If you don't help me tradutor Turco
530 parallel translation
And if you don't help me... you as had the kindest heart in the world, sir... then give me poison so I can kill myself!
Eğer bana yardım etmeyeceksiniz... dünyadaki en iyi yürekli insan olan siz, efendim... zehir verin bana, kendimi öldüreyim!
Mata, if you don't help me forget this ghastly business for a few hours, I'm going insane.
Mata, bu korkunç işi bir kaç saatliğine unutmama... yardım etmezsen aklımı kaçıracağım.
If one of you don't help me, everyone of you whose face I remember... I'll call out, if you live through this epidemic, to be challenged.
Eğer içinizden biri bana yardım etmezseniz, yüzünü hatırlayıp ismini söylediklerim eğer bu salgına yakalanırsanız, gününüzü göreceksiniz.
Journet, if you don't want to remain in hiding for the rest of your life you must return to the hotel and help me to put an end to this monster for all time.
Journet, eğer ömrünün geri kalanını saklanarak geçirmek istemiyorsan otele dönmeli ve bu canavarı tamamen durdurmak için bana yardım etmelisin.
I regret that. If you don't help me, i am lost.
Bana yardım etmezsem, mahvolurum.
If you don't help me, i must send it.
Yardım etmezsen, göndermek zorundayım.
If you don't help me, i!
Yardım etmezsen, göndereceğim.
And don't hesitate to come to me at any hour if you need help.
Ve saat kaç olursa olsun, yardıma ihtiyacın olursa bana gelmekten çekinme.
If you guys don't want to help me, I'll do it alone.
Eğer bana yardım etmeyecekseniz, yalnız yaparım.
If you don't want to help me, fine, I'll manage on my own, like always
Eğer bana yardım etmek istemiyorsan tamam, daha öncesi gibi kendi kendime idare ederim.
We can't help him if you don't tell me.
Bana söylemezsen ona yardımcı olamayız!
I can't help you if you don't tell me what is it?
Ne olduğunu söylemezsen sana yardım edemem.
I don't care if you help me or not, but if you'd told me you'd quit your job, we wouldn't have gotten married.
İster yardım et, ister etme ama işini bırakacağını söyleseydin evlenmezdik.
Please, don't bother, if you'll just help me back to the bungalow.
Lütfen, çağırmayın, bana bungalova dönmeme yardım edin yeter.
Jump off a roof if you gonna kill yourself, but don't ask me to help ya.
Kendini öldürmek istiyorsan git bir çatıdan atla. Ama benden yardım etmemi bekleme.
If you don't help me, Paul, then I make no such promise.
Bana yardım etmezsen Paul, sana bu sözü veremem.
If I can be of any further help to you, doctor, don't hesitate to call on me.
Başka yardımım gerekirse doktor, beni çağırmakta tereddüt etmeyin.
If you have an accident, don't ask me for help.
Kaza yaparsan yüzüne bakmam.
Let me help you if you don't mind but I won't be able to guide you.
Bir mahsuru yoksa size yardım edeyim. Ama size rehberlik edemeyeceğim. Rio'yu hiç bilmiyorum.
Listen, if you don't believe me, come on with me. You can help me change beds.
Bana inanmıyorsanız yatak örtülerini değiştirmeme yardım edin.
I don't know if you can help me, but I had to bring this problem to you.
Bana yardım edip edemeyeceğinizi bilemiyorum, ama bunu sizinle paylaşmak zorundayım.
If you are so anxious to help me, why don't you leave me alone?
Madem yardım etmeye bu kadar isteklisin, beni rahat bıraksana?
Thousands, hundreds of thousands of people will die, and very soon, if you don't help me.
Eğer bana yardım etmezsen yakında binlerce, yüzbinlerce insan ölecek.
If you're so determined to go through with this why don't you let me help you?
Madem bu kadar azimlisin neden yardım etmeme izin vermiyorsun?
- l can't help us if you don't help me.
- Yardım etmezsen faydam olmaz.
I don't know if Hartmann is still alive, but if he is, for his sake, for everyone's sake, I implore you, help me.
Hartmann yaşıyor mu bilmiyorum ama eğer yaşıyorsa, onun ve herkesin iyiliği için yalvarırım bana yardım edin.
