Inherently tradutor Turco
216 parallel translation
Your Honor, I protest this cheap and highly irregular bit of vaudeville which is inherently dangerous to every...
Sayın Yargıç, bu ucuz ve son derecede kurallara aykırı tehlikeler içeren oyuna itiraz ediyorum.
Biological units are inherently inferior.
Biyolojik birimler görüldüğü kadarıyla alt düzeylermiş.
Jason, do you believe a thing can be inherently evil?
Jason, bir nesnenin tabiatında kötülük olabileceğine inanıyor musun?
- -which are so inherently symptomatic of a losing team.
KNIGHTS 5-1 MAĞLUP... kaybeden bir takımın doğal semptomlarıdır.
You must not destroy what is inherently valuable.
Değeri kalıcı olan birşeyi yok edemezsin.
I will say now, however subjectively, human teleportation molecular breakdown and reformation is inherently purging.
Şimdi diyeceğim, ne kadar öznel olsa da, insan teleportasyonu moleküler ayrışma ve tekrar oluşum temizleyici.
Your Honour, I move to bar this witness as inherently unreliable... and ask here to put four questions to him regarding his reliability.
Sayın Yargıç, bu tanığın reddini talep ederek güvenilirliğiyle alakalı dört soru sormak istiyorum.
Our missions are always inherently dangerous.
Görevlerimiz daima tehlikelidir.
It could mean that that point in time inherently contains some sort of cosmic significance, almost as if it were the temporal junction point for the entire space-time continuum. On the other hand, it could just be an amazing coincidence.
Zamandaki o noktanın kozmik bir önemi olabilir, tüm mekan-zaman sürekliliği atlamalarının kesiştiği bir nokta olabilir veya sadece inanılmaz bir rastlantıdır.
Now devotees may argue... that one sport or game is inherently better than another.
Fanatikler, bir oyun veya sporun bir diğerinden doğal olarak daha iyi olduğunu tartışabilir.
Susan Sontag says that images are inherently fascistic for that same reason.
Susan Sontag der ki görüntüler de tam bu nedenle faşisttirler.
In fact inherently, he has a nonviolent personality.
Aslında, şiddet karşıtı bir kişiliği var.
Has your government considered that having your ships and ours, your aircraft and ours in such proximity is inherently dangerous?
Sizin gemilerle bizimkileri böyle bir konumda karşı karşıya getirmenin tehlikelerini hükümetiniz bilmiyor mu?
All vertebrate embryos are inherently female, anyway.
Tüm omurgalı embriyonları doğal olarak dişidir.
Your linear nature is inherently destructive.
Doğrusal doğanız, doğuştan yok edici.
Some claim that cats are inherently untrainable.
Bazıları kedilerin doğuştan eğitilemez olduklarını yazıyor.
Is the universe an inherently irrational place random and chaotic?
Evren özünde irrasyonel, rastlantısal ve kaotik midir?
All men are afraid of women because they're inherently better creatures.
Bütün erkekler kadınlardan korkuyor çünkü onlar doğuştan daha iyi varlıklar.
- He's wealthy, therefore, inherently good.
- O bir zengin, bu yüzden, iyiliği kalıtsal.
Mulder, the human mind naturally seeks meaningful patterns in things that don't inherently have any.
Mulder, insan beyni, orada olmasalar bile her şeyde anlamlı şekiller ve görüntüleri doğal olarak arar.
And there is little more inherently dangerous than an offended Narn.
Ve kendisine hakaret edilen bir Narn'dan daha tehlikeli bir şey yoktur.
I thought the Church thought it was inherently wrong.
Kilise'nin bunu yaradılış gereği yanlış olarak görüyor sanıyordum.
Heathcliff was basically a decent guy who had a lot to learn about life and he was inherently better-off without some whimpering mentally unstable wet rag following him around.
Heathcliff temel olarak hayat hakkında ogrenecek cok seyi olan etrafında inleyip dengesiz gozu yaslı bir kadın olmadan daha iyi bir durumda olabilecek nazik bir adamdı.
There's something inherently disappointing about success.
Başarının tabiatında can sıkıcı bir şey var.
Some men are inherently less receptive.
Bazı erkeklerin doğuştan algısı azdır.
She knew this inherently, being naturally trusting herself.
Kendisi insanlara güven duyan biri olduğu için böyle düşünmesi doğaldı.
