I wouldn't know about that tradutor Turco
227 parallel translation
I wouldn't know about that.
Bunu bilemem.
- I wouldn't know about that.
- Onu bilemem.
I wouldn't know about that intellectual stuff.
Bu tip entel konulardan anlamam.
I don't know yet, but I wouldn't bother about that.
Bilmiyorum ama senin yerinde olsam üstünde durmam.
Listen, I was going to tell Sims that I pumped Steve and that he wouldn't tell me anything'cause he didn't know anything about you.
Dinle, Olanları Sims'e anlatacaktım. Steve'in ağzından laf almak istedim ama o bana hiçbirşey söylemek istemedi. Senin hakkında birşey bilmiyordu.
I wouldn't know about that, Norman.
Bunu ben bilemem Norman.
Except for a few that you wouldn't know about, I'm afraid.
Sizin bilmediğiniz birkaç tanesi dışında.
Being asleep, naturally, I wouldn't know about that.
Uyuduğum için, doğal olarak bunu bilemem.
I wouldn't know about that.
Bilemiyorum.
I wouldn't know about that.
Onu bilemem.
I wouldn't know about that.
Bunu bilmiyordum.
Well, I wouldn't know about that.
Öyle mi, böyle olduğunu bilmiyordum.
- I wouldn't know about that.
- O konuda bilgim yok.
I wouldn't know about that, sheriff.
Ne bileyim, şerif.
- I wouldn't know about that.
Ben hiçbir şey bilmiyorum.
'Of course, I wouldn't know about that because, you see, I don't have a pool.
'Tabii, bunu bilemem çünkü, görüyorsunuz, yüzme havuzum yok.
_ I wouldn't know about that.
- Bunu bilemem.
I wouldn't know about that.
Bilmem.
I wouldn't know anything about that.
O konuda hiç bilgim yok.
I wouldn't know about that.
Haberim yok.
I wouldn't know about that, and I don't need to know.
Bunu bilemem. Bilmem de gerekmiyor.
- I wouldn't know about that, man.
- Bu konuda bilgim yok, adamım.
I wouldn't know about that, dude.
Bundan haberim yoktu ahbap.
I mean, you know, if I were actually to sort of confront the fact... that I'm sort of sharing this stage... with-with-with this starving person in Africa somewhere... well, I wouldn't feel so great about myself.
Yani eğer, Afrika'nın herhangi bir yerinde açlık çeken bir insanla bir nevi aynı sahneyi paylaştığımın gerçekliği ile yüzleşmiş olsaydım, kendim hakkımda bu kadar da iyi hissetmezdim.
Oh. Yeah, I'm sure you'd know about that, wouldn't you?
Evet, Eminim sen biliyorsundur nasıl olduğunu, değil mi?
I wouldn't know about that, madam.
Bilemem hanımefendi.
But if she is... I mean, if she did kill him earlier and then came to meet me... Well, I wouldn't know anything about that.
Ama eğer öyleyse... yani, erkenden babasını öldürdükten sonra benimle buluşmaya geldiyse bu konuda herhangi bir şey bilmiyordum.
I wouldn't know about that.
Bilemem.
I guess you wouldn't know about that.
Sanırım sen bunu bilmiyorsun.
I wouldn't know nothing about that. Yeah.
Bu konuda bir şey bilmiyorum.
I know you'll understand that Mr Madox was only doing what he thought was right when he told me about it, and, of course, I wouldn't think of bringing'charges.
Eminim Bay Madox'un bunları bana anlatırken sadece doğru olduğuna inandığı şeyi yaptığını anlıyorsunuzdur. Tabii ki, kimseyi itham etmek istemiyorum.
Course, I wouldn't know about that.
Tabi ki, Benim bundan haberim yoktu.
I wouldn't know about that. I don't have any money...
Benim param da yok, avukatım da.
Yeah, well, i wouldn't know about that.
Evet, bunu bilemezdim.
I wouldn't know anything about that.
Bununla ilgili bir şey bilemem.
Well, I wouldn't know about that.
O kadarını bilemem.
I wouldn't know about that.
Bir bilgim yok.
Well, I really wouldn't know about that.
Hmm bunu bilmemin pek imkanı yokmuş.
I wouldn't know anything about that, sir.
Bununla ilgili birşey bilmemeliydim, efendim.
I wouldn't know about that because I'm a man.
Ben pek bilmem çünkü ben bir erkeğim.
Well, i wouldn't know anything about that.
Sana bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim.
I wouldn't know anything about that.
Ben bunu ne bileyim.
The one thing about Hitler that I admire... is that he wouldn't take any shit from magicians, you know?
Hitler'e saygı duyduğum konulardan biri de sihirbazlarla alıp veremediği bir şeyinin olmaması, anlarsınız ya?
- I wouldn't know about that.
- Bunu bilmiyordum.
Well, I wouldn't know about that.
Ben orasını bilmem. Ben Teksaslıyım.
Well, I wouldn't know about that.
Şey, bunu bilmiyordum.
I wouldn't know about that, Paul.
Bu konuda hiç bir fikrim yok, Paul.
Somebody else may have hung up, but I wouldn't do that because I know about this stuff.
Başka biri olsa yüzüne kapatabilirdi ama ben kapatmadım çünkü bu konularda tecrübelerim var.
I know some things about him that are very distressing... and, um... and you wouldn't want to know them about him.
Hakkında oldukça huzursuz edici şeyler biliyorum. Ve bunları bilmek istemezsiniz.
But I guess your kind wouldn't know too much about that.
Ama sanırım senin tipindekiler bunlardan pek anlamaz.
I wouldn't know anything about that.
Hakkında hiçbir şey bilmiyorum.