I won't lie to you tradutor Turco
190 parallel translation
I won't lie to you.
Yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you!
Sana yalan söylemeyeceğim.
Look, I won't lie to you.
Dinleyin, size yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you.
- Bunlarla başlarız.
When something like this happens to you I won't lie to you and tell you I didn't keep hoping it would happen all the speeches that you've made up in your bedroom or in the bathtub go out of your mind completely.
Başınıza böyle bir şey geldiği zaman... size yalan söylemeyeceğim, bunun olmasını diledim durdum hep... yatak odanızda ya da banyo küvetinizde hazırladığınız bütün konuşmalar... tümüyle aklınızdan uçup gidiyor.
I won't lie to you. 40 silver cents
Yalan söylemeyeceğim size, 4 gümüş verdim
I won't lie to you :
Yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, I was worried.
Yalan yok, aslında endişelendim.
I won't lie to you.
Size yalan söyleyecek değilim.
- I won't lie to you
- Sana yalan söylemem.
At least I won't have to lie to you anymore. Oh! Give it to me!
En azından artık sana yalan söylemem gerekmeyecek.
Ted, I won't lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I won't tell you that they are laid up, for the poor things have got nothing to lie upon and it would not be telling the truth.
Samanların üstünde yan gelip yatıyorlar da diyemem, yatacak samanları da kalmadı hayvanların.
I'll work, I'll take your abuse, but I won't lie to your wife for you.
Çalışırım, hakaretlerinizi çekerim, ama sizin için karınıza yalan söyleyemem.
I won't lie to you, Timmy.
Sana yalan söylemeyeceğim Timmy.
I won't lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, boys.
Size yalan söylemeyeceğim dostlarım.
I am an incredibly skilled doctor and I will continue to pursue a safe and effective treatment until I find one... but I won't lie to you.
Ben çok yetenekli bir doktorum ve bu konuda güvenli bir tedavi bulana kadar, bu konuyu takip etmeye devam edeceğim... ama size yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, definitely not.
Sana y alan söylemiy orum.
I told you, I won't lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim demiştim.
I won't lie to you, ma'am.
Size yalan söylemeyeceğim bayan.
I won't lie to you.
Evlenmek istiyor ve onu seviyorum. Sana yalan söyleyemem.
I won't send you off... because I don't want to lie to you.
Seni uğurlamayacağım çünkü sana yalan söylemek istemem.
Okay, I won't lie to you.
Pekala, sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, Doctor.
Sana yalan söylemeyeceğim, Doktor.
I won't lie to you -... you don't look so great... But you're gonna make it.
Sana yalan söylemeyeceğim -... çok iyi görünmüyorsun ama başaracaksın.
OK, Tonane, I won't lie to you.
Tamam, Tonane, sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you on that.
Sana bu konuda yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, Neo.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you. Definitely not.
Sana yalan söyleyemeyeceğim.
I won't lie to you - she could die.
Sana yalan söylemeyeceğim - ölebilir de.
I said I would never lie to you, and I won't.
Sana asla yalan söylemeyeceğim demiştim, söylemeyeceğim de.
I won't lie to you, Mr Poirot.
Size yalan söylemeyeceğim, Bay Poirot.
Bite mark isn't good, I won't lie to you.
Isırık izi iyi olmadı, size yalan söylemeyeceğim.
Seeing you kiss someone else is always going to be a little weird I won't lie.
Seni birisiyle öpüşürken görmek her zaman garip olacak. Yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, David, I'll push for some change at St. Bart's.
YaIan söyIemeyeceğim David, St. Bart'sda bazı yeniIikIer yapacağım.
I won't lie to you, Seven.
Sana yalan söylemeyeceğim, Seven.
Well, I won't lie to you, it's been a tough day. But I have a very important call to make.
Salak nasıl olduğunuzu bilmek istiyor.
I need someone who won't lie to me, like you did.
Sizin gibi yalan söylemeyen birisine ihtiyacım var.
I won't lie to you, Mr. D'iaz.
Bay Diaz, size yalan söylemem.
I won't lie for you. All you have to do is tell them I treat the help fairly.
- Senin için yalan söylemeyeceğim.
Stain, I won't lie to you.
Leke, sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you.
- Sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you anymore.
Artık sana yalan söylemeyeceğim.
Mr. Smith I won't lie to you.
Bay Smith size yalan söylemeyeceğim.
Well, I won't lie to you, son.
Sana yalan söylemeyeceğim, evlat.
I will not lie anymore I won't let you come to any harm
Bu işi yine mi yapacaksın?
" I won't lie to you, brothers and sisters,
" Sizlere yalan söylemeyeceğim kardeşlerim,
How do I know you won't lie to me?
Yalan söylemediğini nereden bileceğim?
I won't lie to you. The surgery is going to be long and difficult, but we have an extremely capable surgical team, and I can...
Ameliyatın zorluğu konusunda sana yalan söylemeyeceğim ama çok yetenekli cerrahlardan oluşan bir ekibimiz var ve ben...
Because if you start with a lie you will have lost the greatest ally you've ever had in your life and I won't even bother to take your statement.
Çünkü yalan söylemeye başlarsan hayatında sahip olduğun en iyi dostunu da kaydedeceksin. ... ve ifadeni almak için bile uğraşmam.