If he's not tradutor Turco
4,244 parallel translation
If he's really falsely accused then we'll definitely try to clear his name, but if not...
Asılsız yere suçlandıysa yaparız.
Not if he's innocent.
- Masumsa yok.
If it's not treated, he'll be dead in months.
Tedavi edilmemişse, birkaç aya ölecek.
And if he lied to us about the sexting, who's to say he's not lying about killing the girl?
Bize seks mesajları hakkında yalan söyleyen adam, neden kızı öldürdüğü hakkında yalan söylemesin ki?
You don't even know if he's real or not.
Onun daha gerçek olup olmadığını bile bilmiyorsunuz.
If putting Leo into the interview makes the husband think he's not a suspect, and gets us some answers, that's what we do.
Görüşmede Leo'nun olması, adamın kendisini şüpheli olduğunu hissettirmezse istediğimiz yanıtları alabiliriz. Yaptığımız bu.
No, we don't, and we're not even sure if he's responsible for her death.
Hayır, bilmiyoruz ve onun ölümünden de sorumlu olup olmadığından emin değiliz.
If he values his life at all, he's not coming back.
Canının kıymeti varsa geri dönmez.
If he's the son I know, he's not going to just let out his temper and cut you off.
sinirini kontrol edip seni kovmaz.
If he's not saying something, we'll have to make him say it.
- Kendisi söylemiyorsa biz söyletiriz.
Christy, if a man won't wait until you're ready to share your secret garden, he's not worth a second of your time.
Christie, eğer bir adam gizli bahçeni paylaşmaya hazır olmanı beklemeyecekse vaktinin bir saniyesine bile değmez.
My uncle is in charge of the entire grant foundation, and he says if I'm not working here, he's going to shut down your entire study.
Amcam ödeneği veren kurumun başında ve dediğine göre eğer burada çalışmazsam senin çalışmanı iptal edecekmiş.
I'm sorry if his methods were questionable, but he was not working for me at the time.
Şaibeli yöntemler kullandıysa, özür dilerim ama o sırada benim için çalışmıyordu.
Oh, I'm.... I'm so sorry, darling. If-if you're looking for Nero, he's not back yet.
Çok üzgünüm hayatım, Nero'yu arıyorsan, daha dönmedi.
If a man does not know what port he's steering for, no wind is favourable to him.
Bir kişi hangi limana gittiğini bilmiyorsa hiçbir rüzgâr kendisine hoş gelmez.
If Spalding does know something, he's not talking.
Eğer Spalding bir şey biliyorsa, konuşmaz.
And I for one do not doubt that he possessed the courage to stand up to the DCS if he felt that they were doing wrong.
Yanlış işler çevirdiklerini düşündüyse eminim SGS'nin bile karşısında durmuştur.
If he can't keep his own house in order, that's not good for either of us.
Kendi bölgesine bir çeki düzen veremezse, bu ikimiz için de iyi olmaz.
If a man tells you he's not afraid of dying he's either lying or he's a Gurkha.
Eğer bir adam ölmekten korkmuyorsa, ya yalan söylüyordur ya da Grukha'dır.
If the senator and Susic had deal and the senator got cold feet after he was already paid, Susic's not gonna be happy.
Senatör'le Susic'in anlaşması varsa ve Senatör parayı aldıktan sonra korktuysa Susic bundan memnun olmamıştır.
If he double-crossed his partner, he's not just on the run from the law, he could also be running from the mob.
Ortağına kazık attıysa, tek kaçtığı kanun değildir ayrıca mafyadan da kaçıyordur.
If he's old enough to watch The Walking Dead with me - - He's not. - then he's old enough to stay home alone.
Benimle The Walking Dead izleyecek yaşa geldiyse evde tek başına kalabilecek yaşa da gelmiş demektir.
If he killed a traitor, that's not murder. He should be rewarded.
Bir haini öldürdüyse, bu cinayet sayılmaz.
Even if he's not, I'll make him.
Değilse bile, ben kalbinin hazır olmasını sağlayacağım.
If he's not well-off, what good is his kindness?
Varlığı yoksa kibarlığı ne işe yarar?
The fact that he's not torturing or sexually abusing them and he's posing them as if they're sleeping suggests remorse.
Onlara işkence etmediği ve cinsel taciz yapmadığı bir gerçek ve onları pişmanlık gösteren uyuma hâlinde bırakıyor.
Not if he's being leveraged, too.
O da işin içinde değilse, bir şey olmaz.
Oh. Just ask Rusty to write me a note stating that he's okay if I share our conversations with you.
