Iko tradutor Turco
109 parallel translation
Iko! Dickerman, let's go.
Dickerman, gidelim.
Manuel, por favor, el perro microscopico. - Good evening, Dr Price.
Manuel, lütfen, el köpek mikroskop-iko.
- We should run an ico-spectogram.
Iko-spektogram testi yapsak iyi olur.
Yesterday, when Ensign Davies turned in the survey, I asked for an ico-spectogram.
Dün, Asteğmen Davies araştırmayı teslim ettiğinde, ben, iko-spektogram istedim.
I'm going to have Davies run that ico-gram.
Davies'e o iko-gramı yaptıracağım.
I want that ico-spectogram on Selcundi Drema.
Selcundi Drema'da o iko-spectogramın yapılmasını istiyorum.
We would've missed it if Crusher hadn't requested an ico-gram.
Crusher iko-gram'da ısrar etmeseydi bunu kaçırabilirdik.
Science package is IKO'd also.
Bilim paketi de ayvayı yedi.
You're in charge of the prisoners.
Bay Iko hatırlarsın.
Mr. Iko responded so well to the first dose of nanoprobes, I thought a second might improve his condition further.
Uysal, eğer burada güvenlik tedbirleri olmasaydı onun bir suçlu olduğu unutabilirdim. Seni etkilemeye çalışıyor olması mümkün.
You and Mr. Iko seem to be getting along well.
Sorun ne? Midem.
This is a scan depicting a healthy Nygean brain.
Şimdi nanoprobları uygulamadan önceki Iko'nun beyin taramalarına bakalım.
You might say it's the physiological equivalent of a conscience.
Düğüm olmadan, Iko şiddet yanlısı olacaktı ve tüm hayatı boyunca sosyopat olacaktı.
Normally, the node connects to the rest of the brain through a series of neural pathways. Now... look at the scan of Iko's node before we applied the nanoprobes.
Seven'nın nanoproblarını saldırıdan sonra yaralarını iyeleştirmek için kullandım kazara bu kusuru da onardılar.
Without the node, Iko would have been prone to violence and sociopathic behavior all his life.
Onun şiddet isteğini kontrol altına alabileceğini düşünüyorum. Yapabilir, belki ama bunu nasıl anlayacağız?
Of course not, but at the very least, his case should be reexamined.
Başka bir değişle, kendi biyolojisinin kurbanı oldu. O yüzden şimdi Iko bir kurban mı oluyor?
But the medical evidence...
Bu durum da, Iko'nun Voyerger'a sığınma talebini kabul etmeliyiz.
In that case, we should grant Iko asylum aboard Voyager.
Garanti ederim, aile kararına bağlı kalacağız.
I want to give him the same opportunity you gave me.
Nanoproblarımdan dolayı, Iko da benzer değişime uğradı.
Because of my nanoprobes, Iko has undergone a similar change.
Onun için... ya da senin için mi?
I don't know what you mean. I think part of you still feels responsible for the violent acts you committed when you were a Borg.
Belki Iko suçsuz kabul edilseydi sende kendini suçlu hissetmeyecektin.
Warden Yediq has used his influence to convince the Nygean family to hear Iko's appeal for leniency.
Hayatım için dilenmeyeceğim. O size ait.
I'm sick. You look fine to me.
Aynı Iko'nun sahip olduğu şartlara sahip olmalıyım.
Iko was executed for taking a single life.
Iko bir yaşam aldığı için idam edildi.
- Iko.
Iko.
♪ talking'bout hey now, hey now ♪ ♪ iko I unday ♪ ♪ jockomo feeno ah na nay ♪
* Şimdi hey, şimdi hey * * iko I unday * * jockomo feeno ah na nay * * jockomo feena nay *
Inside Iko Gryce Hill in Adachi Ward, a Psycho-Pass above the regulation value has been detected. Inspector on duty, please go straight to the site with Enforcers immediately.
Adachi bölgesi Iko Gryce Tepesi içerisinde kabul edilebilir değerlerin üzerinde bir Psycho-Pass belirlendi!
Did I sound flat on "Iko Iko"?
Peki "Iko Iko" yu söyleyişimi de duydun mu?
Iko CHOI has been proving himself worthy of his nickname, the'Zombie.'
Iko Choi "Zombi" takma adıyla biliniyor.
I'll deal with Iko.
Iko'yla anlaşacağım.
We're live from Iko's fan meeting.
Iko'nun fan buluşmasından canlı yayındayız.
Iko gave my prediction a knockdown.
Tahminimce Iko devirecek gibi.
So, I had to be Iko's parent.
Onun ailesi oldum.
My husband and Iko are like two bodies and one soul.
Kocam ve Iko iki bedende aynı ruh gibiler.
He can tell how Iko feels from the sound of him urinating. Anyway,
- Kocam, Iko'nun ne hissettiğini çişinin sesinden tanır.
So, I started coaching Iko.
Böylece Iko'ya koçluk etmeye başladım.
How's our straight shooter Iko doing?
Dobra Iko'muz neler yapıyor?
Killing is wrong, no matter who's doing it.
Iko sadece bana yeterli yemek alamadığını söylüyordu.
Iko was just telling me, he didn't get enough to eat.
Onların güvende olduklarına emin misin? Bazı insanlar size neden sert davrandığımızı anlamıyor.
You don't know Iko like I do.
Bana inanın, o nitelikte.
You remember Mr. Iko.
"Ama" gelecekmiş gibi hissettim.
I still don't understand.
Bay Iko nanoproblarına iyi tepki verdi, her saniye daha iyiye gittiğini düşünüyorum.
Are you suggesting we release him?
Eğer Iko'nun hastalığı teşhis edilmiş ve müdahale edilmiş olsaydı o cinayetleri asla işlemiş olmayacaktı.
If Iko had been diagnosed and treated, he never would have committed that crime.
Bu sizin karar verebileceğiniz bir şey değil.
So Iko is the victim now?
Dinleyin, bunu günlerce tartışa biliriz, ama kişisel görüşlerimizin, bu konuyla alakası yok.
Maybe you believe if Iko is found not guilty, somehow you won't be guilty, either.
O zaman kolektifin işlediği suçlardan dolayı kendini suçlamayı bırakacaksın.
No, I must have the same condition Iko had. If your Doctor cures me, I can make an appeal for my life, too.
Eğer Doktorunuz beni tedavi ederse, hayatımı daha çekici bir hale dahi getirebilirim.
- "iko," "tipitina"...
- "Iko," "Tipitina" "they all asked for you".
♪ iko iko unday ♪
* Iko iko unday *
♪ iko iko unday... ♪
* Iko iko unday *
Yo, Iko!
Iko!