English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / If it's

If it's tradutor Turco

93,687 parallel translation
If it's an option for you, please call us at this number.
Bu sizin için bir seçenekse, lütfen bu numaradan bizi arayın.
It's... If this is about who owes who, the judge can sort that out.
Bu eğer bu kimin kime borçlu olduğu hakkındaysa, savcı bunu çözebilir.
Women respond to that, so it's better for me if there's more men.
Kadınlar buna kayıtsız kalamaz, o yüzden daha çok erkek olması benim için daha iyi.
If Jaha's right and Becca created Nightblood there, they'll find her records, and all they have to do is reverse-engineer it from Luna.
Jaha haklıysa ve Becca orada karakan ürettiyse, orada kayıtları bulacaklar... ve Luna'nın kanından Karakan üretecekler.
Well it's dangerous if we just sit here and wait.
Burda beklemek de tehlikeli.
That's why it'll save us all if we can figure out how she made these cells combine.
Karakan hepimizi koruyacak Tabiki hücreleri nasıl biraraya getirdiğini çözebilirsek.
If it's not in the database, we reverse-engineer it from Luna's blood.
Eğer yazılımın içinde değilse, Lunanın kanından tersine-mühendislikle yaparız.
What if it's a trap?
Tuzaksa ne olacak?
We don't know if it's a stroke yet.
Bilmiyoruz, Eğer felç ise.
I'm afraid that if you keep pushing like this, it's just gonna make things worse.
Korkarım Bunu yapmaya devam edersen durumun dahada kötüye gidecek.
I'm gonna keep asking you about it, because if she doesn't come back here, they're gonna make her a suspect.
Sormaya devam edeceğim, çünkü buraya dönmezse onu şüpheli sınıfına sokacaklar.
And it would be better if we had corroborating evidence that proved that she actually drove Meg Rayburn to Marco's house.
O yüzden, gerçekten Meg Rayburn'ü arabayla Marco'nun evine götürdüğünü kanıtlayacak delil bulabilirsek iyi olur.
If I could make requests I'd be doing that, but that's not how it works.
İstek yapabilsem yapardım, ama o iş öyle olmuyor.
If you wanna sell it, that's fine.
Satmak istiyorsan sat.
The thing is if you're in a car... and the car's going 65 miles an hour... you don't feel it.
Bir arabanın içindeyken ve araba saatte 105 kilometre hızla giderken bir şey anlamazsın.
Well, our news coverage here is wall-to-wall, so if this a serial, it's only gonna embolden him. Yes.
Burada her adımımız haberlere yansıyacak, yani seri katilse daha da cesaretlenecek.
Ravi says if I'm gonna get back any memories, it'll happen by then.
Ravi'ye göre hafızam geri dönerse temize çıkmış olacağım.
If there is another name on his list it's yours.
Listesinde bir isim daha varsa o da sensin.
And there's another comforter in the closet if you need it.
İstersen dolapta bir yorgan daha var.
Even if I had the keys, it's not safe!
Anahtarım olsaydı bile güvenli olmaz.
It's a little chilly out here, do you mind if we get in?
Hava biraz serin de, arabaya geçsek olur mu?
Baby, it's me. I don't know if you got my messages. I'm in the terminal.
Bebeğim, mesajlarımı aldın mı bilmiyorum ama havalimanındayım.
It was like hell, if hell was really cold and wet, like your grandma's moldy basement after a bad flood.
Cehennem gibiydi. Cehennem çok soğuk ve ıslak olsaydı... Kötü bir su baskınının ardından büyükannenin küflü odası gibi.
Listen, I was wondering if it's at all possible, can you, like, not ring the church bells for like a hour, an hour and a half?
Dinleyin, acaba mümkünse kilise çanlarını bir, bir buçuk saat çalmasanız olur mu?
Well, if it's not doing well, if you can't turn it around...
Eh, eğer iyi çalışmıyorsa, onu çeviremiyorsan...
I mean, honestly, half the people we support, if I can get them to show me purchase orders two months running, it's a miracle.
Dürüst olursak, desteklediğimiz insanların yarısı, iki aylık siparişlerini bana gösterebilirlerse, bu bir mucize olur.