Rusty'den, bana, sohbetlerimizi sizinle paylaşmamın sorun olmadığını belirten bir not yazmasını isteyin.
If he's not feeling well then he should come down, just like me.
Hasta madem, benim gibi geri çekilseydi.
If he's not, we will just stay here and wait. There's nothing else to do.
Değilse de zaten sotada bekleyecek.
I would thank Mr. Gale himself if he were here, but he's not.
Bay Gale'e şahsen teşekkür etmek isterdim ama ne yazık ki burada değil.
If I'm not here in the morning, he's not gonna understand...
Sabah kalktığında burada olmazsam, hiçbir şeyi...
Not if he's stuck like this forever.
Sonsuza dek böyle kalırsa değil.
And, if he's not, call me.
Ve eğer yapmıyorsa beni aramanı.
It's not a question of if he finds you. It's a question of when.
Asıl soru seni bulursa ne yapacağı değil asıl soru ne zaman bulacağı.
If that's the truth, he's not human.
Doğruysa normal bir insan olmadığını söyleyebiliriz.
I'm not sure if he's still alive.
Yaşıyor mu emin değilim.
Like, if the truth was that we could hide, it's not like he'd be sharing that information with us, you know?
Eğer saklanabileceğimiz gerçeği varsa bu bilgiyi bizimle paylaşmak istemezdi, değil mi?
Oh, if we don't look busy when Gunderson's around, he thinks we're not trying.
Gunderson etraftayken meşgul gibi davranmazsak çalışmıyoruz zannediyor da.
If he's not dead in a ditch!
Bir çukurda ölüp kalmadıysa tabii!
If he's retired, it's not exactly an official invitation.
Emekli olduysa, bu tam anlamıyla resmi bir davet sayılmaz.
If this is rage and addiction... he's not done.
Eğer bu öfke ve bağımlılıksa işi daha bitmedi.
Well, captain, I'm looking over Ted Jr.'s personal accounts, and if he's hiding money from his wife, it's not in his bank, ma'am.
Başkomiserim, Ted Jr.'ın kişisel hesaplarına göz atıyorum. Eğer karısından para saklamışsa bankasında değil, efendim.
If it's not that either, then did you ask if he misses his mom?
Bu da değilse, o zaman annesini kaybedişini mi sordun?
If he's not sleeping with her, it's kind of funny he's here, isn't it?
Onunla yatmıyorsa burada olması biraz tuhaf, öyle değil mi?
Means if I'm not speaking to him in the next two minutes, he's gonna find himself dead...
Demek oluyor ki eğer önümüzdeki iki dakika içinde onunla görüşemezsem kendini ölü bulacak.
You want him to be paid even if he's not here?
Burada olmasa bile maaş almasını mı istiyorsun?
Now that tank is not going to move, he's fixed on waiting for us to come out first, if they Germans get their third tank up and running they are going to come here and find a way to force us out.
Bakın o tank yerinden hareket etmeyecektir. İlk bizim çıkmamız için bekliyor. Eğer Almanlar 3. tankı üzerimize sürerlerse, buraya gelip bizi çıkmaya zorlamalısın.
Not sure if he's gonna come in here.
Buraya geleceğinden pek emin değilim.
Well, if he's not stopped soon, every indication is he will kill again.
Eğer durdurulmazsa, bütün bulgular çok yakında yine öldüreceği yönünde.
If he's not seated in three minutes, he forfeits.
Eğer 3 dakikaya oturmazsa hükmen mağlup olacak.
if he's not here 16
if he's not there 17
if he's still alive 35
if he's alive 49
if he's smart 25
if he's lucky 18
if he's telling the truth 16
if he's innocent 26
if he's here 40
if he's right 17
if he's not there 17
if he's still alive 35
if he's alive 49
if he's smart 25
if he's lucky 18
if he's telling the truth 16
if he's innocent 26
if he's here 40
if he's right 17
if he's there 16
if he's dead 32
if he's 16
if he's in there 17
he's not my boyfriend 125
he's not gonna make it 43
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not ready 47
he's not 1460
if he's dead 32
if he's 16
if he's in there 17
he's not my boyfriend 125
he's not gonna make it 43
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not ready 47
he's not 1460
he's not there 182
he's not here 947
he's not responding 40
he's not here now 24
he's not my friend 74
he's not wrong 55
he's not here right now 52
he's not home 64
he's not dead 275
he's not moving 49
he's not here 947
he's not responding 40
he's not here now 24
he's not my friend 74
he's not wrong 55
he's not here right now 52
he's not home 64
he's not dead 275
he's not moving 49