Incredible tradutor Turco
11,188 parallel translation
She's an incredible woman to work for, actually, and everybody loves her.
Birlikte çalışabileceğiniz en olağanüstü insanlardan biri ve herkes de onu çok seviyor.
It was just incredible.
İnanılmaz bir şey.
It's incredible.
İnanılmaz bir şey.
That is incredible.
Bu inanılmaz.
♪ To be one lean, mean, green, incredible team ♪
Kararlı, güçlü, yeşil takım olmalarına yetti
- Incredible. He's real.
Bu inanılmaz, gerçekmiş.
♪ To be one lean, mean, green, incredible team ♪
♪ Splinter Usta ihtiyacı olan her şeyi öğretti onlara.. ♪ ♪ Güçlü, kararlı, inanılmaz yeşil takım olmayı.. ♪
♪ To be one lean, mean, green, incredible team ♪
♪ Güçlü, kararlı, inanılmaz yeşil takım olmayı.. ♪
She's got an incredible career, Movie-star husband, perfect kids.
İnanılmaz bir kariyeri, film yıldızı kocası, harika çocukları var.
♪ That's where I'm gonna go when I die ♪ I got to say, figuring out Captain Holt didn't know the answer was an incredible solve.
Söylemeden edemeyeceğim, Başkomiser Holt'un cevabı bilmediğini çözmek inanılmaz bir çözümdü.
We both know your dad is incredible.
İkimiz de biliyoruz ki baban inanılmazdı.
Oh, it was incredible.
Harikaydı.
The Samurai, are the most incredible warriors.
Samuraylar, olağanüstü savaşçılardır.
I absolutely sincerely believes in our incredible victory.
Çok başarılı olacağımıza yürekten inanıyorum.
It's incredible.
Bu inanılmaz.
Whoa...! Incredible.
İnanılmaz bir şey.
I mean, if she wanted to, she'd make an incredible lawyer.
Eğer gerçekten isterse inanılmaz bir avukat olur.
That was incredible.
Harikaydı.
And he's so cute and he's incredible with the kids.
Üstelik çocuklarla da arası çok iyi. Emin misin?
- Looks incredible!
- Nefes kesici görünüyorsun.
The funeral was incredible, so you tried.
Cenazesi çok güzeldi. - Öyleydi. - Duygulandım.
Committed suicide because of incredible affair with Anna Ekdahl
Anna Ekdahl'la olan yasak ilişkisi yüzünden intihar etti
- First, my incredible wife...
- İlk olarak, inanılmaz karım...
But most importantly, after observing her from up close she is... an incredible beauty.
Fakat en önemlisi, yakın gözlemlerim sonucu fark ettim ki... acayip güzel.
You're in amazing shape incredible core.
Sen inanılmaz bir şekilde olayların merkezindeymişsin.
Oh, no, that was incredible.
- Evet, inanılmazdı.
He's incredible with his hands.
Elleriyle inanılmazdır.
Yeah, that's incredible.
İnanılmaz.
- What you seek is an incredible power that can only be given to the right person.
İstediğiniz şey inanılmaz bir güce sahip ve sadece doğru kişiye verilebilir.
- I know that what you can do seems incredible, but it is a Trouble.
Yapabildiğin şeyin muhteşem göründüğünü biliyorum ama o bir sorun.
Once again, the government contractors known as Scorpion have used their incredible abilities to save lives against staggering odds.
Scorpion adındaki sözleşmeli hükümet çalışanları, bir kez daha akıl almaz yeteneklerini kullanarak, tüm olumsuzluklara rağmen hayat kurtardılar.
It's really incredible actually.
Gerçekten inanılmaz bir şey.
Are you... that's absolutely incredible!
Kesinlikle inanılmazdı!
Thank you for that incredible song.
Bu muhteşem şarkı için teşekkür ederiz.
You have incredible chutzpah, Jared.
- Sendeki bu cüret inanılmaz, Jared.
It's incredible!
Muhteşem bir şeydi resmen.
The most incredible event in the history of National City and yet we have no exclusive of any kind.
National Şehri'nin başına gelmiş en muhteşem olay... -... ve bizim hiç özel haberimiz yok.
Wow. You know, when you see it up close, it really is incredible.
Burayı bu kadar yakından görmek olağanüstü bir deneyim.
Then you have incredible leverage about getting what you want.
Böylece istediğinizi elde edebileceğiniz bir kozunuz olur.
And he did incredible damage.
İnanılmaz bir hasar da verdi.
There is an incredible incentive to kill him.
Onu öldürmek için muhteşem bir teşvik vardı.
The Saint Valentine's Day massacre is so incredible, it gets attention.
Sevgililer Günü Katliamı öyle inanılmazdır ki sürekli ilgi görür.
That was incredible.
Bu var ya, harikaydı.
You need to start using that incredible brain of yours.
O muazzam beynini kullanmaya başlaman gerekiyor.
What you said was incredible.
Söylediğin şey inanılmazdı.
That was incredible.
İnanılmazdı.
He became more and more frustrated, Losing sleep, suffering incredible pain and depression.
Gitgide depresyon, inanılmaz eziyet çekmiş uykusu kaçmış, sinirli biri oldu.
An incredible young man with a brilliant mind.
İnanılmaz zeki ve genç bir adamdı.
And he thinks there might be some incredible discovery buried in all this.
Görüntüleri kaydederek, büyük bir buluş yaptığımızı düşünüyor.
♪ And you know just where to find him when it's party time ♪ ♪ Master Splinter taught'em every single skill they need ♪ ♪ To be one lean, mean, green, incredible team ♪
- Shredder?
That's incredible. It's more than incredible.
Vay.