Implying tradutor Turco
1,199 parallel translation
- What are you implying?
- Ne ima ediyorsun?
- Are you implying that I " m- -
- Yani sen şimdi...
That's implying a trust.
Bu, güven anlamına geliyor.
Are you implying I don't know how to do my job?
Düğün için siyah renkler seç çünkü bu, nişanlının en kara günü olacak.
I thought she was implying something really mean.
Ben de gerçekten kötü şeyler ima ediyor sanmıştım.
All right, suppose I believe your frank observations, are you implying that Thomas H. Ince can make a difference?
Diyelim ki senin bu dürüst gözlemlerine katılıyorum. Thomas H. Ince'in bir fark yaratabileceğini mi kastediyorsun? Kastetmiyorum, söylüyorum.
I'm not implying, I'm stating. I'm talking about personally overseeing Cosmopolitan Pictures.
Cosmopolitan Pictures'i şahsen idare etmekten bahsediyorum.
I'm not implying that our problems are the same as in the Eastern Territories, but the need for workers as the military need men, the need for production is only growing.
Sorunlarımız, Doğu bölgelerindekilere aynı demiyorum ama işçi ihtiyacı asker ihtiyacı da arttıkça, üretim ihtiyacı da artıyor.
I'm not implying it's always the girl's fault
Ben her zaman kızın hatalı olduğunu söylemedim.
If you're implying that I killed Dave Cutler then you're wrong.
- Öyle. Ne kadar erken mesela? 3.30 veya 4.00 gibi olabilir mi?
Are you implying that I'm some sort of devil?
Bir tür şeytan olduğumu mu ima ediyorsun?
- What are you implying?
Ne imâ ediyorsun?
Are you implying Silik was sent here to save my ship?
Sillik'in buraya gemimi kurtarmak için gönderildiğinimi sölüyorsun?
I am not implying anything.
Hiç bir şey ima etmiyorum.
No. It just seems like you're always implying that I don't keep a clean house.
Hayır, sanki daima evi temiz tutmadığımı ima eder gibisin.
- I didn't say that. You were implying it.
- Ondan saklandığını söylemedim.
You're implying I don't know how to care for my own kids.
Hayır, çocuklarıma bakmayı bilmediğimi ima ettin.
We are not implying anything, it's just part of our investigation.
Hiçbir şey söylemiyoruz. Araştırmamızın bir parçası.
If you're implying that we screwed up, you're off base.
Başaramadığımızı ima ediyorsanız raporları kontrol edin.
ARE YOU IMPLYING THAT I'M A SCENE QUEEN?
Benim sahne kraliçesi olduğumu mu ima ediyorsun?
I don't know what you're implying.
Neden bahsettiğinizi anlamadım.
What are you implying?
Ne ima ediyorsun?
Are you implying that our technology is some kind of trickery?
Bizim teknolojimizin biraz hilekarca olduğunu mu ima ediyorsun?
Are you implying I had a hand in his escape, Mr. Falco?
Onun kaçmasına yardım ettiğimi mi düşünüyorsun Mr. Falco?
Are you implying that I slept with him?
Onunla yattığım? m? ima ediyorsun?
What are you implying, sir?
Ne demeye çalııyorsunuz bayım?
Are you implying that this is somehow my fault?
Benim hatam olduğunu mu ima ediyorsun?
I'm not implying it. I'm saying it.
İma etmiyorum, söylüyorum.
Now, you're implying what exactly?
Tam olarak ne ima etmeye çalışıyorsunuz?
I'm not implying anything.
Birşey ima etmeye çalışmıyorum.
If you're implying I had anything to do with all this...
Bu olayla bir ilgim olduğunu ima ediyorsanız- -
- Are you implying that I am?
- Benim korktuğumu mu ima ediyorsun?
Are you implying there's anything wrong with taking an interest in someone's life's work?
Birinin yaşamı boyunca yaptığı çalışmalara ilgi duymanın kötü bir tarafı mı var?
Lay a man out for implying I'm a whore, but you keep calling me one to my face.
Bana fahişe imasında bulunduğu için bir adamı yere serdin, ama kendin yüzüme karşı söyleyip duruyorsun.
But she specifically told you to meet her for a search, implying she had a warrant.
Ama bir arama emri olduğunu ima ederek, arama yapmak için onunla buluşmanızı istedi.
What exactly are you implying here, Major?
Tam olarak neyi ima ediyorsunuz, Binbaşı?
So why are you implying that I....
Öyleyse neden ima etmeye çalışıyorsun ki, ben...
What are you implying, Henry?
Ne ima ediyorsun, Henry?
- I don't think I was implying anything.
- Bir şey ima ettiğimi sanmıyordum.
Are you implying something negative about the great state of Mississippi?
Harika eyalet Mississipi hakkında ters birşey mi ima ediyorsun?
I thought you were implying that I was trying to exploit the town.
Ben de kasabadakileri suistimal ettiğimi ima ettiğinizi sanmıştım.
You're implying something about my helmet?
Kaskım hakkında bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun?
Are you implying it's me?
O kişinin ben olduğumu mu ima ediyorsunuz?
The opposition papers are implying things about your relationship with your niece.
Gazeteler yeğeninle ilişkin olduğundan söz ediyor.
What are you implying? "
Ne ima etmeye çalışıyorsun?
See, I'm implying I have a tiny, tiny penis.
Benim küçük mü küçük bir penisim olduğu anlamına geliyor.
- I remember. - What are you implying?
- Ne ima ediyorsunuz?
I'm not implying anything, Aaron.
Hiçbir şey ima etmiyorum Aaron.
Are you implying there were improprieties on behalf of the senators?
Bak, adamım.
I mean, you're implying that we can't take a joke.
Elbette kaldırabiliriz.
Agent, I don't quite know what you're implying.
Ajan, ne demek istediğini tam olarak anlayamadım.