And if any of the three of us has what it takes to... to raise a family, it's Carson.
Ve üçümüzden herhangi biri aileyi sürdürmek için uğraşıyorsa, bu Carson'dur.
But if anyone could, it's someone who could freeze a god.
Ama eğer biri varsa, biri Kim bir tanrıyı dondurabilirdi.
I know that it's not a camera. I was checking if it had ink, you idiot!
Kamera olmadığını biliyorum, mürekkebi var mı ona bakıyorum!
Who knows if it's me or you next?
Senin benim zamanımızı kim bilir?
If it's an ordinary bike, it would come up to 60 or 70,000.
Eğer orijinalse 60 ya da 70,000 civarındadır.
If it's a Bullet, it would be above 1-1.5 Iakhs.
Kurşun olursa 1. 1,5 milyon kadardır.
If that father's son drives a normal bike, it's your dignity that gets damaged!
Oğlun normal bisiklete binerse, senin haysiyetin sarsılır.
Like I said, it's enough if you do a single stitch from morning to evening.
Dediğim gibi, sabahtan akşama kadar tek bir dikiş dahi atsanız yeter.
It's a problem only if we take it from a single company.
Tek bir firmadan alırsak sorun olur.
I don't do it to make money. If money comes with that, and it always has, that's fine.
Tabii yanında para da kazanırsam ki her zaman da kazanırım, ne âlâ
Results on the other subject. Surveillance of a federal employee is a Class E felony, so if you want me to keep it up,
Federal bir çalışanı takip etmek E sınıfı bir suçtur.
Your advice was appreciated, and it wasn't wrong, but ask a barber if you need a haircut, he's always gonna say yes.
Tavsiyen için teşekkürler. Ayrıca yanlış bir tavsiye değildi ama eğer bir berberden saçını kesmesini istersen her zaman evet der.
And if it checks out, you know, that's the kind of giving I can get behind.
Eğer doğru çıkarsa, böyle bir bağışı reddedemem.
And if you don't do what I'm telling you, it's over for sure.
Sana dediklerimi yapmazsan kesinlikle sona erecek.
If we fail, it's on both of us. I won't be able to protect you.
Başarısız olursak ikimiz de sorumlu oluruz.
If it makes you feel better, we will have one race.
Eğer daha iyi hissedecekseniz, bir yarış yapalım.
Did you really think you could just slip into the abbey where I keep her if I did not permit it?
Ben izin vermesem, onu tuttuğum manastıra öylece sızabileceğini mi sandın gerçekten?
So, if it was at Lady Margaret's orders that my brother's life was taken...
Yani kardeşimi öldürme emrini Leydi Margaret verdiyse...
You don't need to whisper it like it's some dark spell that'll come true if you say it too loudly.
Yüksek sesle söylersen gerçekleşecek bir kara büyüymüş gibi fısıldama.
If you get Chief of Crim and go private, it's a lot more than 600.
Bölümün başına veya özele geçersen 600 binden çok daha fazlası söz konusu.
Because if anyone found out I was meeting with Axelrod in the middle of the night, it would seriously compromise me.
Çünkü gece yarısı Axelrod'la buluştuğumu biri öğrense bu konumumu tehlikeye sokardı.
I mean, I can never tell if he's looking me in the eyes or at my boobs. - [Muffy] Oh, it's both.
Gözlerime mi yoksa göğüslerime mi bakıyor hiç anlayamıyorum.
If eight years of private school taught me anything, it's that you got to join'em early. Besides, they mean well.
Sekiz yıllık özel okul bana gösterdi ki aralarına erken katılman gerek.
I've used as my inspiration the armoured personnel carrier from Aliens, on the basis that if it can protect Sigourney Weaver from that metal bitey thing with teeth, it can keep me safe from Jeremy Clarkson and James May.
Ilham kaynağı olarak kullandım Aliens'in zırhlı personel taşıyıcısı, Sigourney Weaver'ı koruyabilirse,
If you're going to form a relationship with a car, if you're gonna develop a bond, it's got to have human qualities.
Bir araba ile ilişki kuracaksanız, Bir bağ geliştirecek olursan, Insan niteliklerine sahip olmalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]