüm.
I tried to persuade Talyn that he was wrong about Crichton
Talyn'i Crichton konusunda yanıldığına ikna etmeye çalıştım
That somehow I was wrong about everything.
Bir şekilde herşey hakkında yanlıştım.
OKAY, CHERYL, MAYBE I WAS WRONG ABOUT THAT SURPRISE FACE YOU DID.
Şaşırmış ifaden konusunda, yanıldım galiba.
No, there was a time where I though you were the smartest person I had never met, but listening to you now, if that is the way you think, then I was wrong about you as you are about me. Enjoy your Cola.
Hayır, bir zamanlar tanıştığım en zeki insan olduğunu düşünüyordum ama şimdi seni dinliyorum da eğer gerçekten böyle düşünüyorsan, senin benim hakkında yanıldığın kadar ben de senin hakkında yanılmışım demektir.
If you think that... then I was wrong about you.
Eğer bunu düşünüyorsanız senin hakkında yanılmışım.
I was so wrong about that.
Çok yanlış düşündüm.
Was I that wrong about you?
Senin hakkındaki bu şey yanlış mıydı peki?
Oh, we see how wrong I was about that.
Oh, bunda ne kadar yanılmışım görüyoruz.
I thought it was wrong that we didn't tell you about the assassin here.
Suikastçıdan bahsetmemenin yanlış olacağını düşündüm.
It appears now that I.N.T.E.L.L.I.G.E.N.C.E. Was wrong about the Chechnyans being in charge.
Demek ki İSTİHBARAT Çeçenlerin yapacağı konusunda yanılmış. Bu kötü, İSTİHBARAT
I cannot believe that I was wrong about this bridge.
Köprü konusunda yanılmışım.
- Yeah, that's exactly why I was hoping you're wrong about the rain.
- Evet, işte bu yüzden yağmur konusunda yanılıyor olmanı umuyordum.
That you were right about them and I was wrong?
Onlar hakkında senin haklı ve benim haksız olduğumu mu?
It was the wrong path, and I'm sorry about that, too. - You've got a lot to be sorry about. - I do.
- Üzülecek çok şeyin var.
I know it was wrong to lie to you about taking you home after TRIC but when you looked at me the way you did, it felt so good to be looked at like that again.
TRIC'deki geceden sonra seni eve getirme konusunda yalan söylemekle hata yaptım ama bana öyle baktığında tekrar öyle bakılmak iyi hissetmemi sağladı.
I guess Famine's momma was wrong about that freezer.
- sanırım kıtlığın annesi o buzdolabı hakkında yanılıyormuş.
I felt like... I'd discovered something no one else had ever discovered... and I was in a sort of an arena artistically that no one else had ever been in before... ever, although I might have been wrong about that.
Şöyle hissediyordum... daha önce kimsenin keşfetmediği bir şeyi keşfetmiştim... ve daha önce hiç kimsenin bulunmadığı... bir çeşit sanat arenasındaydım... ama bu konuda yanılmış olabilirim tabii.