Importantly tradutor Turco
2,256 parallel translation
But more importantly for us, so will a ton of support staff.
Bizim için en önemlisi, bir ton destek olacak.
More importantly, you cannot out people.
En önemlisi de, insanları öylece ortaya atamazsın.
The man who's buried here, Yasujiro Ozu, was a kind of philosopher, but more importantly, perhaps the greatest director who ever lived.
Burada yatan Yasujiro Ozu bir tür filozoftu. Daha da önemlisi, yaşamış en büyük yönetmenlerden biriydi.
Second, and more importantly, I was right.
İkincisi ve daha önemlisi haklıymışım.
And this informant figures importantly in a case that we have spent, well, that I have spent a great deal of time on.
Bu muhbir epey zaman harcadığımız epey zaman harcadığım bir davada büyük rol oynuyor.
Most importantly, we should stop tragedy from happening again.
Önemli olan, bu trajedinin bir daha tekrarlanmamamasını sağlayabiliriz.
They will defend, arrest and most importantly let the Mexicans know that they are way better off here in United States.
Onlar, savunma tutuklama ve en önemlisi Meksikalılar olduğunu biliyorum izin iznine sahiplerdir.
And, more importantly, where is my fez?
Daha da önemlisi fesim nerde benim?
But most importantly, have fun.
Ama daha önemlisi, eğlenmenize bakın.
More importantly, what is the dealio with tonight's activités?
Onu boş ver de, bu akşam ne yapıyoruz?
And, most importantly, the target is less likely to have his guard up.
En önemlisi ise hedefinizin tetikte olması ihtimali çok daha düşüktür.
Okay, this is obviously temporary until I find something different, and more importantly than that, this place isn't haunted.
Peki, açıkçası bu geçici ben farklı bir şey bulana kadar ve bundan daha önemlisi, burası perili değil.
I've already contacted medicaid. But more importantly, Jim, you need to find this kid a foster family.
Ama Jim, daha da önemlisi bu çocuğun bir aileye ihtiyacı var.
Please go box Lydia's wardrobe, jewelry, and most importantly, any photographs or personal items that might trigger her memory.
Lütfen şimdi gidip Lydia'nın gardırobunu, mücevherlerini ve en önemlisi fotoğraflarını ya da hafızasını yerine getirebilecek şahsi eşyalarını kutula.
Most importantly... and if the guy were you, this would be the hardest part... just be patient.
Asıl olay buradaki adam eğer sen olsaydın muhtemelen en zor kısım sen olursun.
You will be clean, polite and most importantly you will follow the agnostic code!
Temiz, kibar ve en önemlisi kararsızlık kuralına uyacaksın!
And more importantly, you're the only person I've ever met who's worthy of being Ben's girlfriend.
Ve en önemlisi, Ben'in sevgilisi olmaya layık olan tanıdığım tek kişisin.
It's smart, it's simple, and most importantly, no outside partner.
Çok zekice, kullanımı kolay ve daha da önemlisi dışarıdan ortak yok.
Or more importantly, alone?
Ya da daha önemlisi, yalnız mısın?
And they say that's bad for looks more importantly, bad for handling
Ama bunun görüntü olarak... daha da önemlisi kullanım olarak kötü olduğunu söylerler.
Most importantly of all though, it feels, despite everything, like a Ferrari
Hepsinden önemlisi her şeye rağmen bir Ferrari hissi veriyor.
He was directing his career, he was so street smart and he knew how to make a campaign work, and more importantly, how to make it last.
Kendi meslek hayatını kendi yönlendiriyordu, zorlukların üstesinden gelmesini bilen biriydi. Bir şirketin nasıl çalıştırılacağını, daha da önemlisi ayakta tutmayı bilirdi.
More importantly, where is my money?
Daha önemlisi, param nerede?
More importantly, the country's seen it.
Daha önemlisi, ülke gördü.
So every once in a while we add amendments to the Constitution... to expand, or more importantly, define, the parameters of our rights.
Zaman zaman anayasanın özgürlük alanlarımızı genişletmesini, daha da önemlisi yeniden tanımlamasını isteriz.
But more importantly, I am a Collins.
