Idealist tradutor Turco
450 parallel translation
Quite an idealist.
Tam bir idealist.
I'm not a dreamer, an idealist, like you.
Senin gibi hayalci ve ülkücü değilim.
Youthful, passionate, idealistic.
Delikanlıca, hararetli, idealist.
You can't help it if you're an idealist who believes in innocent women.
İdealist olmak, masum kadınlara inanmak elinde olan birşey değil.
Perhaps because I'm a bit of an idealist.
- Belki de idealist olduğumdan.
To be idealistic at this moment would be incongruous.
Bu aşamada idealist olmam pek uygun olmaz.
But you mustn't let your temper get the better of your judgment.
Bu idealist düşüncelerin üste çıkmasın.
So when you start judging an idealistic, dreamy-eyed kid by the bar-room, Benzedrine standards of this megalomaniac society,
Bu yüzden, idealist, hayal dünyasındaki bir kızı, bu megalomanyak cemiyetin.. .. amfetamin ayarındaki bu bar odasında yargılamaya kalkarsan, bunu kabul etmem!
This devotion is idealistic. Your youth!
İdealist bir düşkünlük bu.
You can't be idealistic all your life.
Hayatın boyunca idealist olamazsın.
I suspect your idealistic young lady disagrees with me.
Sanırsam idealist kız arkadaşın benimle aynı fikirde değil.
You're an idealist, and I pity you as I would the village idiot.
İdealistsiniz ve size köyün delisine acıdığım gibi acıyorum.
I didn't want to sound like the dedicated idealist.
Kendini adamış idealist izlenimi vermek istemedim.
Our Crusade was so stupid... that only an idealist could have thought it out.
Seferler o kadar aptalcaydı ki bunu ancak bir idealist düşünmüş olabilir.
- There's the idealistic Dr Vogler who practices medicine according to Mesmer's doubtful methods.
- Mesmer'in şüpheli yöntemlerine göre ilaç denemesi yapan bir idealist Dr. Vogel var.
The point is, I detest my mother-in-law so much, I have to make sure that I'm joining your movement out of idealism, and not through personal pleasure.
- Sorun şu, kaynanamdan öyle nefret ediyorum ki, hareketinize kişisel zevkimden ötürü değil, idealist nedenlerle katıldığımdan emin olmam gerekiyor.
But let me assure you, once you get it made, you can be idealistic all of ten seconds before you die.
Ama seni temin ederim bunu birkere yap... sonra ölmeden on saniye önce idealist olabilirsin.
Well, I guess he was just too idealistic.
Herhalde çok idealist birisiydi.
- You're an idealist.
- Sen de bir ülkücüsün.
And a lousy idealist.
İğrenç bir ülkücü.
- He's an idealist.
- O idealist birisi.
Well, when we're young we look at things very idealistically, I guess.
Gençken, olaylara idealist açıdan baktığımızı sanıyorum.
I'm no idealist to believe firmly... in the integrity of our courts and of our jury system.
Ben, mahkemelerimizin ve jüri sistemimizin dürüstlüğüne... inandığım için bir idealist değilim.
Ober, a simple soul, an idealist, was bewildered by such things
Böyle şeyler basit ve idealist biri olan Ober'i şaşırtıyordu.
- You're a regular idealist.
- Tam bir idealistsin.
If you want to be an idealist, you must also be tolerant.
İdealist olmak istiyorsan hoşgörülü de olmalısın.
It requires idealism.
Bu biraz da idealist olmayı gerektirir.
He's an idealist... with ideals strictly his own.
Kesinlikle kendi idealleri olan biri.
Sensible, practical, adventurous, pleasant, idealistic... - it was surprisingly hard choosing from so many facial types.
Mantıklı, becerikli, maceraperest, cana yakın, idealist tip. Bu kadar çok yüz tipinden birini seçmek göründüğünden zormuş.
You became an idealist.
Ve bir idealiste dönüştün.
First the bandit and then, later, when I become a big enough bandit, they might call me a hero. An idealist, just like you.
Önce bir haydut, sonra da büyük bir haydut olduğumda, beni tıpkı sizin gibi bir kahraman, bir idealist diye çağırabilirler, tıpkı senin gibi.
Even greater for someone with your youth and idealism, but...
Senin gibi genç ve idealist biri için daha da sarsıcı...
The good doctor is an idealist.
İyi kalpli doktorumuz idealisttir.
He's an idealist.
O tam bir idealisttir.
Obviously, I have my reasons for feeling this way... but I think that people who use these classified ads... are idealists.
Tabii ki kendime göre nedenlerim var, ama küçük ilanlar verenlerin idealist olduğuna inanıyorum.
You're an idealistic dreamer.
İdealist bir hayalcisin.
Gus, I'm an idealist.
Gus, ben bir idealistim.
- You're an idealist, you are.
Şöyle olduğu sürece.
As long as you've known me,
- Sen idealist değilsin.
I am now shaping our autumn demonstration plans as the opportunistic idealist has gone.
O fırsatçı idealist gittiği için, sonbahar gösteri planlarımızı artık ben şekillendiriyorum.
A committed idealist to peace.
Barışa kendini adamış bir idealist.
I send out 80 doctors a year into the world... often inspirited, at least competent.
Yılda 80 doktor yetiştiriyorum. Çoğu idealist ama hepsi yetenekli.
Since you're not an idealist :
Sen bir idealist olmadığına göre :
Trotsky is an idealist.
Troçki idealistin teki.
Miguel de Cervantes, I charge you... with being an idealist, a bad poet... and an honest man.
Miguel de Cervantes, seni idealist kötü şair ve dürüst biri olmakla suçluyorum.
An idealist!
Bir idealist!
You're an egotist and an idealist.
Kendini beğenmiş ve idealistin sen.
Tomorrow, antipollutant bacteriological weapons will insure lasting peace and fore v er eliminate thos e vile idealists who prais e the individual.
Yarın, anti-kirletici bakteriyolojik silahlar... sürekli barışı sağlayacak ve... şükreden iğrenç idealist kişileri... sonsuza kadar... yok edecek.
And in every scientist resides a bit of an idealist.
Her bilim adamı da az biraz idealist olur.
Then you go on an idealistic binge.
Sonra birdenbire idealist kesildin,
I must ask myself what your aim is.
İdealist devrimi bir yana bırakırsam amacının ne olduğunu merak ediyorum.