If you're here tradutor Turco
4,245 parallel translation
If you're going to live here, there are certain things that you're going to have to know how to do.
Eğer burada yaşayacaksanız nasıl yapılacağını bilmeniz gereken kesin şeyler var.
So if you're done with cuddle therapy, or whatever it is you do, maybe you could actually do your job and come down here and give us some backup.
Kucaklaşma terapileriyle işin bittiyse ya da her ne yapıyorsan bitirdiysen gerçek işine dönüp acil servistekilere destek olmaya başlayabilirsin.
If you have guts where they're meant to be, come here
Dedikleri kadar cesursan, buraya gel.
- We haven't lived here long enough for that. And it only happens if you're a baby.
Bunun için bu evde yeterince uzun kalmadık ayrıca bunlar eğer bebeksen olur.
Uh, actually, if you're here to try to get us to go to church or something, I'm sorry but I'm not the church-going type.
Eğer bizi kiliseye davet etmek için buradaysanız üzgünün ama kiliseye giden tiplerden değilim.
When you're here, you're my responsibility... so if you're supposed to be studying, then you should be doing that... and not posing on the roof.
Biliyorsun, burada olduğunda benim sorumluluğumdasın... Yani eğer çalışman gerekiyorsa, o zaman çalışmalısın... Çatı da poz vermemelisin.
But if you're telling me the reason they were separated... is because there was no host family here for her, then you're going to have to find one.
Ancak ayrılma sebeplerinin burada kızı konuk edecek bir aile olmadığını söylüyorsanız bu durumda onun için bulmak zorunda kalacaksınız.
If you're here, you gotta stay here.
Buradaysan, burada kalmalısın.
If you're not here, you're fired. I'm sorry.
Kusura bakma ama yarın gelmezsen kovulursun.
What have we been doing here all day if you're planning on pulling this shit?
Eğer planladığın buysa ne diye anlaşma yapmaya çalışıyoruz burada!
Why would you help me if you're trying to get yourself out of here?
Sen de buradan kurtulmaya çalışıyorsan neden yardım ediyorsun?
If we manage, I mean once we're done here, you'll take a train from the east and we'll meet you at the station.
Bunu başarabilirsek, yani bir kez burada işimizi halledince doğudan gelen trene bineceksin ve istasyonda buluşacağız.
I don't know if you know but those things can come back in here and then we're all dead.
Ben bilmiyorum ama sen bilirsin ya onlar tekrar geri gelirse ve sonra hepimiz ölürüz.
If you ask me, it's not gonna be any worse... Than the air we're breathing in here.
Bana sorarsan, burada soluduğumuz havadan... daha kötü olamaz.
If you cannot, we're gonna come back here with your friends from fish and wildlife.
Eder sağlayamazsan, Balık ve Vahşi Yaşam Bürosundaki dostlarınla tekrar geleceğiz.
If you're not supposed to be here...
Eğer burda olmaman gerekiyorsa...
Go ahead and give it a chuckle if you want to, But what you're looking at here is a walking, Talking novel.
- Sen gülmeye devam et ama şu anda baktığın kişi yürüyen ve konuşan bir roman.
If you think he isn't scheming to undo everything we've done here, you're kidding yourself.
Yaptığımız her şeyi bozmak için plan yapmadığını sanıyorsan, kendini kandırırsın.
If we're really in trouble, you think we're not gonna hightail it outta here?
Eğer başımız cidden belaya girerse, sence buradan hızlıca kaçamaz mıyız?
If you're not familiar with the lay of the land it's easy to run into trouble around here and your mobile phones will be of no use.
Bu yollara alışkın değilseniz başınız kolayca belaya girebilir ve telefonunuz da çekmez.
But if you're here to spring more of this "us" stuff on me, just tell me now.
Ama eğer buraya şu "biz" şeylerinden anlatmaya geldiysen, şimdiden söyle.
All I care about right now is to find out if you're here in London to harm President Heller.
Benim için şu an önemli olan tek şey, Londra'da olma sebebinin Başkan Heller'a zarar vermek olup olmadığı.
Not if you're drinkin'here, you're not.
Eğer burada içiyorsan demekki daha olmadın.
I mean, if it's cold out there and hot in here, you're gonna get steamy windows.
Yani dışarısı soğuksa ve içerisi sıcaksa, pencereler buğulanır.
