If you're not ready tradutor Turco
188 parallel translation
If you're not ready, he goes without you.
Hazır değilsen, sensiz gider.
Roger, if you can't say the "M" word, then you're not ready to do the "M" word.
Roger, eğer "E" kelimesini söyleyemiyorsan, "E" kelimesini yaomak için hazır değilsindir.
# so be ready for love # # yours are the eyes # # i have spent my life looking for # # if they're not telling lies # # you were looking for me #
# seninkiler gözlerindir # # hayatımı aramakla geçirdim # # şayet onlar yalan söylemiyorlarsa # # sen beni arıyorsun #
And if you're not ready...
Ve hazır olmazsanız... Yavaşlar.
- Hey, I'm not sayin'you're not ready, but personally, if it were me, I wouldn't mind postponin'a couple of weeks.
- Hey, hazır olmadığını söylemiyorum, ama şahsen, ben olsaydım, birkaç hafta ertelemeyi düşünürdüm.
If you're not ready to act, give me a break and shut up.
Eğer harekete geçmeye hazır değilseniz, beni şundan kurtarın ve çenenizi kapatın.
If you're not ready, we'll ask the judge for a couple more days.
Eğer hazır değilsen yargıçtan bir iki gün süre isteyelim.
... checkpoint at the site of the mass grave has caused the first-ever traffic jam in the history of the interstate. So if you're a curious motorist, be ready to prov e you're not a killer, or you may have to spend the night with a bunch of dead people.
... mezar yiginlarinin oldugu noktada sehrin simdiye kadarki tarihinin ilk trafik sikisikligi yasandi boylece, eger merakli bir motosikletliyseniz, katil olmadiginizi kanitlamaya hazir olun, veya geceyi bir grup ceset ile gecirmek zorunda kalabilirsiniz.
You know, if you're too fat, slow and disoriented to get to your gate on time, you're not ready for air travel.
Eğer şişman, yavaş ve dengenizi sağlayamıyorsanız hava yolculukları için hazır değilsiniz demektir.
I can come back if you're not ready.
Hazır değilseniz sonra gelebilirim.
If I make it, you're ready and if I don't, you're not.
Tamam. Eğer atabilirsem hazırsın, ve atamazsam hazır değilsin.
If you're not packed and ready to go, I'm going without you.
Zamanında hazırlanıp gelmezsen sensiz giderim, ona göre.
What if you're not ready and they walk in and then...
Ben hazırım.
If you're asking, Peter, I'm not ready to come back to work yet.
Eğer gelmemi istiyorsan, Peter, henüz işe geri dönmek için hazır değilim.
Always someone ready to jump in, if you're not.
Her zaman atlayacak birileri olur, sen yapmayacaksan.
Bottom line is, even if you see'em comin...... you're not ready for the big moments,
Gerçek şu ki, o anların yaklaştığını gördüğünüzde bile..... hazırlıklı olamazsınız.
And if you're not sure if you're ready to make a commitment or not, you know, you don't wanna send the wrong signal.
Ve eğer ona bağlanmak için erken olduğunu düşünüyorsan, bilirsin, Yanlış anlaşılmak istemezsin.
If you're not ready, we'll wait.
Senin için zamanı değilse, biz de bekleriz.
So if you're not ready, then we shouldn't do it.
Eğer sen hazır değilsen, o zaman yapmamalıyız.
And, you know, if you're not ready,
Biliyorsun hazir degilsen,
Dad, if you're not ready in five minutes, I'm gonna leave without you.
Baba beş dakikada hazır olmazsan sensiz gidiyoruz
But what if on that day you're free you haven't prepared, you're not ready and yet you Look around you and you don't Like what the world is.
Peki ya özgür kaldığınız gün hazır değilseniz ve etrafınıza baktığınızda, dünyanın halinden hoşlanmazsanız?
For now, all I can say is if you're not ready to be prepared for sex then you're probably not ready for sex.
Şimdilik tek söyleyebileceğim şey eğer seks için hazırlıklı olduğunu hissetmiyorsan bu demektir ki seks için hazır değilsindir.
If you're not ready to take the risk, you shouldn't participate.
