If that's what he wants tradutor Turco
69 parallel translation
to sacrifice my pain, if that's what he really wants. I'm saying this..
Ama ben senin için konuşuyorum.
It's you he wants, if that's what you wanted to find out.
Bilmek istiyorsaniz, o sizi istiyor.
For a crazy minute I say to myself, I'll be respectable if that's what he wants.
Bazen kendi kendime, istediği buysa ben de düzgün biri olacağım diyorum.
Tell him I am going to Australia... if that's what he wants.
İstediği şey buysa.
If that's what he wants...
İstediği budur belki.
If a customer wants a brand of wine that we carry, that's what he gets.
Müşteri bizde bulunan bir şarap markasından istiyorsa, istediğini alır.
I think it's admirable that you made a connection... but the purpose of this meeting is to determine what is best for Raymond... whether or not he's capable of functioning in the community... and what, in fact, he wants, if that's possible to determine.
Bence onunla bir bağ kurmanız takdire şâyan bir durum ancak bu toplantının sebebi, Raymond için neyin en iyi olduğuna toplum içinde yaşayabilip yaşayamayacağına, mümkün olduğunca kendi arzularını da göz önünde bulundurarak karar vermektir.
If that's what he wants, Jennie, then you should do it.
İstediği buysa Jennie, kabul etmelisin.
I think if he's interested in what one of his contract employees is doing, that employee should be able to tell him, if he wants to stay an employee.
Bence sözleşmeli elemanlarından birinin yaptığı işe alaka gösteriyorsa, o eleman ona fikrini anlatabilmeli, tabii işini kaybetmek istemiyorsa.
All right, if that's what he wants.
Tamam, eğer istediği buysa.
But he's Jean-Luc Picard. And if he wants to go on one more mission, that's what we're going to do.
Ama o Jean-Luc Picard, ve bir göreve daha çıkmak istiyorsa, tam olarak yapacağımız budur.
If I get a confession from Gilmore, the drug will wear off and he could go back to his psychosis if that's what he still wants.
Gilmore suçu itiraf ederse, ilacın etkisi geçer ve bu haline dönebilir.
That's what he wants, if that's what you want.
- Bu gece mi?
And he is still your father, after all, and if he wants to make a complete and utter fool of himself by trying in some pathetically cliché fashion to recapture his sorry state of manhood, by hooking up with not even a very attractive bimbo... then if that's what he wants, I'm fine with that.
Ve hâlâ babanız o, kendini böyle göstermek istiyorsa. Ya da patetik, klişe bir hissin kendisini böyle almasına izin veriyorsa. O kadar çekici bile değil.
do you know if that's what he wants?
Peki, kadına ne düşündüğünü sordun mu?
IF THAT'S WHAT HE WANTS, THEN THAT'S WHAT IT'LL BE.
İstediği neyse o olacak.
Talk to him if that's what he wants.
Konuş onunla eğer istediği buysa.
If that's what he wants, then that's exactly what we're going to do.
Eğer istediği buysa, aynen öyle yapacağız.
If there's one thing everyone knows about John Dorian is that he always wants what he can't have.
Çünkü herkesin John Dorian hakkında bildiği bir tek şey varsa, o da hep elde edemeyeceğini istediğidir.
If Viktor wants a designer fridge that's what he'll get.
Eğer Viktor o buzdolabını istiyorsa onu alacağım.
Well, what if he wants to Photoshop a picture of you with your arm around him and slap it on a billboard that overlooks the whole town?
Ya Photoshop'la senin kolunu onun omzuna atmış bir fotoğrafını yapıp tüm kasabaya bakan bir reklam panosuna asarsa?
Well, why didn't he just pull over... and let us pass then, if that's what he wants?
Niye kenara çekip geçmemize izin vermiyor?
But if he wants the good shit that's what I'm talking about.
Ama sağlam bir şey istiyorsa... işte bahsettiğim de bu.
If we let Epps get under our skin, that's exactly what he wants.
Epps'in içimize nüfuz etmesine izin verdik. Onun istediği de bu zaten.
If that's what he wants...
Eğer istediği buysa...
