Imbued tradutor Turco
102 parallel translation
It's the city that fills a German's heart because you find ghosts which are close to your heart every stone imbued with the memory of those who made Germany noble
Her Alman'ın gönlünde bu şehir yatar çünkü size hitap eden izleri burada bulursunuz. Her taşı Almanya'yı yüceltenlerin anılarını yansıtır.
We were walking silently in the woods imbued with the river's coolness cutting through our bodies and drowning our minds in happiness
Sessiz bir şekilde ormanda yürüyorduk nehrin sessizliği vücudumuzu delip geçer ve aklımızı mutlulukla boğarken.
Do you think they want their stockholders and the public thinking their management isn't imbued with fair play and justice the very values that make this country what it is today?
Hissedarlar ve kamuoyu şirket yönetiminin... adil ve kanunlara uygun davranmadığını bilsin isterler mi sanıyorsunuz? Bunlar ülkeyi bugünlere getiren değerler değil mi?
I am imbued with occult knowledges totally forgotten nowadays.
Günümüzde unutulmuş gizli bilgilerle.. .. tanışmış ve öğrenmiştim.
I'm imbued, Max.
Ben kutsandım Max.
I'm imbued with some special spirit.
İçimde çok özel bir güç var.
That he is, in fact, imbued with some special spirit.
Belki de içine giren özel bir ruhla kutsanmıştır.
Mr. Holmes has imbued me with fresh hope, and I feel I'm on the mend.
Bay Holmes bana yeni bir umut vererek iyi hissetmemi sağladı.
And at the same time imbued with a calm beauty.
Aynı zamanda durgun bir güzellik aşılanmış.
It does not seem imbued the Christmas spirit.
Noel coşkusunu yaşıyor gibi görünmüyorsun.
When you're first getting to know someone... and in that blissful, psychotic first flush of love, it seems like every aspect of their personality - their whole demeanor, the simple lovely twist of their ear lobes, and their marvelous phone voice, and their soft, dark, wet... whatever... is somehow imbued with an extra push of color - an intensity heretofore, you know, unknown.
Birini tanımaya başladığınızda aşkın o psikopat ilk ışıklığında kişiliğinin her yönü, tavırları, kulağının basit kıvrımı telefondaki harika ses tonu ve yumuşak, karanlık, ıslak her neyse birden renkle dolar.
" he alone imbued with destructive powers...
" Yıkıcı güçlerle doluydu...
We were so imbued and so living in, in pantomime... that a fellow would come in and tell a story to, uh, say, to Thalberg at MGM... a comedy story, particularly...
Sessiz filmlere o kadar çok bağlanmış o kadar çok alışmıştık ki... Bir yönetmen gelip filmin hikâyesini anlatırdı,.. ... MGM'den Thalberg'e mesela.
And if there was probably a childhood trauma that I had... other than the Dodgers leaving Brooklyn... which if you think about it is a reason why some of us are imbued with a cynicism... that we never recovered from, obviously you're not a Mets fan... and you can't possibly be a Yankee fan.
Dodgers'ın Brooklyn'i terk etmesi benim için tam bir çocukluk travması olmuştu. Eğer düşünürseniz bazılarımızın arada sıkışıp kalmasının nedeni bu.
so imbued is this stone with the warmth of woman.
Bir kadının sıcaklığı ile doldurulmuş bu taş.
- I was born a god Imbued with the responsibilities of a god.
- Ben bir Tanrı olarak doğdum... bir Tanrı'nın sorumluklarıyla dolduruldum.
ln other words saying that a seventeen year old would be imbued with a notion that he can claim the right, it must be given to him to lay down his life to die for Fuhrer and Fatherland.
Başka bir deyişle on yedi yaşındaki bir gence Führer ve anavatan için canını feda etmesi düşüncesi aşılanıyordu. ... canını feda etmesi düşüncesi aşılanıyordu.
Chinese folklore has imbued it with mythic qualities.
Çin folklorü o köpeğe mistik özellikler yüklemiştir.
Most of my research shows that most credible practitioners of psychic surgery believe themselves to be imbued with the Holy Spirit, that their hands become the miracle tools of God.
Araştırmalara göre psişik cerrahların çoğu, içinde kutsal ruhun bulunduğuna inanır. Kendi ellerini Tanrı'nın mucize aracı olarak görürler.
But more than words, they are somehow imbued with power.
Ama kelimelerin de ötesinde bir şekilde güçleri vardı.
You imbued the talismans with great power.
Tılsımları büyük bir güçle doldurdun.
There's your typical Londoner imbued with the Christian spirit of sympathy for his fellow man.
Tam Londralı tavrı... Hıristiyanlığın gerektirdiği anlayışı böyle gösterirler dindaşlarına.
The Axis is said to have been imbued with many mystical qualities one of which is finding souls or entities across dimensions.
Eksen söylenenlere göre bir çok mistik özellikle doldurulmuştur bunlardan birisi de ruhları veya boyutlar arasını da kapsayan varlıkları bulmaktır.
That's when the coven imbued me with their powers.
Cadılar meclisi bunun üzerine, bana güçlerini aktardı.
- Yes. Anything imbued with that much passion and heartbreak sounds far more interesting than the dreck taking up space in our nation's multiplexes.
Bu kadar tutku ve kalp kırıklığıyla aşılanmış bir şey, ülkedeki sinemaların yarısını işgal eden saçmalıklardan çok daha ilginç geliyor.
