If you're listening tradutor Turco
198 parallel translation
If you're listening for shooting, don't.
Eğer silah sesi bekliyorsan, boşuna duymayacaksın.
If you're listening, this is my attempt at being nice, decent and fair.
Dinliyorsan, bu nazik ve iyi kalpli olma girişimimdi.
So, Patsy, if you're listening, this song is for you.
Eğer dinliyorsan Patsy, bu şarkı sana.
You're listening to Willie Craig on PRM-FM-93 and if you're clock radio is set to go off at 7 : 18, is should be doing that right about now
Eyaletin yukarı kısımlarında sıcaklık 0 dereceye kadar düşebilir. Yer yer buzlanma bekleniyor. PRM-FM-93'te Willie Craig'le birliktesiniz.
That's to see if you're listening.
Anlatacaklarım bunlar, dinliyorsanız eğer.
Annie's parents, if you're listening, contact Oliver Warbucks...
Annie'nin ailesi dinliyorsa, Oliver Warbucks'ı bulun.
If you're listening, Rambo, this is your situation :
Eğer dinliyorsan Rambo, durumunu açı klıyorum :
Decide if you're listening or not.
Dinleyecek misin, karar ver.
And, Mom, if you're listening, I'd like to tell you that this really isn't my fault.
Ve anne, eğer dinliyorsan bunun gerçekten benim hatam olmadığını söylemek isterim.
But if you're listening to this, that means he has got to me first.
Ama bunu dinliyorsan bu benim kazandığım anlamına gelir.
If you're listening to this, it means that Kuato is dead... and you have led us to him.
Beni dinliyorsan, Kuato ölmüş demektir... ve benim için buradasın.
Ed, if you're listening, we'd very much like to hear from you, because, well, you've been there.
Ed, bizi dinliyorsaniz, sizi dinlemek isterdik, Çünkü siz... deneyimlisiniz.
So, if you're listening to me, lady, you'd better think long and hard before tying something like this on Homer Simpson again!
Beni dinliyorsan bayan, bir daha Homer Simpson'ın karşısında böyle bir şey denemeden önce uzun uzun düşünmen gerekecek.
So if you're listening Patrick or anyone who knows him, Will you please contact your home, or call the Capital Gold helpline on 071-308-7575.
Patrick ya da onu tanıyan birileri bizi dinliyorsa lütfen eviyle temasa geçsin ya da yardım hattı 071-308-7575'i arasın.
Anyway, Holling, if you're listening, I don't know if you have plans... for the disposal of that foreskin, but you might wanna consider... the Hasidic custom of burying it under a fruit tree.
Holling planın var mı bilmem ama o fazlalıktan kurtulma konusunda... Hasidik geleneğine uyup fazlalığı meyve ağacının dibine gömmelisin.
Hey, Maggie, if you're listening, this one's for you.
Hey, Maggie, eğer dinliyorsan, bu sana gelsin.
Anyway, Maggie, if you're listening, this one's for you.
Herneyse Maggie, eğer dinliyorsan bu senin için geliyor.
- I'll explain it because I find that's the easiest way to do it - is I need a shot where you're sitting and seeing and listening while I'm asking you a question. We can use the shot to introduce you, explain who you are, where you fit into my piece. But if you don't speak to me, I can also use...
Toplumdan topluma değişir ama bizimkisinde toplumda olacaklara dair önemli kararlar,... yatırım, üretim dağıtım vb. ile ilgili kararlar büyük şirketler, holdingler ve yatırım firmalarından oluşan bir grubun ellerindedir.
Bob, if you're listening please check in...
Bob, eğer dinliyorsan lütfen danışmaya...
I guess if you're listening to this, it's all yours now.
Eğer bunu dinliyorsan, hepsi şimdi senin.
All I really want to say is, Alan... if you're listening, please come home.
Tüm demek istediğim, Alan... Eğer dinliyorsan, lütfen eve geri dön.
If you have any words of apology or regret, I believe they're all listening.
Eğer herhangi bir özür veya pişmanlık sözün varsa, eminim hepsi dinliyor.
Kayla, if you're listening, I really need that demo tape.
Kayla, beni dinliyorsan.. Gerçekten o demo kasedine ihtiyacım var.
