Influenced tradutor Turco
677 parallel translation
Do not let your verdict be influenced by this young lady's qualities and their appeal to you.
Bu genç bayanın özelliklerinin sizi cezbedip kararınızı etkilemesine müsaade etmeyin.
The general staff spoke as it pleased the commander of Paris influenced the jury but the defense can say nothing.
Genelkurmay istediği gibi konuştu Paris komutanlığı jüriyi etkiledi ama davalı hala bir şey söyleyemiyor.
I hope you're not influenced by the guns these pocket-edition desperadoes are waving around.
Umarim bu acemi haydudun... etrafta salladigi silahlar kararinizi etkilemiyordur.
You mean by that that he could be influenced by the people about him?
Yani bununla ilgilenen insanları etkileyebileceğini mi söylüyorsun?
If feelings influenced law, half the country would be in jail.
Duygular hukuka hükmetse, ülkenin yarısı hapsi boylar.
Members of the jury, do not allow yourselves to be influenced by anything but the facts and by your conscience.
Jüri üyeleri, gerçekler ve vicdanınız dışında hiçbir şeyin sizi etkilemesine.. ... izin vermeyin.
You're very much influenced by the moon.
Ay senin hayatını çok etkiliyor.
You've been too influenced by France in your youth, that's the danger but we'll cure Europe of this disease, we'll root out this poison
Gençliğinizde Fransa'dan çok etkilenmişsiniz, mesele de bu. Yine de Avrupa'yı bu illetten kurtaracağız, sorunun kökünü kazıyacağız.
- Maybe Mary influenced him not to.
- Belki yazmasını Mary engelliyordur.
- What author has chiefly influenced you?
- Sizi etkileyen başlıca yazarlar kimler?
I used to admire the banker's daughter, but I might have been influenced by her money.
Bir ara bankacının kızını beğenirdim, ama belkide parası beni etkilemiştir.
Mr. Tashiro influenced you.
Hiroshi-san seni etkilemiş.
I see you've been influenced by my friends.
Görüyorum ki dostlarımdan etkilenmişsiniz.
He's a good boy but he's weak and easily influenced, and therefore he should have a wife of his own faith.
İyi bir çocuk. Fakat zayıf ve kolayca etkilenebilir, bu yüzden kendi inancına sahip bir eşi olmalı.
You certainly made friends and influenced people.
Herkesi etkilemiş olduğun anlaşılıyor.
Or for being influenced by the way he used to live or the friends he, I hope, won't see very much of from now on.
Ya da onun yaşadığı hayattan etkilenmiş olman ya da onun arkadaşlarının. Umuyorum onları daha fazla görmek zorunda kalmayız.
You see, Ann, my ideas of a wife were influenced by watching my mother ruin her health to bring up 8 kids.
Ann benim kafamdaki eş hayali sekiz çocuğunu sağlığını kaybetme pahasına büyüten annemi seyrederken olmuştu.
You don't even know, how much you've influenced my life.
Hayatımı ne kadar etkilediğini bilmiyorsun bile.
Would you say that your subsequent action in attacking the bandits was influenced by the same kind of stress?
Daha sonra eşkıyalara saldırının da aynı sıkıntıdan dolayı gerçekleştiği söylenilebilinir mi?
Through the centuries, women, influenced by Cinderella, have waited for their Prince Charmings to come galloping out of the wild blue yonder on white horses to claim their hands in marriage.
Yüzyıllar boyunca Sindirella'dan etkilenen kadınlar, beyaz atı üzerinde ufuklardan prenslerinin gelmesini bekledi. Onlarla evlenmek için.
I hope you gentlemen - madam - will not be influenced by this same negative bias.
Bayanlar, baylar sizlerin bu negatif önyargılardan etkilenmeyeceğinizi umuyorum.
I don't think Mr. O'Malley would be influenced by my wishes.
Arzularımdan etkilendiğini düşünmemiştim, bay O'Malley.
It is not known if its publication and the ensuing protests influenced the decision of authorities, but in 1959 the old man was finally allowed to leave the Rock.
"Kitabın yayımlanması ve bunu takip eden protestolar..." "... yetkilileri etkiledi mi, bilinmiyor... " "... ama nihayet 1959 yılında... "
Your young lover influenced your career
Genç aşkınız kariyerinizi etkilemiş.
He's easily influenced, rich and very stupid.
Salaklığını unutturacak kadar zengin ve Patricia'ya deli gibi aşık.
My dear Barbara, you must try and remember, the short time we've been on this planet we've met people, spoken to them and who knows, we might have even influenced them.
Sevgili Barbara'm, deneyip hatırlamalısın, bu gezegende bulunduğumuz kısa süre içerisinde insanlarla tanıştık, onlarla konuştuk ve kim bilir, onları etkilemiş bile olabiliriz.
