If that's ok with you tradutor Turco
61 parallel translation
one, two, three and so on around the table, if that's ok with you gentlemen.
Bir, iki, üç ve masanın etrafından devam, eğer sizce de sorun yoksa beyler.
But if you want it to be right here, right now, that's ok with me.
Ama şimdi burada yapmak istiyorsan, sorun değil.
Plus de 2000 that you're lending me now if that's ok with you?
Şimdi 2000 daha verirsen onu da ekle.
If that's OK with you, then we got a deal.
Bu sana uygunsa, anlaştık.
I know that seniors don't normally hang out with freshmen, so if I see you around school, and I say hi and you ignore me as usual, it's OK.
Biliyorum normalde son sınıflar birinci sınıflarla takılmaz. Yani seni okul civarında gördüğümde selam verirsem sen de her zamanki gibi beni görmezden gelirsen, önemli değil.
If that's OK with you.
Sizin için sorun olmazsa.
Well, here's a toast... To whatever it is you found... And to old times, if that's ok with you.
- O zaman bulduğun yol her neyse onun şerefine içiyorum.
If you're uncomfortable with the fact that I'm a woman, it's your problem, not mine. OK.
Bir kadın olduğum gerçeği ile ilgili bir derdiniz varsa, bu sizin sorununuz, benim değil.
If that's OK with you, Chief.
Tabii senin için de sorun olmazsa Şef.
Actually, we wanted to talk with you, if that's OK.
Aslında, sizinle konuşmak istedik, tabii sizin için de uygunsa.
I hope you're not going to be mad at me, but... the thing is... after we crack this case... I'm going to find another line of work... if that's OK with you.
Umarım bana çok kızmazsın ama sorun şu ki bu davayı bitirdikten sonra belki başka bir iş bulurum diye düşünüyorum eğer senin için sorun olmayacaksa tabii.
We're here to take ourfriend Jam... to the big satanic Kiss concert tonight if that's OK with you.
Buraya dostumuz Jam'i almaya geldik... Bu akşamki şeytani Kiss konseri için. Tabi senin için mahsuru yoksa.
I could come with you to the Sub-Committee... if that's OK with you?
Siz ne düşünüyorsunuz? Bay Thiers bu çetin sınavdan güçlenerek mi çıkacak? Bana öyle gözüktü.
If that's OK with you.
- Senin için de uygunsa. - Elbette.
- OK... but I'm telling you that you're crazy... if you think there's anything going on with me and Sam.
- Tamam... ama eğer hala Sam ve benim aramda... bir şeyler var sanıyorsan sen delirmişsin derim.
I mean, you know, if that's OK with you?
Tabii senin açından sorun olmayacaksa.
Leaving your family for that, you gotta be nuts, the ideals must be really big you have to be crazy or a son of a bitch i see their faces, but if they are happy with their lifes, ok
Bunun için aileni terk ediyorsan, çatlak olman gerek ya idealler çok büyük olmalı, ya da sen deli veya orospu çocuğu olmalısın. Yüzlerine bakıyorum, hayatlarından memnunlarsa, tamam ama gitmişlerse, bu, aile hayatından bıktıkları anlamına geliyor.
In the butcher shop, if that's ok with you?
Dükkana, eğer senin için sakıncası yoksa?
- I suggest, we start our reconciliation talks tomorrow, if that's ok with you, Jackie.
- Öyleyse sende kabul edersen yarın aramızdaki sorunları konuşmaya başlayabiliriz, Jackie. Tamam mı?
OK, missy, knowing damn sure that you'll sue us if the slightest thing should go wrong with this elective procedure, we're gonna go ahead and elect not to do it.
Bak, bayan, eğer bu seçmeli ameliyatta, en küçük bir şey bile yanlış gittiğinde bizi dava edeceğini çok iyi bildiğimizden, yapmamayı seçeceğiz.
Yes, I'd like that very much, if it's OK with you?
Evet, bu çok hoşuma gider. Eğer senin için de sorun değilse.