If that's what he wants, that's what we do.
Eğer istediği buysa, bunu yaparız.
If that fossil wants a war, that's exactly what he'll get.
Eğer o moruk savaş istiyorsa, sonuna kadar alacak.
If that's what he wants, so be it.
Öğrenmek istediğin buysa, biraz.
Well, if it's any consolation, Tim is more determined than ever, and he wants me to scope out what Delia likes so that he can impress her.
Eğer teselli olacaksa Tim onun gözüne girmek için Delia'nın istediklerini yapmakta her zamankinden daha kararlı görünüyor
If that's what he wants.
Umurumda değil. Eğer istediği buysa.
As if I don't know what's going on, as if I'm a child. Why don't he just tell me he doesn't love her, that he just wants her money. I know what's going on.
Neler olduğunu bilmiyormuşum, çocukmuşum gibi.
You tend to his every beck and call. You'll wipe his goddamn ass if that's what he wants you to do.
Onun emrine amade olacak ve eğer isterse götünü bile sileceksin!
W-what if a month from now, He still doesn't feel that his body's right, And he wants to chop off his legs
Ya bir ay sonra hala vücudunun tam olmadığını hissedip, bacaklarını, diğer elini ya da kollarını kesmek isterse?
Well, I guess if that's what he wants... I guess, uh, congratulations are in order.
Eh, eğer bu işe seni uygun gördüyse, bana da tebrik etmek düşer.
But hell, I guess if that's what he wants, congratulations are in order.
Eh, eğer bu işe seni uygun gördüyse, bana da tebrik etmek düşer.
What if I told you I could get a proven big man that's about to become an all-star to waive his no-trade clause because he wants to come play for the Bobcats?
Sana gelip Bobcats için oynamak istediğinden All Star olmak üzere olan ve takas hükmünden vazgeçecek olan harika bir oyuncu getirebileceğimi söyleseydim?
If that's what he wants, he deserves to go out with some dignity.
Eğer istediği buysa, biraz itibar görmeyi hakediyor.
Knock this guy out if that's what he wants.
Adamın gözü Zilde Onun bir planı var.
-... if that's what he wants -
- Eğer istediği buysa -
Fine. If a hot blond is what he wants to see, a hot blond is what he's going to get. Give me that.
İyi, eğer taş gibi sarışın görmek istiyorsa biz de ona taş gibi bir sarışın veririz.
I sense it's more than that, it's as if he imitates normal behaviour to get what he wants and has complete disregard for everyone.
Bence daha fazlası. Sanki istediğini almak için normal davranıyor gibi. Ve kimseyi umursamıyor.
And that's why the CSIS wants to know if that's what he was murdered over.
Ve işte bu yüzden KGHS öldürülüp, öldürmediğini bilmek istiyor.
If you're staying here permanently, he's got to understand that it's what Rick and I say, not whatever he wants.
Burada kalacaksanız, benim ve Rick'in dediklerini anlamak zorunda, kendi istediğini yapmamalı.
If you believe House is sick, it's only because that's what he wants you to believe.
House'un hasta olduğuna inanıyorsan bunun tek sebebi buna inanmamızı istemesindendir.
Sean is here voluntarily, so if that's what he wants to do,
Sean burada kendi isteğiyle kalıyor, bunu yapmaya gönüllüyse...
Well, if that's what he wants to do, that's his right, but you and me and Teddy, we're out.
Yapmak istediği oysa, bu onun hakkıdır ama ben, sen ve Teddy bitiriyoruz.
That's okay. If that's what he wants.
Eğer istediği buysa, sorun değil.
He'll kill you as well, if that's what he wants.
İstediği öldürmek olsa seni de öldürür.
Yes, if that's at all what he wants.
Evet, adam parayla ilgileniyorsa tabii.
Well, if that's what he wants, don't give in.
İstediği buysa, teslim olma.
Mr. Gardner is asking for the content of a conversation between Mrs. Van Zanten and a police detective. If that's what he wants, he should put one of them on the stand.
Eğer istediği buysa, onlardan birini kürsüye çağırması gerekir.