Lakin daha da mühimi, ben bir Collins'im.
And more importantly, what had happened to the young man who had ridden the same train composing sonnets, to his soulbound love?
Daha da önemlisi, aynı trene binen ve hayatının aşkına sone yazan o genç adama ne oldu?
and more importantly to sustain their engineered labor force.
Daha da önemlisi, modifiye edilmiş işgücü sağlamak için gerekli.
Now, she'll tell us more about what she does, but more importantly, let's hear about our winner's new job.
Şimdi bizlere ne işle uğraştığını, en önemlisi kazanan şanslımızın yeni işi hakkında bilgiler verecek
Few of us stop to consider where disgust comes from, or, more importantly, what purpose it serves.
Hiçbirimiz iğrenmenin kaynağını düşünmemiştik. Daha da önemlisi ne işe yaradığını.
But most importantly, I didn't think that humans were capable of changing the basic physics and chemistry of this entire huge planet.
Ama en önemlisi, insanoğlunun koca gezegenin temel fizik ve kimyasını değiştirecek güçte olduğunu sanmıyordum.
And more importantly, will you stop lying to me?
Ve daha önemlisi, bana yalan söylemeyi bırakacak mısınız?
And you, Sir Jolitorax, for your courage, for your valour, and most importantly, for promoting the values of our great land,
Ve siz, Bay Jolitoraks... Cesaretiniz ve kahramanlığınız....... ve en önemlisi bu ülkenin topraklarının değerlerini koruduğunuz için sizi,'Lord'ilan ediyorum.
More importantly, I was Sam-fucking - "Mayday" Malone.
Daha da önemlisi ; Sam "Mayday" Malone'dum.
More importantly, where are my dolls?
Asıl önemlisi bebeklerim nerede?
But more importantly, I mean, you found Albert.
Ama daha önemlisi, Albert'ı bulmuşsun.
But most importantly, my wonderful, Dutch husband, Peter.
Ama en çok, benim mükemmel, Hollandalı kocam, Peter'a.
Most importantly, what does any of it have to do with finding my car?
Peki söylesene bunların arabamı bulmakla ilgisi nedir?
But, more importantly, chocolate-chip scones.
Ama daha önemlisi çikolatalı çörek.
" Death gives meaning for our life... and even more importantly... death creates a special value for time.
" Ölüm yaşamımıza anlam verir... ve de önem... Ölüm zamanı değerli kılar.
But more importantly, he's been looking for you.
Ama daha önemlisi o da seni arıyordu.
So Buddies set off for Egypt, a land of amazing adventure and shiny treasure, but most importantly, me, Babi the Great.
Patiler Mısır'a doğru yol aldılar, olağanüstü maceralar diyarındaki parlak hazinelere, ama en önemlisi, bana, Büyük Babi'ye
But more importantly, because bad girls go to bad girl parties.
Ama en önemlisi, yaramaz kızlar yaramaz partilere gider.
You want the land and more importantly you want what is in it.
Siz bu toprakları ve ondan daha önemli olan içindekileri istiyorsunuz.
More importantly, the next time you take me out, you need to have a car.
Ama daha önemlisi, beni bir daha dışarı çıkardığında araban olmalı.
And most importantly, don't perch on wires.
Ve en önemlisi, elektrik tellerine sakın konma.
More importantly, how big a check you think I'm gonna have to write?
Daha da önemlisi, ne büyüklükte bir çek yazmak zorunda kalacağım sence?
I could have walked away from all that mess... kept my wings, kept my false sense of pride... and most importantly, I could have avoided being locked up in here with all of you, nice folks for the last 13 months.
Sahte gururumu ve uçabilmeyi kaybetmemiş olurdum daha da önemlisi sizin gibi güzel insanlarla 13 ay burada tıkılı kalmazdım.
But more importantly, I got a son to inherit the family farm.
Fakat daha önemlisi aile çiftliğimi miras bırakabileceğim bir oğlum var.
More importantly, why are you doing it in here?
Daha da önemlisi, neden burada yaptın?
Finally, and most importantly,
Son olarak ve bu en önemlisi davanı kazanmak için her ne gerekiyorsa yapmanı istiyorum.