Implore tradutor Turco
378 parallel translation
and if I should die, I implore you to have me buried in consecrated ground.
Öldükten sonra, sizden beni kutsal bir yere gömmenizi istiyorum.
"Friede, for ther last time, I implore you..."
"Friede, son kez, sana yalvarıyorum..."
"Don't implore me, Helius!" l
"Bana yalvarma, Helius!" l...
Up to the town to implore the sponsors to help.
Yardım için yalvarmaya şehre gidiyor.
- I implore you to let me stay. I beg of you.
- Size yalvarıyorum, burada kalmam lazım.
I implore you, don't talk to me about this confounded duel.
Rica ederim, şu kahrolası düello hakkında konuşma sakın.
I congratulate you on your ruse, citizens but I beg of you, I implore you no matter what you do to me, spare Charles Darnay.
Bu tezgahınız için sizi kutlarım, yurttaşlar ama size yalvarırım, sizden rica ederim bana ne yaparsanız yapın, Charles Darnay'e kıymayın.
I'll not plead for justice for myself but I implore you not to send that letter.
Kendim için adalet istemiyorum ama o mektubu göndermemeniz için yalvarıyorum.
I implore you to have pity on me.
Yalvarırım merhamet edin.
" Lend an ear, I implore you
" Kulak ver, yalvarırım sana
I implore you now for an open and full confession.
Her şeyi açıkça itiraf etmenizi istirham ediyorum.
I implore you to tell the truth.
Gerçeği söylemenizi istirham ediyorum.
- I implore you!
- Çok rica ediyorum!
"Said Prince will, upon bended knee " beg, request, or if need be, implore " said maiden that he be granted her hand in marriage.
Bahsi geçen prens, bahsi geçen genç bayanın önünde dizleri üzerine çöküp yalvaracak, rica edecek ya da gerekirse ayaklarına kapanarak kendisiyle evlenmesini isteyecek.
I beg of you, implore to you... Oshizu and myself, united stay by you forever.
Lütfen, size yalvarıyorum bu bebeğin kalbinde birleşmiş Shizu ve benim, sonsuza kadar sizinle kalmamıza izin verin.
Senhor Antonini, I implore you to cooperate.
Bay Antonini, işbirliğinizi rica ediyorum.
I implore it of you.
Sana yalvarıyorum.
I implore you.
Yalvarıyorum.
- Vicar, i implore you!
- Piskopos, istirham ederim!
I implore your indulgence, sire.
Affedin efendim.
Captain, now for the last time, I ask thee, I implore thee... let us fly these deadly waters. Let us home.
Kaptan, şimdi son kez size, size yalvarıyorum bu ölüm kokan sulardan uzaklaşıp evimize gidelim.
I humbly implore thee when his time comes, to be merciful... and receive him into thy holy presence.
Naçizane sana yalvarıyorum, vakti geldiğinde ona merhamet edip kutsal huzuruna kabul et.
But I implore
Israr ediyorum
I implore you by all that's sacred!
Kutsal bildiğin her şey adına yalvarıyorum.
We implore you... remain in your homes... and in your shops... and we shall work together as equals... in the free state of Israel!
Size yalvarıyoruz evlerinizde kalın. ve dükkânlarınızda. Bağımsız İsrail devletinde hep beraber eşit yaşayalım!
We implore you to take the crown.
Yalvarırım, tacı siz takın!
I implore you, stop!
Yalvarıyorum, durun!
I implore you!
Size yalvarıyorum!
Now, no despair, I implore you.
Umudunu yitirme, yalvarıyorum.
The turtledoves implore justice and we wait the light.
Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için. Ama kimse duymuyor bizi.
He was about to ask for mercy, to beg me to spare him, to implore me...
Benden merhamet dilendi, merhamet istedi, bana yalvardı...
"My one wish, which I implore you to grant is to be buried at the site of Antony and to remain there until all things end."
Kabul etmen için yalvardığım benim tek arzum... her şey bitene dek Antony'nin yanına gömülmek ve orada kalmaktır.
My friends, I implore you :
Dostlar, sizlerden rica ediyorum :
In the name of suffering humanity, I implore you to halt that wagon train and destroy this poison that they're carrying. What you ask is...
Acı çeken insanlık adına, bu konvoyu durdurmanız ve taşıdıkları zehiri imha etmeniz için size yalvarıyorum.
Señor Alfonso, I implore you to tell me what you think of everything you've experienced since arriving here.
Senyor Alfonso, rica ediyorum, söyleyin, buraya geldiğinizden beri yaşadığınız şeyler hakkında ne düşüyorsunuz?
I implore you, in the name of Christ...
İsa'nın adıyla sana sesleniyorum...
Don't walk out on the court, I implore you.
Mahkemeyi terketme, yalvarıyorum sana.
We pray Thee and implore Thee, absolve Thou the soul of Thy servant Kirill from every bond.
"Kulun ve hizmetçin Kiril'in bütün günah arını bağışlaman için" "sana yalvarıyor ve dua ediyoruz"
I implore you! She's just a child.
O daha çocuk.
I don't know if Hartmann is still alive, but if he is, for his sake, for everyone's sake, I implore you, help me.
Hartmann yaşıyor mu bilmiyorum ama eğer yaşıyorsa, onun ve herkesin iyiliği için yalvarırım bana yardım edin.
So coax me, implore me, I promise you won't bore me.
İkna et beni, büyüle beni, senden hiç bir zaman sıkılmayacağım.
Captain, I implore you never to do such a thing again. Why?
Kaptan, böyle bir şeyi bir daha yapmamanız için yalvarırım.
I bow before you. Saint George, we implore you, let your good fortune spread over our family.
Başarı ve iyi niyetini ihsan eyle... insanları koru, ailemize ve insanlarımıza hayırlar dağıt.
Help me, I implore you. Help me.
Yardım et bana, yalvarırım, yardım et.
In the name of world science, I beg you, I implore you, to think again.
Bilim adamı olarak size yalvarıyorum, bir daha düşünün.
In the name of friendship... and those who are dead... I implore you to save the lives of my men.
Arkadaşlığımızın hatırına... ve ölenler için adamlarımın hayatını kurtarmanız size için yalvarıyorum.
Descending from the founding member... I implore to you all...
En tepeden en alttakine kadar... hepinize yalvarırım...
General, I implore you to reconsider.
GeneraI, yeniden düsünmeniz için yaIvaryorum.
had to rogar and implore, why today if noise is nobody makes the case.
Birisinin sizin gibiler için bir şeyler yapması gerekiyor.
Michael Livovich, drink as much as you please, but I implore you not to let my uncle do it.
Michael Livoviç, lütfen istediğiniz kadar için, ama yalvarırım dayımın içmesine izin vermeyin.
I implore you.
Bayım, lütfen, size yalvarıyorum.