Individually tradutor Turco
431 parallel translation
But individually they only total four.
Fakat tek tek toplamda dört.
Each little Indian, individually.
Her bir Kızılderili için ayrıca!
I'll talk to the men individually. Good idea.
Belirtmek istediğin bir husus var mı Teğmen?
Each one is individually the victim of the clinical day
# Her biri tek tek klinik bir günün kurbanıdır.
We thought you'd like to send flowers individually.
Çiçeği tek başına göndermek isteyebileceğini düşündüm.
Why should I want to send flowers individually?
Neden isteyeyim ki?
Every case must be treated individually.
Her vaka farklı ele alınmalı.
The enemy may come individually or in strength.
Düşman teker teker yada gruplar halinde gelebilir.
Though we adore men individually
Erkekleri birey olarak beğensek de
It was time to make clear, individually and as a group, what the consequences of betrayal would be.
İhanetin sonuçlarının ne olacağını - ayrı ayrı ve grup olarak - açıklığa kavuşturma zamanıydı.
Individually, they're weak.
Tek başlarına güçsüzler.
The plague had split the world into tiny communities, too far apart to combine and fight, and too small individually to stand any chance against invasion.
Veba dünyayı küçük topluluklara böldü. Birleşip, savaşmak çok zordu. Ve küçük toplulukların işgale karşı direnmesi imkansızdı.
Individually, they're not worth much, but when you catch them all at once...
Tek tek, pek değerli değiller, ancak hepsini tek seferde yakaladığın da...
Must I order you individually?
Kimse zorla ihanet etmez.
They've come a long way individually, further than we have a right to expect.
Bireysel olarak ummadığımız kadar ilerleme kaydettiler.
No, not individually, together.
Hayır, tek tek değil, birlikte.
Peacefully, individually, not as a mob.
Barış yoluyla. Çete olarak değil, bireysel.
You must only duplicate uncut stones which will be individually cut into original gemstones.
Sadece kesilmemiş taşları kopyalamalısın ki tek tek orjinal mücevher olarak kesilebilsinler.
It has become necessary to search each house individually, so for the sake of appearances, we have to search here, too.
Bütün evleri tek tek aramamız icap etti.. o yüzden sırf görüntü olsun diye burayı da aramamız gerekiyor.
It's as though every cell in the body.. .. had been individually blasted from inside.
Tüm hücreler içeriden patlatılmış gibi.
More than one hundred a thousand nipo-Americans they had been interned in mass, over all of the coast the occidental person, while 600 a thousand Germans and Italians they had been treated individually.
Çoğu batı kıyılarında yaşayan 100.000'den fazla Amerikalı Japon toplu halde gözaltına alındı. 600.000 Alman ve İtalyana ise bireysel davranıldı.
If you individually succeed, you will have delivered the most devastating blow against the very vitals of the enemy.
Eğer başarılı olursanız düşmana, hayati bir darbe indirmiş olacaksınız.
No bureaucrat can individually maintain his right to power, for to prove he is a socialist proletarian... would be to show himself as the opposite of a bureaucrat ; and to prove he is a bureaucrat is impossible, since the official truth of the bureaucracy is not to be.
Hiçbir bürokrat bireysel olarak yönetimde hak iddia edemez çünkü sosyalist bir proleter oldugunu kanitlamak için, bürokrasinin resmi yöntemi bürokrasinin olmadigini söylediginden bürokrat oldugunu kanitlamasi imkansizken bir bürokratin tam aksi gibi oldugunu göstermesi gerekecektir.
Ms. Semra forgave each of us individually.
Semra Hoca aslında teker teker bizleri affetti.
Arthur, having consulted his closest knights... decided that they should separate and search for the Grail individually.
En yakın şövalyelerine danışan Arthur ayrılıp, Kutsal Kaseyi..... ayrı ayrı aramalarının daha doğru olduğuna karar verdi.
- I even had them individually wrapped for you.
- Hepsini ayrı ayrı paketlettim. - Hayır, hayır.
- You didn't want'em individually wrapped?
- Ayrı paketlerde istememiş miydiniz?
Every one of our patients is individually monitored by the computer.
Hastalarımızın her biri bireysel olarak bilgisayarlar tarafından izleniyor.
Each one individually and each one most.
Her birini teker teker ve her birini en fazla.
- Cos I pick each word individually.
- Çünkü her bir kelimeyi tek tek seçerim.
For security, each key was individually protected.
Güvenlik için, her anahtar ayrı kişilerce korunuyordu.
I'm looking forward to getting to know... each and every one of you individually.
Her birinizi teker teker tanımak için... sabırsızlanıyorum.
Many individually unlikely events had to occur for our species and our technology to emerge.
Türümüzün ve teknolojimizin ortaya çıkması için birçok birbirinden bağımsız olay gerçekleşmek zorundadır.
- Let every finger roll down individually. - Like this?
Tek tek bütün parmaklarinla asagi çek.
This is to signify we're leaving New York with this package of artists to go out and play at places where, individually, they never would play.
Bu New York'tan ayrıldığımızın işareti sanatçılar ellerindeki paketleriyle gidecekler ve bu yerlerde oynayacaklar onlar kişisel olarak asla oynamak istemezler.
And they could do nothing individually.
Hiçbir şeyi münferiden yapamazlar.
Individually, they cheat... forge, blackmail, corrupt children... spread disease and prostitution... in the name of spreading knowledge from generation to generation.
Tek tek, aldatırlar. Taklit ederler, şantaj yaparlar, çocukları yoldan çıkarırlar. Hastalık ve fahişeliği yayarlar.
No book is individually produced, as you know.
Hiçbir kitap tek olarak üretilmez, bunu biliyorsun.
Separately. individually.
Ayrı. Bireysel olarak.
Individually, a cell has life, but not intelligence.
Tek olarak, bir hücre canlıdır, ama zekası yoktur.
They were just in a box in the basement, in chronological order, individually wrapped.
Yani bodrumda öylesine bir kutunun içinde, tarih sırasına göre düzenlenmiş olarak ayrı ayrı özenle poşetlenmişlerdi.
They don't attack individually.
Onlar bireysel olarak saldırmazlar.
We've been doing it individually so far.
Diğer herkesi yalnız sorguladık.
That each individual coin spun individually is... as likely to come down heads as tails and therefore should cause no surprise each individual time it does.
Yani fırlatılan her bir madeni paranın tura olarak düşmesi yazı olarak düşmesi kadar muhtemeldir. Bu yüzden her seferinde şaşkınlık yaratmamalıdır.
- As opposed to individually.
Böyle demek istemedim. Neden sen...?
- Individually, they were both so...
- Birey olarak, onlar çok... - Yaralıydılar?
- They're not marked individually.
Ayrı ayrı satılmaz. - Evet.
Miss Swiss, Miss Gouda and that haughty Miss Individually-Wrapped American who thinks her cheese doesn't stink.
Bayan İsviçre. Bayan Gouda. Ve kendini beğenmiş, peynirinin kokmadığını sanan Bayan Tek Tek Paketlenmiş Amerikan'a da.
Close-fitting, surrounding each toe individually.
Tam oturmuştu, her parmağı tek tek sarıyordu
It's an imaginary world, in the computer. Those fish are each programmed, individually, to behave as autonomous entities.
Bu balıkların her biri birbirinden bağımsız varlıklar gibi davranmak için programlandı.
Individually, they're okay.
Ayrı ayrı olduklarında iyiler.