If you want to go tradutor Turco
3,777 parallel translation
Hey, if you want to go back to can design, you know where the door is.
- Çığlık Tenekesi tasarlamaya mı dönmek istersin? Kapının yerini biliyorsun.
If you want to go somewhere more private, we can go to your hotel.
Daha sakin bir yer istiyorsan oteline gidebiliriz.
Well, I'm just saying, if you want to go for true symmetry.
Tam bir simetri için can atıyorsan diye söylüyorum.
Chrissie, if you want to go to prom, just give them the damn phone and we can be done with this.
Chrissie, eğer baloya gitmek istiyorsan lanet olası telefonu onlara ver ve burada işimiz bitsin.
- If you want to go out, fine.
- İstersen çıkabilirsin, sorun değil.
It's in a plastic bag at the morgue if you want to go take a look at it.
Morgda plastik bir çantanın içerisinde Gidip bakmak istersen.
Look, if you want to go, go.
Bak. Eğer gitmek istiyorsan, git.
I don't know what you're talking about, and if you want to go you should just go!
Neyden bahsettiğin hakkında bir fikrim yok, ve eğer gitmek istiyorsan sadece gidebilirsin!
Even if I have to go to hell... I want to remember you.
Sen beni hatırlamayacak olsan da ben seni hatırlamak istiyorum.
If you don't find the records you want before the time runs out... you will never be able to go back to your world.
Sana verilen süre içerisinde aradığın şeyi bulamazsan dünyaya bir daha asla dönemeyeceksin.
But you go ahead if you want to.
Ama istiyorsan sen çek.
At this time, if you have something maybe that you want to talk about, something you want to get off your chest, go ahead and raise your hand.
Bu arada herhangi bir konu hakkında konuşmak isterseniz içinizi ferahlatmak isterseniz buyurun elinizi kaldırın.
You needn't go if you don't want to.
İstemiyorsan gitmeyebilirsin.
If I go and tell the judge... That the cops framed you for murder... He's gonna want to know why.
Gidip, hakime polislerin cinayeti senin üzerine yıktıklarını söylersem sebebini bilmek isteyecektir.
If you want us to shop in this establishment, make them go.
Eğer burada alış veriş yapmamızı istiyorsan, gönder onları.
I can go home and watch Family Guy if you don't want to play.
Eğer oynamak istemiyorsan eve gidip Family Guy izleyeceğim.
If you want to know why I did what I did, go and take a look.
Yaptığım şeyi neden yaptığımı öğrenmek istiyorsan, git ve gör.
Why don't you call me right before you go to bed, even if it's a weird time here. I just want to hear your voice.
Uyumadan önce saat kaç olursa olsun beni arar mısın sesini duymak istiyorum
Ig, look, I... I don't have to go back on the road next week if you don't want me to.
Ig, istemiyorsan gelecek hafta tura gitmek zorunda değilim.
I want to write you a letter, a really nice letter... about how much Dad and I love you... and how great it would be for both of us if you would just go.
Baban ve benim seni ne kadar sevdiğimizi ve gitmenin ikimiz için de ne kadar iyi olacağını anlatan güzel bir mektup yazacağım sana.
MAN : Well, if you guys want to go... EMMY :
Eğer siz gitmek istiyorsanız...
If you want to keep playing into their hands, go for it.
Eğer sürekli avuçlarına düşmek istiyorsan durma.
And I'm totally okay with it if you want to not go.
Gitmek istemezsen bana tamamen uyar.
If you want, I'll go away, so you don't have to be embarrassed.
İstersen uzaklara gidebilirim. Mahcup olmak zorunda kalmazsın.
Look, Stormy, if you want us to go, I'll go.
Hey, Stormy gitmek istiyorsan gideriz.
If you want to buy me flowers, just... go ahead now.
Eğer bana çiçek almak istiyorsan, hadi şimdi al.
Also, I want to ask you if you wanted to go on a road trip with me.
Ayrıca, sormak istiyorum da benimle yolculuk eder misin?
If you want to keep an elephant, go live in the jungle!
Eğer bir fil bakmak istiyorsan, gidip ormanda yaşa!
Um, I was wondering, if you don't have a date already, maybe you want to go with me.
Merak ediyordum da eğer randevun yoksa, benimle gitmek istersin.