The inherently helpful qualities of everyday household things.
Gündelik eşyaların yararlı özellikleri.
TLE isn't inherently dangerous.
ZLE özünde tehlikeli değilir.
I suppose you think science is inherently evil.
Bilimin şeytani olduğunu düşünüyorsundur.
No, I don't think science is inherently evil.
Hayır, bilimin şeytani olduğunu düşünmüyorum.
There's nothing inherently violent about holodeck technology.
Sanal güverte teknolojisinin doğasında hiç bir şekilde şidet yoktur.
Maybe we human creatures are inherently evil.
Belki biz insanların özü kötüdür.
Given the fact that I believe the American legal system to be inherently corrupt, unfair, chaotic- - oh yes.
Amerikan adalet sisteminin kokuşmuşluğu, haksızlığı, ve karmaşıklığını göz önüne alırsak... Evet.
Just being parasitical by nature doesn't make you inherently bad.
Doğan gereği asalak olman seni kalıtsal olarak kötü yapmaz.
Human beings did have inner emotional drives, but they were not inherently violent or evil.
İnsanların içsel duygusal güdüleri vardı, ama bunlar kendi içinde şiddet dolu veya kötü değildi.
... intrinsically, humans, as creatures of the Earth... were drawn inherently always back to one thing.
... dünya üzerinde var olan insanlar her zaman bir tek şeye sürüklenmişlerdir.
Tell them... that life is inherently unfair and that the wise only fight battles they know they can win.
Hayatın doğası gereği adil olmadığını ve sadece kazanacaklarından emin oldukları savaşları başlatmalarını söyle.
Parking garages are not inherently dangerous places.
Otoparklar tabiatı gereği tehlikeli yerler değildir.
We can all agree that any living thing that isn't inherently evil in and of itself is capable of undertaking actions that are evil.
Hepimiz kabul edebiliriz ki, doğuştan şeytani olmayan her şey şeytani şeyler yapma kapasitesindedir.
It's an inherently wild and frenetic place.
Burası kendine özgü, vahşi ve çılgın bir yerdir.
So slavery for example or other forms of tyranny are inherently monstrous but the individuals participating in them may be the nicest guys you could imagine benevolent, friendly, nice to their children, even nice to their slaves, caring about other people.
Yani kölecilik veya diğer zülum şekilleri içsel olarak canavarcadır ancak buradaki bireyler düşünebileceğiniz en iyi insanlar olabilir yardımsever, dost, çocuklarına karşı iyi hatta kölelerine karşı iyi diğer insanları düşünen.
And that kidnapping is inherently dangerous and morally reprehensible.
Kaçırılma son derece tehlikeli ve ahlaken...
I am not convinced that that baby is inherently evil, which means he's probably not even responsible for any of this.
Hangi muhtemelen bu herhangi için bile sorumlu tutulamaz demektir Ben bebek doğal olarak kötü olduğunu, ikna değilim.
At the same time, there is one other inherently forbidden practice, and that is human transmutation!
Bununla beraber, yasak olan bir şey daha vardır.
Is there something inherently wrong with asking a woman you're involved with if she wants kids?
İlişkide olduğun bir kadına çocuk isteyip istemediğini sormak hata mıdır?
Is there something inherently wrong with asking a woman you're involved with if she wants kids?
Çıktığın birine çocuk isteyip istemediğini sormak hata mıdır?
First, stress and fatigue can bring it on in people with inherently weak nose capillaries
Birincisi, doğuştan burun kılcal damarları zayıf olan insanlarda... sonradan stres ve yorgunluk yüzünden ortaya çıkabilir.
There is no evidence that this man has committed any wrongdoing... nor is there any compelling evidence that cross-dressers are inherently lascivious... and the defendant knows that.
Bu adamın, yanlış bir şey yaptığına dair tek kanıt yoktur. Travestilerin, doğuştan şehvet düşkünü olduklarına ilişkin de kanıt yoktur. Ve savunma makamı bunu bilmektedir.
From my dealings with you and your crew... I'd come to believe that your race was inherently unaggressive.
Sen ve mürettebatınla olan ilişkilerimden dolayı... ırkınızın özünde saldırganlık olmadığına inanmaya başlamıştım.
They think you're inherently less-than...
Onlar seni daha önemsiz görüyor...
I think relationships are inherently fragile.
Bence, ilişkiler özünde oldukça kırılgandır.