If that's OK with you - which I'm sure it is, since this is just a big misunderstanding we can laugh about in years to come.
Tabi sizin için sorun olmazsa. Eminim olmaz, çünkü bu sadece büyük bir yanlış anlaşılma. Muhtemelen yıllar sonra buna kahkahalarla güleceğiz.
If that's OK with you.
Tabi senin için de uygunsa.
- If that's OK with you.
- Sorun olmaz değil mi?
She's my intern today and I'd like her nearby during surgery, not up in the gallery, if that's OK with you.
Bugün benim stajyerim ve sizin için sorun değilse ameliyat sırasında galeriden değil buradan izlemesini istiyorum.
So, I'd like to go over it with you, if that's OK.
O yüzden bunların üstünden seninle geçmek istedim, eğer senin için sorun değilse.
But, if she knew that I was with you... It's ok if we don't tell her.
Bana söyleyemediğin bir şey mi?
And the only person who can stop it, is in your DIY dungeon downstairs, so we'd kind of like to have a chat with him, if that's OK with you.
Bu yüzden, eğer sizin için sakıncası yoksa onunla biraz sohbet etmek istiyoruz.
If that's OK... with you...
Eğer sana uyarsa.
Yeah, usually. Why not this one? If you don't want me to go with you, that's OK.
Dolabında bir miktar kokain bulacaklar.
So, we have talked it over, and decided that we would love for you to watch Sam on Friday night, - if that's OK with you. - Yeah, Friday will be fine.
Biz enine boyuna düşündük ve senin için de sakıncası yoksa cuma akşamı Sam'e bakmanı çok istediğimiz kararına vardık.
You've grown accustomed to a certain lifestyle, and if you want to rough it for a while with this job, then I understand that, OK?
Sen belli bir hayat standardında yaşamaya alışıksın. Bu işin karşılığında bir süre sıkıntı çekmek istiyorsan onu da anlarım, tamam mı?
7 would be great if that's ok with you.
7 harika olur. Sana da uyar mı?
Abby, I'd like to try to do A memory recall exercise With you To take you back To the park, if that's ok.
Abby, mümkünse parkta olanları hatırlamanı sağlayacak... bir zihin alıştırması yapmak istiyorum.
If that's still OK with you.
- Eğer senin için de bir mahsuru yoksa.
Josh, I'd like you to come down to St Kilda Road with me, if that's OK.
Josh, Sana benimle Kilda yoluna gelir misin. Sorun olmazsa.
As soon as I finish that I'll come here.. if it's OK with you?
Yakında bitince gelmeye başlarım... öyle olur mu?
If that's ok with you.
Tabii sana da uyarsa.
- If that's OK with you.
Eğer senin için de uygunsa?
I'm going to get off, mate, if that's OK with you.
Ben gidiyorum, tamam mı.
'Clem, at this juncture I just want to say,'if you see anything coming up on these monitors,'you're not happy with, pull the plug. That's it, OK?
Clem, bağlantı sırasında, monitörde hoşuna gitmeyen bir şeyler görürsen, monitörü kapatmanı istiyorum, tamam mı?
If that's OK with you.
Senin için de uygunsa.
If that's OK with you, Rory.
Eğer sizin için de uygunsa, Rory.
If you don't come back, that's OK with me
Dönmezsen, benim için sorun değil.
If that's OK with you?
- Senin için sorun olur mu?
If that's OK with you.
Sizin için sakıncası yoksa.
You can say no, but I want to attend on Saturday, if that's OK with you.
Kabul etmeyebilirsiniz ama ben de cumartesi günü cenazeye katılmak istiyorum,... tabii sizin için bir sakıncası yoksa.
I'm probably just gonna go, if that's OK with you guys.
Sizin için sorun değilse ben artık gideyim.
I'm gonna call you Lisa, if that's OK with you.
Sana Lisa diyeceğim senin için uygunsa.
If that's OK with you?
Senin için sorun olurmu?
Uh, actually, I'm just gonna do my research here if that's ok with you.
Aslında eğer senin için sorun olmazsa araştırmamı burada yapacağım.