And, Ross, if you're listening I don't want to pla y your song anymore.
Ve Ross, eğer dinliyorsan senin parçanı daha fazla çalmak istemiyorum.
So Gary, if you're listening, please, please give us a call.
Gary, bizi dinliyorsan lütfen ara.
If you're listening, God... please help me today.
Tanrım, eğer beni dinliyorsan lütfen bugün bana yardım et.
Pick up if you're listening
Eğer dinliyorsan, telefonu aç.
Mrs. Newman, if you're listening, bugger off.
Bayan Newman, dinliyorsanız def olun.
If you're just joining us, we've been listening to
Az önce aramıza katılanlar için :
If you're listening,... all you have to do is wave to Larry and you've scored yourself 10 000 dollars cash.
Eğer dinliyorsan, Tek yapman gereken Larry'e el sallaman, Ve sonrasında on bin dolar senin olacak.
And if you're listening to your music that loud... they're inconvenienced by that.
Bu kadar yüksek sesle müzik dinlerseniz... bundan rahatsız olurlar.
If you're listening to this message, we're probably screening.
Eğer bu mesajı dinliyorsanız, biz muhtemelen saklanıyoruzdur.
Kate, if you're listening, I want you to know that I'm OK.
Kate, beni şu an dinliyorsan bilmeni isterim ki... ben iyiyim. Umarım sen de iyisindir.
... if you're listening to this tape, that must mean I'm dead.
artık ben öldüm demektir.
If you're listening, David Hammond of Southweld street,
.. bazıIarını isteyen David Hammond, beni dinIiyorsan, üzgünüm..
God, if you're listening, let me have vengeance on his soul.
- Tanrım eğer beni duyuyorsan o adamdan intikam almama izin ver. Ben gidiyorum.
Phil, if you're listening, it might help to keep in mind the old adage :
Eğer bizi dinliyorsan Phil, sana şu sözü hatırlatmak isterim.
I don't even know if you're listening to this... but Bingu, I really wish I could get to meet her
bunu duyup duymadığını bilmiyorum ama Bingu, gerçekten de o insana ulaşmak istiyorum.
I don't know if you're not listening or you don't want to listen... but he didn't do it.
Kasten mi anlamak istemiyor musunuz?
kind of understandable. If you're listening, spacemen, next time you might wanna try Marple.
Eğer bizi dinliyorsanız uzay adamları, gelecek sefere Marple'ı deneyin.
[So, Angelo, if you're listening, I have to apologize.]
Angelo, eğer dinliyorsan, sana bir özür borçluyum.
And Oakes, if you're listening, kiss my ass.
Eğer Julie oradaysa, onu sevdiğimi söyle... ve 0aks eğer sen de dinliyorsan kıçımı öp!
If you're in bed listening to this, stay there.
Şu an beni dinliyorsan yatağında, kapatma..
And Tom, if you're listening, buddy... I feel your pain.
Ve Tom, eğer dinliyorsan, ahbap... acını anlıyorum.
If you're listening to this, they let you go too soon.
Eğer bunu dinliyorsan, onlar çok yakında seni bırakacaklar.
Please, God, if you're really there and listening to me, take care of Clark.
Tanrım, lütfen, eğer beni duyuyorsan, lütfen Clark'a yardım et.
Dear god, if you're listening.
Allahım,
Okay, we're back and uh, if my boyfriend's listening you're late and I'm a little worried you're trapped in a snow drift or something. So honey if you're cold, I'm with ya baby.
geciktin.. ve ben tuzağa düşürüldüğünden ya da karda sürüklendiğinden falan endişeleniyorum yani tatlım eğer üşüyorsan, seninleyim bebeğim.
"Cinderella if you're listening, your prince wants to rendezvous with you after the pep rally."
"Sindirella eğer dinliyorsan prensin seninle moral konuşmasından sonra görüşmek istiyor."
If you're listening to thisit's because of another Makaroff miracle.
Eğer bunu dinliyorsan, sebebi bir diğer Makaroff mucizesidir.
You know because I do that some times. And if you're bored listening and I just keep going on and on, you just tell me, OK?
Eğer dinlemekten sıkılırsan, devam eder dururum, sen sadece tamam de.
if you're happy and you know it 31
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28