If you're in here, who's watching the front, officer meyer?
Sen buradaysan, girişe kim bakıyor, Memur Meyer?
But if you think you're gonna hang around here, take a couple parenting classes, make all this evil shit right, you are sadly mistaken.
- Evet. Ama buralarda böyle takılıp birkaç ebeveynlik kursuna katılarak bütün bu şeytani pisliği temizleyebileceğini sanıyorsan inanılmaz yanılıyorsun.
You know, if you're gonna be here this late, feel free to pick up a mop and a broom.
Bu saatte burada olacaksan eline paspas falan alıp yardım etmekten çekinme.
Meaning if we're here, you probably have more problems with this place.
- Eğer buraya geldiysek bu tesisle ilgili daha çok sorun yaşayacaksınız.
If you're here because of what I said before, I apologize.
Sana daha önce söylediğim şey için buradaysan, özür dilerim.
I don't know if you're safe here.
Burada güvende misin bilmiyorum.
And if I have to come back here for any more of this stalker crap, you're gonna find yourself walking out of your classroom wearing handcuffs.
Bu takip saçmalıkları için buraya tekrar gelmek zorunda kalırsam,... kendini, sınıfından kelepçelerle çıkarken bulursun.
So, if you're still here tomorrow... I'm gonna tell her.
Eğer yarın, hala buralarda olursan O'na anlatacağım.
But if you're here tomorrow...
Ancak yarın yine burada olursan...
If you're here to try to stop me again, Uncle Bobby, you can't.
Beni tekrar durdurmak için buradaysan durduramazsın Bobby amca.
Spirit, if you cannot show yourself to us, give us a sign that you're here.
Ruh, eğer kendini gösteremiyorsan bize burada olduğuna dair bir işaret ver.
Hey, if you're here come talk to us!
Eğer buradaysan bizimle konuş!
And if you think that you can blackmail me here, you're wrong.
Bana burada şantaj yapabileceğini düşünüyorsan, yanılıyorsun.
Well, we're here if you need us.
İhtiyacınız olursa buradayız.
But we're here to rehearse, it's better if you sing a song.
Ancak biz prova için prodayız, şarkınızı daha iyi söylersiniz.
Elena Ramos, if you're here, come out!
Elena Ramos, eğer buradaysanız dışarı çıkın.
Because if your grandfather ever discovered that you're here, You'd all be thrown out without a red cent, But not before getting punished for even being alive.
Çünkü büyükbabanız burada olduğunuzu bir kez ortaya çıkarırsa,... hepinizi beş parasız dışarı atacaktır,... elbette hala hayatta olduğu için sizi cezalandırdıktan sonra.
But if you're not back at Miss Mardle's in the next couple of hours, I'll drag you out of here myself.
Ama birkaç saat içinde Bayan Mardle'ın evine dönmezsen seni burdan sürükleyerek çıkarırım.
If I get out of here, you're gonna need a rescue team after I hunt you down.
Ben burdan çıkınca peşine düştüğümde, esas senin kurtarma ekibine ihtiyacın olacak.
Even if you're right, it's not safe for him here.
Haklı olsan bile, burası onun için güvenli değil.
And, hey, if you're lucky enough, one of y'all might get out of here alive.
Ve eğer şanslıysanız, biriniz buradan sağ kurtulabilir.
But if he doesn't have the police on the way here, then you're our only chance for survival right now, okay?
Eğer ki polislerle beraber buraya gelmiyorsa buradan şimdi çıkıp gitmen lazım, tamam mı?
- Or maybe you're not. - If you need a punching bag, I will stand here and take the punches, as I have done time and time again, since I swore my oath.
- Kum torbasına ihtiyacınız varsa yemin ettiğim üzere yeri geldiğinde yaptığım gibi burada durup yumruk yerim.
I'm sure you could use the backroom here - if you're looking for a base, that is. — We are.
Eğer bir ofise ihtiyacınız varsa arkadaki odayı kullanabilirsiniz.
Well what's the point in us being here if you're not going to at least try and relax?
En azından denemek ve dinlenmek yoksa tüm bunların anlamı ne?
If you're in, stay here with me.
Girdiyseniz benimlesiniz.
And if you're here to find out about Caleb, I haven't examined him yet.
Caleb hakkında bir şeyler öğrenmeye geldiysen henüz onu muayene etmedim.
if you're happy and you know it 31
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28