Eğer riski almaya hazır değilseniz, katılamazsınız.
But only if you're ready to react and not fear them.
Ama ancak onlara hızlı tepki verir ve onlardan korkmazsan.
If you're telling me you're not ready to have a relationship then I understand.
Başka bir ilişkiye hazır değilim diyorsan bunu anlarım.
But what if you're not ready at 17?
Eğer 17 yaşında hazır değilsen?
I'm not supposed to say anything, but Jackie's testing you... to see if you're ready to get back together.
Bunları söylememem gerekiyor ama Jackie ona geri dönmeye gerçekten hazır mısın diye seni sınıyor.
If you have to ask, then you're not ready to know yet.
Eğer bunu soruyorsan, demek ki bilmek için hazır değilsin.
If you're not ready to go back out, I understand.
Geri gitmeye hazır değilsen anlarım.
If you're having dreams about another woman, maybe you're not ready for marriage.
Turk, başka bir kadını hayal edip duruyorsan belki de evliliğe hazır değilsin.
'Cause, I mean, if you're not ready - Heck, I got myself all excited for nothin'.
Çünkü, hazır değilseniz... Kahretsin, kendi kendime heyecan yaptım.
And if you're not ready, that's okay.
Eğer sen hazır değilsen sorun değil.
But if you feel you're not ready for such a commitment, I assure you I can certainly look after the boys by myself.
Ama böyle bir yükümlülüğe hazır olmadığınızı hissediyorsanız, sizi temin ederim ki çocuklara kendim bakabilirim.
They wouldn't let you if you're not ready.
- Evet. Eğer hazır değilsen, kullandırmıyorlar zaten.
I'll tell you what, something's ready for you to do something, don't seem to matter if you're ready or not.
Bak ne diyeceğim... bir şey yapmak için eline bir fırsat geçtiğinde... hazır olup olmaman çok önemli değildir.
But if the time comes, and you're not ready... I'm gonna get someone else.
Ama zamanı geldiğinde, hazır olmazsan, başka birisini bulurum.
If you're not ready, then just wait.
Eğer hazır değilsen, sadece bekle.
And if you're not ready, then you're not ready, but if you want to have this baby, then so do I.
Ama eğer bu bebeği istiyorsan. ben de istiyorum.
Not ready? If you think you're protecting Jake by living like a monk, you're wrong.
Bak Alan, bir keşiş hayatı yaşayarak Jake'i koruduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun.
If you upset the busboys, they're not gonna care if your table's ready.
Komileri üzerseniz, masanızın hazır olup olmadığıyla ilgilenmezler.
There's no use sitting on the bench if you're not ready to play, right?
Oynamaya hazır değilsen, yargıç makamında oturmanın bir manası yoktur, öyle değil mi?
If you can't see it, maybe you're not ready.
Onu göremiyorsan belki de hazır değilsin.
You can't help it if you're not ready.
Eğer hazır değilsen, bunun önüne geçemezsin.
Look, if you're not ready to go on a date with Haley, I can pick you, okay, but it's your call.
Haley'le çıkmaya hazır değilsen, seni ben seçebilirim.
And if you're not ready, you just end up, well, a lonely guy with a big boat payment.
Ve eğer hazır değilsen, bitersin, Şey, koca teknenin taksitlerini ödeyen kimsesiz adam.
If you're not ready, it's all right.
Eğer hazır değilsen, sorun yok.
Well, if you're not ready, you're not ready.
Bir işi olabileceğini söylemişti.
So, uh, if you're not ready, I understand.
Yani eğer hazır değilsen, bunu anlarım.
If you're not checking for it, it doesn't let you know it's there until it's good and ready to give you a stroke or a heart attack, make you impotent or strike you blind.
Eğer kontrol altına almazsanız kalp krizi veya felç geçirene kadar orada olduğundan haberiniz bile olmaz. Siz de şimdilik geçici körlük yapmış.
Tomorrow it's not gonna matter if you're ready or not.
Yarın hazır olup olmaman hiç bir şeyi değiştirmeyecek.
if you're happy and you know it 31
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28
if you're not busy 22
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28
if you're not busy 22