You don't have to go in, if you don't want to.
İstemiyorsan girmek zorunda değilsin.
- Well, I-I just think if you want all these chicks to sign up for this, what you go to do then is scare them into thinking what'll happen if they don't.
- Yani, tüm bu piliçlerin bu siteye üye olmasını istiyorsanız, yapmanız gereken şey onları biraz olsun korkutmak. Yani, bu siteye üye olmazlarsa neler olur, onları vurgulamak.
But if you really want to make a difference in the world... with my old friend... the widow-maker. You're gonna want to go...
Ama dünyaya gerçekten fark getirmek istiyorsan eski dostumla takılmayı istemelisin.
If you want my place, you can go to hell!
Yerimde gözün varsa, cehenneme gidersin.
Well, if you don't want to be seen, then you go in the sweat lodge.
Görülmek istemiyorsan saunaya sen gir!
If he doesn't want to go, you can take me. You're getting creepy every day, more and more creepy. - That's creepy.
Eğer o gelmek istemiyorsa beni götürebilirsin.
I want you to get some sleep. If you still want to go to the police in the morning, when you've had chance to calm down and rest,
Sakinleşip dinlenme fırsatın varken biraz uyu.
- Would it make any difference if I told you, I didn't want you to go alone?
Yalnız gitmeni istemediğimi söylesem, değişen bir şey olur mu?
If you don't want me to worry then don't go off to climb this mountain!
Beni endişelendirmek istemiyorsan tırmanma şu dağın tepesine.
If you didn't want me to go, you should have said it before...
Eğer gitmemi istemiyorsan bunu bana daha önce söylemeliydin
Hey, you know, I still do really wanna go to that half moon bar sometime if you want.
Hey, istiyorsan eğer hala, şu Yarım Ay barına gitmeyi isterim bir ara.
I'm truly a very lucky man, because I get to see this wonderful woman for the rest of my life, but if you want to see Florence you don't have to go to Florence.
Ben çok şanslı bir adamım, hayatımın geri kalanında bu muhteşem kadını göreceğim, ancak siz Florence'ı görmek isterseniz Floransa'ya kadar gitmenize gerek yok.
If you want to see this beautiful woman, captured for all time, all you need do is go to the Royal Academy.
Bu güzel kadını görmek isterseniz, resmettiğim o anını, tek yapmanız gereken Kraliyet Akademisine gitmek.
If you want me to go I'll... I'll go.
Gitmemi istiyorsanız giderim.
Well, it stands to reason that if you're going to steal a flying machine, you won't want to go very far in broad daylight.
Eğer bir uçan makine çalacaksanız onu gün ışığında çok uzağa götürmek istemezsiniz.
I just want to go and blow off a little steam, if you know what I mean.
Gidip birazcık kurtlarımı dökmek istiyorum sadece. Anlatabiliyor muyum?
So if you want to just go for drinks, I can meet you after.
Eğer bir şeyler içmeye gitmek istersen, seninle sonra buluşabilirim.
- No, look, I know this is your shit, but look, if you don't want to be here, I'll go grab those guys by their little boners, and we'll drag them,
- Hayır, bak, ben biliyorum Eğer yoksa bu, bok, ama bak Burada olmak istiyorum, ben bu adamlar kapmak gideceğim kendi küçük boners ve biz sürükleyin olacak tarafından, hepimiz otobüse geri gidersiniz.
You want to try to go ahead and close a couple of those down and see if that does the...?
Siz devam edin çalışın ve bir çift kapatmak istiyor Bu aşağı ve eğer bakınız...?
I want you to go check him out, and if you think he's at risk to himself or anyone else, he's gonna spend the night at St. Stephen's.
Çıkışını yaptır ve eğer kendisine veya bir başkasına risk oluşturuyorsa, geceyi St. Stephen'da geçirecek.
Why don't you two settle in, clean up if you want to clean up, and we'll go put the groceries away, and then, you know, if you want to crack a beer or two or something.
Siz yerleşin. İsterseniz temizlik yapın. Erzak'ı ortadan kaldıralım, sonra da bir iki bira patlatalım isterseniz...
Oh. There's a camera above us at all times, so you go like this, and if you want to... okay.
Üzerimizde her zaman bir kamera var, böyle yapacaksın, eğer...