English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I wouldn't have thought so

I wouldn't have thought so tradutor Turco

63 parallel translation
I guess I'm not any braver than I thought I was or else I wouldn't have been so scared.
Sandığımdan daha cesur değilmişim bu kadar korkacağımı tahmin edemezdim.
I wouldn't have thought you'd be so interested in pigeons.
Güvercinlerle bu kadar ilgileneceğini hiç ummazdım.
I wouldn't have thought so.
Öyle düşünmüyordum.
Six months ago, I... I wouldn't have thought so either.
Altı ay öncesine kadar, böyle olabileceğini ben de düşünmezdim.
I never thought it would be so nasty, or I wouldn't have come!
Hiç bu kadar çirkin olduğunu düşünmemiştim, yoksa gelmezdim!
Oh, no, I wouldn't have thought so.
Yok, ben öyle düşünmezdim.
I wouldn't have thought so, no.
Sanmıyorum, hayır.
If I thought like that, we wouldn't have had so much fun the first week.
Eğer öyle düşünseydim, ilk haftadan o kadar büyük zevk alamazdım.
I knew, if I thought about it, I wouldn't have the courage to do it, so... I jumped in a cab, went to Kennedy, bought a ticket.
Ve biliyordum ki, eğer düşünürsem, yapacak cesareti bulamazdım, o yüzden bir taksiye atladım, Kennedy'e gittim, bir bilet aldım.
I thought we changed your program so you wouldn't have to say that anymore.
Programını değiştirdiğimizi düşünüyordum, böylece, bunu söylemeyebilirsin.
I wouldn't have thought so either, but here we are.
Ben de paha biçmem, ama gördüğün gibi.
You know, I wouldn't have thought so before I bought 1 2 % percent of this restaurant... but now I feel a balanced diet can include the occasional eating contest.
Normalde tavsiye etmezdim ama restorantın % 12'sini aldığım için... dengeli bir diyet sayesinde zararlı olmayacağını düşünüyorum.
So I thought it wouldn't be bad to have a baby.
O zaman bebek sahibi olmanın kötü bir şey olmayacağını düşündüm.
I wouldn't have thought so.
- Kocanız uyanık mıydı?
I wouldn't have thought Doggett'd be thrown off so easy.
Ajan Doggett'i baştan savmanın... bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.
I just thought you working on your paper tonight wouldn't be such a bad thing because, well, I kind of, sort of have something to do too, so- -
Bu gece ödevin üzerine çalışmanın fena olmayacağını sanıyorum, çünkü... Evet, zaten yapacak başka işlerim de var.
Well, if you hadn't acted so strange, I wouldn't have thought you were... so strange.
Öyle garip davranışlarda bulununca sizin garip olduğunuzu düşünüyordum.
I wouldn't have thought so.
Öyle sanmazdım.
No, I wouldn't have thought so.
Hayir. Aksini dusunemezdim.
I wouldn't have thought you'd be starting so early.
Bu kadar erken baslayacaginiz aklima gelmezdi.
He has always been most civil and thoughtful. But I wouldn't have thought he'd have had the time. He's had so much trouble with the rioting...
Evet, hizmetçilerimden birisinden, gece vakti bir beyefendiyle... görüldüğünüzü öğrendiğimde, bu tür... bir yakışıksızlığa karşı sizi uyarmanın doğru olacağını düşündüm!
I wouldn't have thought so.
Neden karın oldum sanıyordun?
I just thought that it would be good for you to have someone in your life so you wouldn't have to worry about me so much.
Düşündüm ki Hayatında birisi olması benim açımdan da iyi olur Böylece benim için bu kadar endişelenmek zorunda kalmazsın.
I thought I'd start a business and then go, so I wouldn't have trouble.
Bir iş kurayım, ondan sonra giderim, askerde rahat ederim dedim be...
I thought the whole point of ditching our food... was so we wouldn't have to deal with things like... canyon crawlers...
Sanmıştım ki yiyecekleri kuyulamamızın tüm sebebinin şeylerle uğraşmak zorunda kalmayacaktık idi... kanyon sürüngenleriyle.
Humans have a pungent smell to animals so I thought that maybe everyone gathered together would confuse him and he wouldn't be able to distinguish her from amongst all of us.
İnsanların hayvanlara yaydığı keskin bir koku vardır bu yüzden herkesin bir arada olması, hayvanın aklını karıştırır diye düşündüm böylece kızı aramızdan seçmesi zor olur.
So I thought since they followed all the rules and since you have such nice, comfortable rooms to stay in that you wouldn't mind if I bumped you from your flights and let them go instead.