It influenced events...
Ortaya çıkardığı akımlar...
She was influenced by Guillaume.
Bu bakımdan Guillaume'un çok etkisi altında kalmıştı.
But he has an insatiable appetite, and could easily be influenced by a weak and petty mind.
Ama doyumsuz bir iştaha sahip, ve kolayca etkilenebilir, zaafları var ve önemsiz bir zekaya sahip
The middle classes, influenced by the intellectuals and with the neocolonial blessing, saw in Peronism just a Nazi-fascist-falangist conspiracy.
Entelektüeller ve yeni-kolonyal düşüncelerden etkilenmiş olan orta sınıflar Peronizmde sadece Nazi-faşist-falanjist komplo gördü.
That old sing-song of "yes to shoes, no to books" would be the fair response from the people to the removed and foreign-influenced intellectuals.
Eski bir şarkı olan "evet ayakkabılara, kitaplara değil" yabancıların etkisindeki entelektüellere karşı halkın haklı bir yanıtı oldu.
I'm being influenced to do things that do not make sense.
Anlamsız şeyler yapmak için etki altında kalıyorum.
- I am constrained to point out, that since minds are evidently being influenced, we cannot know at this moment whether our own memories are completely accurate and true.
- Bunu belirtmekte zorlanıyorum, aklımız etki altında kaldığı için, kendi hafızamız doğru ve gerçek mi onu bilemiyoruz.
I'm afraid he's influenced his nephew, Jan.
Onun, yeğeni Jan'ı etkileyeceğinden korkuyorum.
Judges of a contest can be influenced by poor posture.
Yarışmada jüriler, kötü dış görüntüden etkilenebilir.
The gyro mechanisms aboard were influenced by another magnetic field and the capsule slowly started to rotate.
Kapsüldeki dönüölçerler başka bir manyetik alanın etkisi altına girip kapsülün rotasını değiştirmeye başladı.
Let's say you were influenced.
Diyelim etki altında kaldın.
There's no denying that public opinion was strongly influenced by the papers at that time, which felt that the politicians who were accused should automatically be declared guilty.
O devirde halkın görüşleri üzerinde gazetelerin etkisinin çok güçlü olduğunu inkâr edemezsiniz ki buna göre sanık konumundaki siyasetçiler otomatik olarak suçlu ilan edilmeleri gerekiyordu.
He was deeply influenced by an old priest.
Fena halde, yaşlı bir rahibin etkisinde kalmış.
He was influenced by his wife to become homicidally psychotic.
Karısının öldürmeye mehilli bir deli hâline gelmesi onu etkilemiştir.
"We write this jointly to assure you no one's personal feeling has influenced this report."
"Bu raporu işin içine hiç bir kişisel duygunun karışmaması için beraber yazdık."
Don't be influenced by the stories in the papers.
Gazetelerdeki hikayelerden bu kadar etkilenme.
The Court instructs the jury... that when deliberating its verdict... not to be influenced by any personal hostility... it may feel... toward the defandants'long hair... weird clothes... wild manners... political convictions, or inflamed speeches.
Mahkeme, jürinin karar üzerinde tartışırken sanıkların uzun saçlarına tuhaf giysilerine kötü tavırlarına, siyasi kanaatlerine ya da şiddet dolu konuşmalarına karşı hissedebileceği herhangi bir kişisel düşmanlıktan etkilenmemesini bildiriyor.
I didn't think you could be easily influenced.
Bu kadar kolay karar verebileceğini sanmazdım.
You think you have unique personal opinions, but you're influenced.
Eşsiz kişisel fikirlerin olduğunu düşünüyorsun ama sen de etkilenmişsin.
The past 25 years have dashed the hopes of many Marxist-influenced philosophers who criticized consumer society.
Geçtiğimiz 25 yıl, tüketim toplumunu eleştiren birçok Marksist filozofun umutlarını boşa çıkarmıştır.
A lot of things influenced my decision.
Birçok şey benim kararımı etkiledi.
You're so obviously influenced by McKuen.
McKuen'den etkilendiğin anlaşılıyor.
I consider it to be extremely unprepossessing and a distinct danger for certain easily influenced souls.
Onları son derece itici ve kolayca etkilenen kimseler oldukları için tehlikeli buluyorum. Kolayca yönlendirilmeye müsaitler.
For if we knew we were looking at a boy rather than a girl we might be influenced in making our decision
Eğer bir kız yerine bir oğlana baktığımızı bilirsek kararımızı verirken etkilenebiliriz.
Aren't they influenced by us?
Onlar da öyle. Durumları bize bağlı değil mi?