English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Icicle

Icicle tradutor Turco

131 parallel translation
That's all I know, except they say she's as cold as the proverbial icicle.
Hepsi bu, bir de buzdağı kadar soğuk dediklerini biliyorum.
Did you know that an icicle inserted into the brain... will melt slowly and leave no trace?
İnsan beynine sokulan bir buz sarkıtının yavaşça eridiğini... ve hiç iz bırakmadığını biliyor msunuz?
- You're cold as an icicle!
- Bir buz salkımı kadar soğuksun!
You know her. An "unmeltable" icicle.
Onu tanırsın. "Eritilmesi imkansız" buz parçası.
If it isn't Trudy, the beautiful icicle.
Bu eğer Trudy değilse güzel buz saçağıdır.
At 453 degrees below zero, that liquid helium would break it off like an icicle.
Sıfırın altında 453 derecedeki sıvı helyum bunu bir buz parçası gibi kırar.
- Like a poisoned icicle.
- Zehirli bir buz parçası gibi.
That's why they call him the "Icicle of Death".
Boşuna ona "Ölüm Buzulu" demiyorlar.
Let's see, an icicle!
Ne olabilir? Bir buz saçağı!
There was this icicle and it fell off the garage and it hit me.
Garajın damındaki buz saçağı düşüp gözüme çarptı.
Oh, and you're quite like an icicle, Tim.
Buz gibi olmuşsun Tim.
Foxy Phil Tooker... the little guy froze all scrunched up with a red icicle coming out of his nose.
Kurnaz Phil Tooker, zavallıcık buz kesmişti. Burnundan kırmızı sarkıtlar sallanıyordu.
I got icicle toes.
Parmaklarım buz kesti.
He's Mr. Icicle
Buz sarkıt derler ona
So all the later shots had me look like an icicle.
Bu yüzden de bütün pozlarda buz kalıbı gibi parladım.
Mulder, this man's an icicle.
Mulder, bu adam resmen donmuş.
To tell the truth, I feel like the snake that swallowed the icicle.
Doğrusu, buz yutmuş yıIan gibi hissediyorum.
Yes. Her little icicle arms are so sweet.
Evet, onun o buz saçağı kolları çok tatlı.
You licked it like that, like it were an icicle.
Lolilop yalarmış gibi yalıyorsun.
The slacker, the barmaid and the icicle.
Barmaid ve Buz Sarkıtı.
- The icicle collapsed your lung. - Pressure's down to 70.
Buz saçağı ciğerinizin iflas etmesine neden olmuş
- This is Icicle Andy.
Bu Saçak Buzlu Anciy.
Only as Icicle Andy.
Sadece Saçak Buzlu Andy diye.
Everything from the lamppost, all the way to Castle Cair Paravel on the Eastern Ocean, every stick and stone you see, every icicle is Narnia.
Fenerin direğinden Doğu Okyanus'taki, Cair Paravel Şatosu'na kadar her yer. Gördüğün her dal ve taş her buz sarkıtı, Narnia'dır.
is the icicle a life form?
Çatılardan sarkan buz, canlı mıdır?
The icicle foot.
Donmuş Ayak.
My shoe's an icicle, the Inn's driveway's snowed in...
Muhteşem. Ayakkabım dondu, otelin giriş yolu karla kaplı,..
"Hello!" "Your dad got an icicle embedded" in his privates yesterday.
Dün babanın bir tarafına buz saçağı girdi.
You're an icicle.
Buz gibisin.
- It feels like an icicle.
- Buzdağı gibi mübarek.
Icicle, icicle!
Buzparmak!
She stabbed me with a icicle when she thought I kicked one of her spirit animals.
Onun ruh hayvanlarından birini kovduğumu sanıp beni bıçakladı.
She was stabbed with an icicle?
- Buz parçasıyla mı bıçaklanmış?
Icicle shattered the windshield ;
Buz saçağı ön camı kırdı.
- Icicle, huh?
- Buz saçağı demek?
Thing is, that giant icicle I've just climbed up is made of frozen water, it formed this year, whereas that glacial ice up there, formed over thousands of years in a completely different way.
Demin tırmandığım o dev buz saçağı donmuş sudan meydana gelmiş ve bu yıl oluştu. Diğer yandan orada görünen buzul binlerce yılı aşkın bir süreçte bambaşka bir yolla oluşmuştu.
Hey, man, you - you got an icicle sticking out of your head.
Dostum, senin- - kafana saplanmış bir buz saçağı var.
An icicle fell and stuck into the top of his head.
Bir buz sarkıtı düşüp kafasına saplandı.
Maybe I should stand out in the snow for three hours and cry icicle tears.
Belki üç saat boyunca karda durup buzdan gözyaşları dökmeliyim.
As long as they ´ re icy icicle, I ´ m buying!
Yeter ki istediğiniz dondurma olsun, ben öderim.
The guy who pulled the icicle from my chest.
Göğsümden buz parçasını çeken adam.
- That's my icicle.
- O benim sarkıtım.
You took out my icicle.
Sarkıtımı çıkardın.
My guess, he's either deeply depressed or an icicle has snapped off his roof and impaled his brain.
Tahminim- - ya depresyona girdi ya da çatısından bir buz sarkıtı tepesine düşüp beynini parçaladı.
And I always say, "Michael, take two steps back" "and stare at the icicle from the side."
Hep demişimdir ki, "Michael, iki adım yana git ve sarkıta yandan bak."
There's no time for a crossbow, find me an icicle.
Yaylı tüfek için bekleyemem. Bana bir buz kıracağı bul.
You come here and you pull out my icicle and you make me love you and I can't...
Buraya geldin ve sonra o buzu çıkardın ve seni sevmeme sebep oldun ve ben...
This rainwater percolates through the bedrock, or the ceiling rock, and dissolves the rock that's there, and it comes out in the drip water and crystallizes, just like an icicle.
Yağmur suyu ana kayadan ya da tavandan içeri sızarak buradaki kayanın ayrışmasına neden olmuş ve sızan su kayayı kristalleştirerek buz saçağı görünümü almasını sağlamış.
You need security... for a giant icicle?
Büyük bir buz sarkıtı için güvenlik önlemlerine mi ihtiyaç var?
Now, before you decide that Chris is a stubborn icicle, remember, she's dammed up inside worse than the Colorado River.
- Sağ ol Marvin. Sizi görmek isteyenler var. Tanıdıklarını söylüyorlar.
I'm Mr. Icicle
Benim adım Buzlu Don

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]