I'll tie you to it... when your time comes, and God help me if I don't.
Yaşın gelince... seni o koltuğa bağlayacağım, yoksa halim yaman.
If I don't feel well, can you help me?
Eğer kötü hissedersem bana destek olacak mısın?
I don't know how I'd manage if you didn't help me, Melissa.
sen Olmasan nasıl başa çıkardım bilmiyorum, Melissa.
Well, you said you wanted to help me... and if you don't wanna help me, then you don't have to help me.
Yardım etmek istediğini söylemiştin eğer yardım etmek istemiyorsan yardım etmek zorunda değilsin.
If you don't stop now, so help me God I'll press charges!
Hemen durmazsanız, Tanrı şahidim olsun hepinizi dava edeceğim!
You realize if you don't help me now, you can never trade again.
Eğer şimdi bana yardım etmezsen, bir daha buralarda iş yapamazsın.
I understand many things, but I cannot help if you don't ask me to.
Pek çok şeyi anlıyorum, ama konuşmamı istemezsen konuşamam.
I don't know if you can help me at this hour or not, sir, but I want information concerning last week's weather.
Bilmiyorum, bu saatte bana yardım edebilcek misiniz, efendim, fakat ben geçen haftanın havasına ilişkin bilgi istiyorum.
If I can help you in any way whatsoever, please don't hesitate to contact me, now that you know where I am.
Sana herhangi bir şekilde yardım edebilirsem, nerede olduğumu bildiğinize göre lütfen benimle temas kurmakta tereddüt göstermeyin.
I was wondering if you could help me, I am looking for a certain lake but I don't remember the name.
Bana bir konuda yardımcı olabilir misiniz, Ben belli bir göl arıyorum ama adını hatırlamıyorum.
Okay, you help me tomorrow. and if I don't get something solid from Harry, then I'll lay off, all right?
Tamam şöyle yapalım, sen bana yarın yardım et, ben de Harry'den dişe dokunur bir şey öğrenemezsem bu işin peşini bırakırım, tamam mı?
I don't know if any of you pray, but if you do, you could pray God to help me.
İçinizde dua edenler var mı bilmem ama eğer varsa, Tanrı'ya bana yardım etmesi için dua edin.
If you don't give me some wine, I won't help.
Eğer bir içip bir güzelleşmezsek, yardım edemem ki size
- So, I'd appreciate it - if you could help me out on this... - No, Trip, I don't wanna
Bana yardım edip, bu görevi kabul edersen çok memnun olurum.
If you don't help me with this matter they'll be without the antidote
bana yardım etmezsen... panzehiri asla vermem!
I don't know if you can help me but I'm trying to find Baldpate Manor.
Bana yardımcı olabilir misiniz bilmiyorum, ama? Baldpate Konağını bulmaya çalışıyorum.
If you don't want to help me, I'll get her without you.
Tamam, bana yardım etmek istemiyorsanız onu siz olmadan da haklarım.
enough now, for the last time help me capture Adora and return to the world I came from and I leave you in peace, otherwise... your threats don't scare me but I'll help you if only
- Yeterli. Son kez bana Adora'yı yakalamamda yardım et ve ben de geldiğim yere döneyim ve seni barış içinde bırakayım, aksi halde... Tehditlerin beni korkutmaz.
Well, Uncle Red won't believe me, and if you don't help me...
Amcam bana inanmadı. Eğer yardım etmezsen...
If you don't help me, you'll end up with this miniaturized pod floating around your insides with this teeny human skeleton at the helm.
Bana yardım etmezsen bu küçük kapsül vücudunda kalacak... hem de içindeki minicik insan iskeletiyle birlikte...
I can't help you if you don't get rid of this for me.
Onları benden uzak tutmazsan, sana yardım edemem.
If you don't talk to me, I can't help you.
Benimle konuşmazsanız size yardım edemem.
MacGyver, if you don't help me get her airborne, I'll lose the contract, which means
Sen bana yardım etmezsen sözleşmeyi yok ederim.
Hey, fuck the doctors and fuck you too, if you don't want to help me!
Doktor da sen de eğer yardım etmeyecekseniz siktirip gidin! Kahretsin.
If you don't help me, then I'll do it myself.
Eğer sen yardım etmezsen o halde kendim yaparım.