If i do say so myself tradutor Turco
123 parallel translation
If I do say so myself, I make very good hot...
Övünmek gibi olmasın, çok iyi sıcak...
Hey, that's pretty nice if I do say so myself.
Oooo iyimiş.
Even if I do say so myself.
Kendimi övmek gibi olmasın.
And, well, if I do say so myself, my daughter Annabel is the star of the show.
Tamam. Oh, harika. Beni öldürecek.
Not bad, if I do say so myself.
Fena değildi, bana göre.
- It's a gift, if I do say so myself.
Bu iş bende olduğu gibi biraz yetenek gerektirir.
And it's, um, rather handsome, if I do say so myself.
Cesaretimi mazur görürsen gerçekten de yakışıklı bir yüz.
It's a very delicate balance. It's not easy. And, if I do say so myself, I am rather gifted at it.
Çok hassas bir iş, hiç kolay değil ve bu konuda doğuştan yetenekli olduğumu söyleyebilirim.
FACE : Good reading, if I do say so myself. FARMER :
- Güzel bir yazı olduğunu söyleyebilirim.
( Roman ) Lobster turned out all right, if I do say so myself.
Istakoz iyi geldi, ha? Bana iyi geldi.
It is remarkable, if I do say so myself.
Bence de inanılmaz bir şey.
I don't know about all of you, but it impresses the hell out of me, if I do say so myself.
Seni tam olarak tanımıyorum, ama kendim için konuşursam,... ben etkilendim.
It's true that I put on a heroic performance, if I do say so myself.
Bana kalırsa, o performansıyla ödülü hak etti.
If I do say so myself, the ballet is in good hands.
Balenin emin ellerde olacağını söyleyebilirim.
It's a good idea, if I do say so myself. It is a great idea!
Bu güzel bir fikir, eğer dediğim gibi yaparsam, bu harika bir fikir.
A minute earlier, she'd have caught me casting every spell I knew on Julius's pigsty of an apartment but by the time she arrived I had the place in reasonable shape, if I do say so myself.
Bir dakika önce gelseydi beni Julius'un evini düzeltmek için tüm büyülerimi kullanırken görebilirdi. Övünmek gibi olmasın ama geldiği vakit ortalığa çekidüzen vermiştim.
And they're working perfectly, if I do say so myself.
ve diyebileceğim çok mükemmel çalıştıkları.
Now, that's a beautiful sunset, if I do say so myself.
Şimdi, bu, güzel bir gün batımı, eğer fikrimi söylersem.
Pleeka rinds and grub meal- - very tasty, if I do say so myself.
Pleka kabuğu ve larva yemeği- - çok lezzetli, elbette bana soracak olursanız.
Damn fine performance, if I do say so myself.
Kendimi övmek gibi olmasın, gerçekten muhteşem performans.
And the design of the device is quite ingenious if I do say so myself, Misty.
Ve cihazın dizaynı gerçekten ustaca değinmem gerekirse, Misty.
I'm putting the finishing touches on Seven's plasma burn and it looks pretty authentic, if I do say so myself.
Plazma yanığı için son dokunuşları yapıyorum, ve epeyce iyi göründüğünü söyleyebilirim.
Or maybe even better, if I do say so myself. [Chuckles]
Kendime sormam gerekirse. belki de daha iyi oldu,
Yeah, i clean up nice, if i do say so myself.
Şöyle bir toparlayayım dedim. En azından kendime.
A good choice for Chief Engineer, if I do say so myself.
Kendim yapmış olsam da, Şef Mühendis için iyi bir seçim.
Outstanding accuracy on my part, if I do say so myself.
Tabii benim keskin nişancılığımın da etkisi var.
I'd like to tell you the story of a plucky young girl who went through the hell of adolescence came out the other side stronger self-possessed with a damn good head of hair if I do say so myself
Size yürekli bir kızın hikâyesini anlatayım. Çok kötü bir ergenlik geçirmiş zamanla kendini toparlayan kendine hakim çok güzel saçları olan kız. Ben olsam öyle derdim.
Since then, his otherworldly business affairs have drawn scads of vulturous criminals mindless stooges and questionable mercenaries to our pitiable planet making the Earth topsy-turvy, if I do say so myself.
Sonra, uhrevi iş meseleleri yüzünden bir sürü açgözlü caniyi sersem herifi ve şaibeli paralı askeri zavallı gezegenimize getirdi. Yeryüzü'nü tarumar etmek için. Tabiri caizse.
And he's also quite easy on the eye... if I do say so myself.
Son derece güvenilir biri oldu. Eğer ben öyle diyorsam doğrudur.
That was good, if I do say so myself.
Bu iyiydi, böyle söylediğime göre.
It was just... well... if I do say so myself. I got a nice snapshot of it, actually.
Sadece bana öyle gelmişti.
Well, if I do say so myself, it was a lovely party, all considering.
Eğer kendime sorsaydım, bunun çok hoş bir parti olduğunu söylerdim, herşeye rağmen.
IF I DO SAY SO MYSELF. AND, THEY CAN'T SELL'EM FAST ENOUGH.
Yok satacaklar!
If I do say so myself, but the truth is, it was a fine performance, wasn't it?
Eğer kendime söylersem, fakat gerçek ise, Performans iyiydi değilmi? ,
If I do say so myself, she's pretty cool.
Bence hoş bir kızdı.
I was rather handsome... even if I do say so myself.
Oldukça yakışıklıydım. Kendi kendime söylesem bile.
And if I do say so myself, I've cooked this bird to perfection.
Ve söylemeliyim ki bu tavuğu mükemmelce kızarttım.
Quite an event in the social calendar, if I do say so myself.
Bunu ben desem de, sosyal takvimde önemli bir olaydır.
Kinda catchy, if I do say so myself.
Benim için bunu bulmak hiç de zor olmadı.
Not bad shooting, if I do say so myself.
Kötü bir atış değil ; eğer kendim için söylersem.
Turned out pretty accurate, if I do say so myself.
Eğer kendime itiraf etmem gerekirse, oldukça yakın bir çizim olduğu ortaya çıktı.
- Brilliant, even if I do say so myself.
- Muhteşem, ben de öyle düşünüyorum.
Anyway, after a lot of tedious, although I must say, ultimately very brilliant work, if I do say so myself, I was able to reset the stones.
Her neyse, uzun ve sıkıcı, aslında söylemek gerekirse, bu işi yapan olarak kendime söyleyebileceğim, çok zekice bir çalışma sonrasında, taşları yeniden ayarlamayı başardım.
So I wore the beautiful Balmain shawl that Jennifer gave me and, if I do say so myself I felt and looked dreamy.
Ben de Jennifer'in hediyesi olan güzel Balmain şalımı giydim ve kendime dediğim gibi rüya gibi göründüm ve hissettim.
Well, if I do say so myself, ma'am, your husband here's quite right.
Hanımefendi, haddime düşmez ama, kocanız haklı.
No girl ever has, even if I do say so myself.
Kendi kendime dediğim gibi, hiçbir kız bunu istemiyor.
Ah, if I do say so myself.
Bugün muhteşem iş çıkarıyorum.
And if I do say so myself, they're great.
- Ve eğer söylemem gerekirse, çok güzel oldular.
It's true, if I do say so myself!
Bu doğru.
So if I think the way you do, I could say to myself, "What the fuck do I care if two million losers get snuffed?"
Eğer senin gibi düşünseydim, 2 milyon insanın ölmesi umrumda olurmuydu sanıyorsun?
I'm doing a pretty good job, if I do say so myself.
Ve gayet de iyi bir iş çıkartıyorum.