If you want to live tradutor Turco
634 parallel translation
Strong enough to bring us both back to life, Cathy, if you want to live.
İkimizi de hayata geri getirecek kadar güçlüyüm, eğer istersen.
And I say, "Kill if you want to live."
Ben de diyorum ki, "Yaşamak istiyorsan öldür."
If you want to live much longer. You must give up the strong brew.
Daha uzun yaşamak istiyorsanız, böyle içmeyi bırakmalısınız.
Not if you want to live badly enough.
Eğer yaşamak istiyorsan ölmezsin.
If you want to live, pick up your load.
Yaşamak istiyorsanız bunları taşırsınız!
If you want to live in it, you must become part of it.
Yaşamak için onun bir parçası olmalısın.
Please yourself, but if you want to live, you must put this smock on, now.
Sen bilirsin, ama eğer yaşamak istiyorsan bu önlüğü giymelisin.
If you want to live, forget her
Yaşamak istiyorsan, ondan vazgeç.
Only you don't have much choice if you want to live.
Zaten yaşamak istiyorsanız sizin başka çareniz yok.
Having something in common is a must if you want to live together.
Beraber yaşayacaksak, ortak taraflarımız olmalı.
If you want to live, release Aya
Yaşamak istiyorsanız, Aya'yı serbest bırakın.
If you want to live off bread and jam for the rest of your life, that's your own business.
Ömrünün geri kalanını reçel ekmek yiyerek geçirmek istiyorsan, sen bilirsin.
And you'd better start carrying a gun, if you want to live very long around here.
Burada hayatta kalmak istiyorsan, silah tutmayı öğrenmelisin!
If you want to live with Ali Baba and the Forty Thieves, that's your business.
Ali Baba ve 40 Haramileri ile yaşamak istiyorsan, sen bilirsin.
Better talk, if you want to live!
Yaşamak istiyorsan konuş! - Cehenneme kadar yolun var!
If you want to live in one half of a suburban shoebox... like your parents, you married the wrong man.
Annen baban gibi, şehrin dışında kutu gibi bir evin, bir yarısında yaşamak istiyorsan, yanlış adamla evlendin.
If you want to live through this, don't make a sound. Just walk ahead slowly.
Bu işten canlı çıkmak istiyorsanız sesinizi çıkartmayın sadece yavaşça yürüyün.
If you want to live here,
Burada kalacaksan,
You want to forget the noble sentiments if you want to live.
Eğer yaşamak istiyorsan, asil hissiyatdan vazgeçmelisin.
If you want to live, you must be rid of it this very night.
Eğer yaşamak istiyorsan, ondan hemen kurtulman gerek.
As times go by, you could make up your mind... You'd know if you want to live with me or another lover.
Zaman içerisinde, benimle mi yaşamak istiyorsun diğer sevgilinle mi, karar verirdin.
If you want to live and forget Bee, you must learn.
Yaşayıp, Bee'yi unutmak istiyorsan öğrenmen lazım.
If you want to live hidden away like a church mouse, go ahead!
Bir kilise faresi gibi saklanarak yaşamak istiyorsan, hiç durma!
If you want to live to fight me, keep hold of yourself just for another ten minutes.
Eğer benimle dövüşecek kadar yaşamak istiyorsan, Kendini bir on dakika kadar daha tut
Listen to me if you want to live.
Yaşamak istiyorsan beni dinle.
If you want to live in an Ambrosa stupor, fine, but what about your children?
Ambrosa sarhoşu olarak yaşamak istiyorsanız güzel, ama ya çocuklarınız ne olacak?
The water is poisoned, don't drink if you want to live
Su zehirli, yaşamak istiyorsan içme.
Black or White, North or South, if you want to live here, you've got to think about tomorrow.
Siyah veya beyaz, kuzey veya güney. Eğer burada yaşamak istiyorsan, yarını düşünmek zorundasın.
If you want to live, hand over the antidote
Yaşamak istiyorsan, pan zehiri ver
Not if you want to live.
Yaşamak istiyorsan duramazsın.
What choice do you have but to work, if you want to live?
Yaşamak istiyorsanız, çalışmaktan başka şansınız var mı zaten?
If I thought you could do a thing like that I wouldn't want to live. What do you care?
Eğer böyle bir şey yapabileceğini düşünseydim, yaşamak istemezdim.
You think I'd want to live if Scott...
Scott'a bir şey olursa yaşamak ister miyim sanıyorsunuz?
I live close by, if you want to come.
Yakınlarda bir yerde oturuyorum.
If you don't want to live, all you have to do is -
Ne bekliyorsun?
If Elwood and Myrtle Mae and I want to live with Harvey, what is it to you?
Elwood, Myrtle Mae ve ben, Harvey'yle birlikte oturmak istiyorsak sana ne?
If you didn't want to live, you wouldn't be wearing that disguise.
Eğer yaşamak istemeseydin o örtünmeyi giymezdin.
And I'll go live with Grandma if you want me to.
Ve istersen Büyükanneme de giderim.
If anything should happen to you before I told you how much I love you... I just wouldn't want to live anymore.
Seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyemeden başına bir şey gelirse artık yaşamak bile istemem.
"if you'll let me in, I'll live the way you want me to live, and I'll think the way you want me to think."
"... sizin istediğiniz şekilde yaşayacağım... " "... ve istediğiniz şekilde düşüneceğim. " demek.
Throw it fast, if you want Chise to live!
Eğer Chise'nin yaşamasını istiyorsan, Hızlı ol!
Robert, even if you tell them what they want to know, what makes you think he'll let us live?
Robert, onlara istedikleri şeyi versen bile bizi canlı bırakacaklarını ne biliyorsun?
my love, must decide between her and I, if you do not want to be a hypocritical and live life as well.
Aşkım, karar vermen gerekiyor o ve ben arasında. Tabii, hayâtını bir ikiyüzlü gibi sürdürmek istemiyorsan.
Work "terrone" if you don't want to return to live amongst the pigs
Çalış karakafa, eğer domuzların arasındaki eski hayatına dönmek istemiyorsan tabi.
If you want Firat to live, don't see him again.
Fırat'ın yaşamasını istiyorsan onu bir daha görme.
If you want to live life free
Hayatı özgür yaşamak istiyorsan
If you want to live life free
Yürekten hissedilen iş, yalın büyür
If you want to stay here, let's live in peace!
Eğer burada kalmak istiyorsan, huzur içinde yaşamama izin ver!
Because if we were really done for as you say I'd still want to live against all reason...
Çünkü söylediğin gibi gerçekten buna yeltenseydik yine de tüm sebeplere rağmen yaşamak istiyor olurdum.
You'll live to be 100 if you give up all the things that make you want to.
İsteklerine karşı koymazsan yüz yaşına kadar yaşarsın.
I wouldn't want to live if I couldn't see you and love you always. "
# "Seni sürekli göremesem, sevemesem..." # "... yaşamak istemezdim. "