In jail tradutor Turco
9,371 parallel translation
I guess someone didn't enjoy their first night in jail.
Sanırım birileri hapisteki ilk gecesinden pek zevk almamış.
Well, I've been in jail 10 years.
On yıldır hapisteyim lan.
D.A. who put Aaron in jail three years ago... Sean Moore.
Aaron'ı üç sene önce hapse yollayan bölge savcısı Sean Moore'muş.
But instead of putting him in jail, we made a plan.
Ama onu hapse tıktırmak yerine onla plan yaptım.
Uh, it's 30 days in jail?
İçeride otuz gün falan mı?
So, dead, in jail...
Yani biri ölmüş, biri de hapiste...
The fact that it was an accident helps, but the fact that he let his friend sit in jail for 30 years doesn't.
Olayın bir kaza olması ona yarar sağlıyor ama 30 yıl arkadaşının hapiste kalmasına göz yumması sağlamıyor.
Jess is in jail!
Jess hapiste!
- He's in jail.
- Hapiste.
Yeah. I'm gonna go to the address of somebody who wouldn't lie, cheat, or steal to protect the person that we're trying to put in jail, all right?
Evet, hapse tıkmaya çalıştığımız insanı koruma adına yalan söyleyip aldatacak ya da hırsızlık yapacak insanların olmadığı bir yere gidiyorum.
But I spent half my life in jail, Kirse.
Hayatımın yarısını hapiste geçirdim ama Kirse.
Donnie's in jail.
Donnie hapiste.
Give birth in jail?
Hapiste doğum yapmasın diye?
- So she wouldn't deliver in jail!
- Hapishanede doğum yapamazdı!
He doesn't want her in jail with a second kid that she kills too.
hapishanede doğum yapıp ikinci çocuğu da orada öldürebilirdi.
You can either give them a statement here or you can talk to them later in jail when they arrest you for evasion.
Ya onlara burada ifade verirsiniz ya da kaçtığınız için tutuklandığınızda onlarla nezarette konuşursunuz.
I am in jail, but they got me out to help on a case.
Ben hapis yatıyorum ama bir davada yardım etmem için beni çıkardılar.
Why isn't he in jail where he belongs?
Neden ait olduğu hapiste değil bu?
If I'm in jail, why isn't she?
Ben hapisteysem o niye değil?
He was in jail...
Hapse girmişti.
- You were in jail'?
- Hapse mi girmiştin?
Boxer, he was in jail, yeah?
Boxer. Hapisteydi ya hani?
Boxer, back in jail you enjoyed my protection.
Boxer, hapisteyken seni korumamın tadını çıkardın.
So you just gonna hide in jail while these folks fend for themselves?
Bu adamlar kendi başlarının çaresine bakarken sen hapishanede mi saklanacaksın?
Pudding in a retirement home are like cigarettes in jail.
Hapishanelerde sigara neyse huzurevlerinde puding o.
I'm talking to you that way because you threatened to throw the man that I love in jail to become that name partner.
Seninle böyle konuşuyorum, çünkü sen isim ortağı olmak için sevdiğim adamı hapse atmakla tehdit ettin.
Wasn't it enough to put me in jail?
Beni hapse attırmak yetmedi mi?
And if he ain't dead, he's in jail.
Ölmediyse, hapiste.
Yeah, couple of hitches. Alvis is still in jail and...
Evet birkaç terslik var.
If you shoot him now, I will be implicated as an accomplice and I will be thrown right back in jail.
Onu şimdi vurursan, ben de suç ortağın olacağım.. ve hapse geri gireceğim.
The one that wrote the expose that got him beaten to a pulp in jail? That's the one.
- Hani nezarethanede dayak yemesine neden olan makaleyi yazan mı?
Malcolm won't be in jail for long.
Malcolm'u salmaları yakındır.
Everyone who visited Strauss in jail seems above board.
Strauss'u hapishanede ziyaret edenlerde ters bir şey görünmüyor.
She visited him in jail more often than anybody else, frequently alone, and she recently paid off 100 grand in debt.
Hapiste onu herkesten çok ziyaret etmiş çoğu zaman tekmiş ve hep 100 dolar para almış.
You're gonna spend the night in jail, pal.
Geceni kodeste geçireceksin dostum.
Week three or so, the military decides we're infecting the kids, not inoculating them, shut us down, - threw me in jail. - Jail!
Üç hafta falan sonra ordu onları aşılamayıp hasta ettiğimizi söyleyerek tesisi kapattı ve beni de hapse attı.
If we really want to get back at him, we have to find something that will put him in jail for the rest of his life.
Ona cidden haddini bildirmek istiyorsak hayatı boyunca hapisten çıkamamasını sağlayacak bir şey bulmamız gerek.
That one day Sandra Bullock will find someone who deserves her, and that Reverend Richard Wayne Gary Wayne will spend the rest of his life in jail, because he is a liar.
Bir gün Sandra Bullock'un onu hak eden birini bulacağını ve Rahip Richard Wayne Gary Wayne'in yalancı olduğu için hayatının kalanını hapiste geçireceğine inanıyorum.
He says bastards who litter should all be thrown in jail.
Yerlere çöp atanların hapse atılması lazım diyor.
He's hanging by a string, and now my choice is to either destroy the man I love with these pictures, or send myself to jail, and in the process, strip him of any chance of getting better.
Şimdi siz benden... bir adamın aşkını yok etmemi... ya da... kendimi hapise göndermemi istiyorsunuz. Daha iyi bir... seçme şansı vermelisiniz.
Because I got to go... I got to go to jail in two days.
İki gün içinde hapishaneye gitmem gerek.
He's not out of jail for a week, and already he's back in the life, and you're helping him.
Hapisten çıkalı 1 hafta olmamış ve sen şimdiden işe geri dönmesinde ona yardım ediyorsun
He's already been in and out of jail a few times.
Şimdiden hapise girip çıkmışlığı var.
He went to jail for 18 years and he was released in 2006.
- 18 yıl hapis cezası almış ve 2006 yılında salıverilmiş.
I'm here to provide guidance and counsel to the prisoners in this jail.
Hapishanedeki mahkumlara yol göstermek ve nasihatlerde bulunmak için buradayım.
Seems like you're in a big hurry to go to jail.
Hapishaneye girmek için çok acelen var galiba.
- You can see him in the jail infirmary First thing in the morning.
Yarın sabah ilk iş onu hapishane revirinde görebilirsin.
- Earl is in the jail under guard.
- Earl hapiste, başında adam var.
I drop you someplace, call you in as a pick-up for the locals, hope you don't end up in the same jail cell as you were before.
- Seni bırakıp, yerel polisin alması için haber veririm. İnşallah bir evvelki hapishane hücresine düşmezsin.
I've emailed every former student who's not in prison or jail, everyone remember there's a difference.
Cezaevinde olmayan bütün eski öğrencilere e-posta yolladım. Ya da hapiste. Aralarında fark var, unutmayın.
If he is deported, he will die in a Russian jail!
Ama bir Rus hapishanesine düşerse sağ çıkmaz.