The golem was imbued with life from the word "aemaeth" written on its forehead ;
Goleme yaşam alnına kazınmış "aemaeth" kelimesiyle verilmişti.
Tony couldn't fathom the value of the kinds of paintings his classmates argued over, paintings imbued with artistry or ideology
Tony sınıf arkadaşlarının inceleyip tartıştıkları tabloların değerlerini anlamıyor. Tabloların hepsinin sanat değeri yüksek, ideolojik eserler.
You know, it struck me that perhaps Lady Alice's clothes might be imbued for her killer with some special significance.
Biliyor musun? Katilin Leydi Alice'in giysilerini götürmesinin bir amacı olmalı gibi geliyor.
They took a young girl, and they imbued her with the power of a demon.
Küçük bir kızı alıp ona iblis gücü verdiler.
And then, of course, we had a leader who imbued us with a sense of confidence that if we were smart, anything could be accomplished And then the bottom line we began to make money.
Aklımızı kullanırsak her şeyi başarabileceğimizi telkin eden bir liderimiz vardı. Sonuçta para kazanmaya başlamıştık.
For, according to legend, the wearer of the mask is imbued with the powers of Loki himself.
Efsaneye göre bu maskeyi takan kişi Loki'nin güçlerine sahip olurdu.
And then, of course, we had a leader who imbued us with a sense of confidence that if we were smart, anything could be accomplished And then the bottom line we began to make money.
Aklımızı kullanırsak her şeyi başarabileceğimizi. ... telkin eden bir liderimiz vardı. Sonuçta para kazanmaya.
- They're imbued with a kind of grace.
- İçlerine incelik aşıladık.
In these tiny killing machines, the Ancients imbued an aggression that surpassed even that of their enemy.
Bu küçük katil makinelerle, Kadimler düşmanlarını bile aşan bir saldırganlık icat ettiler.
As adults, we're imbued by the pragmatic routines of life, which makes it difficult for us to regard anything with childlike wonder.
Yetişkinler olarak, eğitici alışkanlıklarla doldurulmuşuz. Bu da bizim, çocukluk mucizesini kabul etmemizi zorlaştırıyor.
What if he actually really is imbued, you know with some special...
Ya gerçekten bir takım özel yetilerle donatılmışsa? Özel işte...
I supposedly am imbued with power of being the chief's intern. But there's a cement boy, and I'm stuck in here, running labs, researching effects of cement on the body in the vain hopes somebody asks me a question.
Güya, şefin intörnü olarak büyük bir güce sahibim ama bir çimento çocuk var ve ben burada tıkılıp kaldım testleri yapıp birinin sormasını umarak çimentonun insan vücudundaki etkilerini araştırıyorum.
But if that's the case, some graphite should remain imbued in the rubber.
Ama durum böyleyse kauçuğa işlemiş bir miktar grafit kalmış olmalı.
But if this rubber is imbued with the conductor, as we suspect, then it should allow the current to go through.
Ama, eğer bu kauçuk şüphelendiğimiz gibi iletken doldurulduysa o zaman akımın geçmesine izin vermesi gerekir.
In shamanic belief, the land is imbued with magical properties which aid communication with the spirit world.
Şaman inancında toprağın ruhani dünyayla iletişime yardımcı olan sihirli özelliklere sahip olduğu telkin edilir.
In these tiny killing machines, the Ancients imbued an aggression that surpassed even that of their enemy.
Eskiler, bu küçük ölüm makinelerinin içine düşmanlarınınkini bile aşan bir saldırganlık doldurdular.
It projected the pictures imprinted on a retina on a thin glass sheet which was imbued with a photosensitive liquid.
Yansıttığı fotoğraflar, üzeri ışığa duyarlı bir sıvıyla kaplanmış ince bir cam tabaka sayesinde retinaya düşer.
Imbued with love.
Aşkınla doluyum.
They are vessels for the imagination imbued with life... through the simple act of play.
Onlar basit bir oyun için hayatın içine girmiş hayal gücü araçlarıdır.
But when you're on the cusp of something dramatic and maybe life-changing, it's like a filter comes off and suddenly everything comes alive, and even the smallest moment is imbued with the magic of possibility.
Ama, ne zaman dramatik ya da hayatımızı değiştiren bir olay yaşasak her şey birden daha canlı görünmeye başlar. Ve o küçük anlarda her şeyde büyülü bir taraf olduğunu düşünürüz.
It became imbued with her dream of a better life, and it developed properties of light refraction so that people saw an image different from the image of the person wearing the thimble.
Onun, daha iyi bir hayat hayaliyle aşılandı. Ve ışığı kırma özelliği kazandı, böylelikle insanlar yüksüğü takan kişinin görüntüsünden farklı bir görüntü görüyorlardı.
The One Ring is a creation of an evil lord who imbued it with his own destructive power, Sauron.
Tek Yüzük, kendi yok edici gücüyle onu dolduran kötü bir Lord'un,... Sauron'un eseridir.
Philosophically, it makes sense that something that would be so fundamental to the way we perceive reality, would be imbued out there in reality.
Felsefi olarak, gerçekliği algılama biçimimizin, yine o gerçekliğin kurallarına tabi olması gayet anlamlı görünüyor.
The imbued night.
Dolu geceler.
It became imbued with...
Bazı özellikler...
Do you feel yourself imbued with such gratitude to your God that you wish to join the deaconesses and de vote to Him your body and your mind that belong to Him?
Aline Barnery...