Ve ben de düşündüm ki kurallara uydukları sürece ve sizlerin de böyle güzel ve konforlu odalarınız olduğu sürece eğer sakıncası yoksa sizlerin uçuşlarınız yerine onların uçuşlarına öncelik vermek isterim.
And even though I thought I was really pushing this whole private school thing for you, I might have actually been sort of over-investing in your life so that I wouldn't have to start my own, which is completely wrong.
Seni bu özel okul meselesi için zorlayan bendim ve..... kendi hayatıma dönebileyim diye seninkine aşırı yüklendim ki bu kesinlikle yanlıştı.
- No, I wouldn't have thought so.
- Hayır.
I wouldn't have thought you had time for poetry, Lazarus. What with you being so busy defying the laws of nature and everything.
Doğa kanunlarına karşı gelmekle meşgulken şiire zaman ayırdığını hiç düşünmezdim, Lazarus.
I wouldn't have thought so.
Sanmıyorum.
Too high a risk, so I wouldn't have thought so.
- Çok riskli, bu yüzden sanmıyorum.
And I thought if I could just hitch a ride, have a piece of it, I wouldn't feel so bad about your success.
Ve ben, yoluma devam edip, hiç değilse buna biraz sahip olabilseydim, senin başarını bu kadar kıskanmazdım diye düşündüm.
I thought you were gonna start doing fulltime at the dentist so he wouldn't have to work so much.
Klinikte tüm gün çalışmaya başlayacaksın sanıyordum böylece babam da bu kadar çok çalışmak zorunda kalmayacaktı.
Wouldn't have thought you were so sentimental about it, from what I've heard of her cooking.
Onun nasıl yemek yaptığını duydum bu kadar duygusal davranacağını sanmıyordum.
I wouldn't have thought so.
- Pek sanmıyorum.
And if I hadn't thought that Nick Fenn was so out of my league with his 5'11 " Harvard Kennedy school girlfriend, I probably wouldn't have shacked up with Danny after five dates.
Eğer Nick Fenn'in, 1.80 boyunda ve Harvard Kennedy'li kız arkadaşıyla benden bir gömlek üstün olduğunu düşünmeseydim, muhtemelen Danny ile beş buluşmadan sonra beraber yaşamaya başlamazdım.
Our colleague here won't have that opportunity, so you thought, what, that I wouldn't notice?
Buradaki iş arkadaşımız bu fırsatı kaçırdı. Ne düşündün? Farketmeyeceğimi mi?
I wouldn't have thought so.
Öyle düşünmemiştim.
I wouldn't have thought so.
Zannetmem.
So you have some gypsy in you after all, I wouldn't have thought that.
Yani içinde biraz çingenelik varmış, bu hiç aklıma gelmezdi.
I mean, I thought if I brought you, then I wouldn't have to hear about the perfect guy that they have in mind for me and how terrible it is that I'm alone and that they'd be so interested in talking to you,
Demek istediğim, eğer seni buraya getirirsem, aklımdaki harika adam hakkında ve yalnızlığın ne kadar korkunç olduğu hakkında bir şey duymayacaktım. Ve seninle konuşmakla çok ilgililer.
I'm sorry. I wouldn't have thought a person who just had sex during her mother-in-law's welcome-to-the-family party would be quite so demure.
Kayınvalidesinin aileye hoş geldin partisinde seks yaparak partiyi böylesine bir duruma getireceğini düşünememiştim.
I wouldn't have thought so.
Böylesi hiç aklımın ucundan bile geçmezdi.
I wouldn't have thought so, but even weirder- - the deposits kept getting made into the account after Warrick's death.
Pek sanmıyorum ama daha garip olanı Warrick'in ölümünden sonra da depozitolar hesaba gelmeye devam etmiş.
No, I wouldn't have thought so.
Evet, ben de öyle düşünmüştüm.
I wouldn't have thought so. Gas Board are pretty good about this sort of thing as a rule.
Gaz idaresi böyle durumları gayet iyi çözüyor genelde.
I wouldn't have thought so.
Evet, değil.
Oh, I wouldn't have thought so, no.
Hayır, sanmıyorum.
I'd have thought so, wouldn't you?
Sizce değil mi?
So, I-I thought, out of respect for our late marriage, that you could release my client and I wouldn't have to add this abuse of power to the civil suit.
O yüzden, düşündüm ki, merhum evliliğimizin hatrına, müvekkilimi serbest bırakabilirsin. Ben de bu güç suistimalini kamu davasına eklemek zorunda kalmam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]