English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Infidel

Infidel tradutor Turco

262 parallel translation
Be silent, infidel.
Nerede o? Seni embesil.
You'll need time to think, infidel.
Artık zaman kaybetmenin bir anlamı yok.
You're an infidel, but I like you.
Sen bir kafirsin ama seni seviyorum.
No infidel is ever permitted into her sacred presence, or for that matter, into the temple gardens.
Hiç bir kafir onun kutsal huzuruna giremez, ya da tapınağın bahçesine.
This holy place is not for a bearded infidel!
Bu kutsal yer sakallı kafirler için değildir.
You infidel!
Seni, kafir!
I was told no infidel was ever allowed into that temple.
Benim gibi bir kafirin tapınağa giremeyeceği söylendi.
No infidel ever wrote the name of the High Priestess on the Tinted Wall.
Hiç bir kafir Renkli Duvar'a Başrahibenin adını yazmadı.
- An infidel climbing those steps!
- Bu merdivenden bir kafir tırmanıyor!
The infidel, Micah, is on his way back to his villa.
Kafir, Micah, villasına dönmek üzeredir.
Why this concern for an infidel?
Kafir için neden bu kadar endişeleniyorsun?
He is a stiff-necked infidel.
O sert boyunlu bir kafir.
Have you ever seen Rhakim whip a stiff-necked infidel?
Rhakim'in kırbaçını hiç gördü mü o sert boyunlu kafir?
All but the infidel!
Kafirin haricinde!
The usual punishment for loving an infidel is to be buried alive.
Bir kafir sevenin cezası her zaman diri diri toprağa gömülmektir.
Which of you killed the infidel?
Kafiri hanginiz öldürdü?
The unholy infidel, Micah ben Eli, is dead.
Kafir, Micah ben Eli, öldü.
Are you an evolutionist, an infidel, a sinner?
Evrimci misiniz? İmansız mı yoksa günahkâr mısınız?
The old infidel. That's it, then.
İmansız ihtiyar.
- A pity you were so generous with the infidel.
- Kâfirlere cömertlik etmen yazık olmuş
An infidel.
Kafir.
The elders have ordered me to kill this treacherous infidel and recover the pole
Diğer üstadlar onu bulup bu hain hırsızı öldürmemi istediler. Bambu sopayı ondan almalıyım.
Is it because you are an infidel, Gordon Pasha... that I feel myself in the presence of evil?
Gordon Paşa, bir kafir olman nedeniyle mi, kötülüğün varlığını hissediyorum?
I doubt it, Mohammed Ahmed, for you are not an infidel... and I smell evil.
Şüpheliyim, Muhammed Ahmed, sen bir kafir değilsin, ama kötülük kokusu alıyorum.
An infidel object lesson, or a holy miracle?
Kafir bir amacın dersi mi, yoksa... kutsal bir mucize mi?
I do not believe any infidel, even you, Gordon Pasha... can face a lonely death without terror.
Bir kafire inanmam - sana bile, Gordon Paşa - korkusuz yalnız bir ölümle yüzleşebilirim.
You miserable infidel, you brought this message!
Seni maneviyatsız sefil, demek bana böyle bir mesaj getirdin? !
Master, she's from a pagan family, that is, an infidel.
Efendim, o kafir bir pagan aile ferdidir.
You take the word of an infidel foreigner against the word of a general Of the army of the king?
- Kafir adını almadan önce kralın ordusunda generaldin
In an assembly of Muslims... there is no place for an infidel.
Bir müslüman cemaatinde bir kafire yer yoktur.
An infidel must not be allowed to speak.
Bir kafire konuşma izni verilmemelidir.
Where's the infidel?
Kafir nerede?
The infidel has retired with his army across the Danube.
Kafir, ordusuyla birlikte Tuna'nın karşısına kaçtı.
Even with an infidel Turk whipping them to a lather.
Onları kırbaçlayan imansız bir Türk bile olsa.
And I suppose you still intend to go through that race... with the infidel Americans.
Sanırım gâvur Amerikalılarla bu yarışa katılmaya hâlâ niyetlisin?
Infidel.
Kafir!
Infidel!
İmansız!
The infidel defilers...
O kafirlerin hepsi...
Infidel!
Kâfir!
Infidel?
Kâfir mi?
Thereby depriving the church of the resources needed to combat unbelievers and wage war on the infidel.
Böylelikle kilisenin dinsizlerle savaşmada kafirlere savaş açmada ihtiyacı olan kaynakların elinden alınmasını.
I'll drive you from Jerusalem, infidel Saracen.
Seni Kudüs'e süreceğim, kâfir Sarazen!
Extremely rich very married, eminently corruptible and a willing infidel.
Oldukça zengin. Evli. Baştan çıkarabilir.
Fight the Turk... do battle with a thousand infidel... to bring a smile to your eyes.
Türklerle savaşırım binlerce kafire karşı saldırım gözlerine bir gülümseme getirebilmek için.
Cut off the infidel's hand.
Kafirin elini kesin.
In your country, am I not the infidel?
Sizin ükenizde ben kafir değil miyim?
For an infidel you have uncommon clarity of thinking.
Bir kafire göre şaşırtıcı derecede açık düşünüyorsun.
As I couldn't rebel against the church or the army, or matrimony, which, after banking, are the most reactionary institutions around, here I am, a rebel, an infidel, and a libertine by nature, living like a scared old bourgeois.
En lanet kurum olan bankacılık yaptıktan sonra evliliğin töresine, Kilise'ye veya Ordu'ya isyan dahi edemeden, işe yaramaz bir asi bir kâfir, bir ahlâksız ve bir bujuva eskisi olarak buradayım.
Now speak, infidel.
Şimdi söyle.
The old infidel is a nice one too.
Yaşlı kâfir de öyle.
Halt, infidel!
Dur, kâfir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]