Injection tradutor Turco
1,366 parallel translation
Take an injection and leave blood and urine samples for testing
Kan ve idrar testi için numune bırak.
Injection marks above the right talus...
Sağ aşık kemiğinin üstünde iğne izleri var...
Assassinated by injection with a ricin pellet shot out of a black umbrella.
Siyah bir şemsiyeden atılan, içinde keneotu olan bir bilyeyle suikasta kurban gitti.
20-gauge for the injection.
Enjeksiyon için 20'lik iğne.
Taking an injection isn't going to change a damn thing!
Lanet aşıyı olmak hiçbir şeyi değiştirmeyecek!
Take the injection.
Enjeksiyonu yap.
-... injection with any data I un...
- herhangi bir bilgi enjekte edersem ben...
Well, the lautinal injection I gave him, seems to have had no effect whatsoever.
Şey, ona yaptığım lotinal enjeksiyon, hiçbir şekilde etki etmemiş görünüyor.
How about execution or lethal injection?
İnfaz ya da öldürücü iğneye ne dersin?
Lethal injection.
Zehir'le infaz.
Meanwhile, I'll have the legislature rewrite the capital punishment law limiting the prisoner's options to lethal injection and electrocution.
Bu arada ben de idam cezası yasasında değişikli yapacağım ve mahkûmun seçeneklerini zehirli iğne ve elektrikli sandalyeyle kısıtlayacağım.
Lethal injection will suit me just fine, sir. Good.
Zehirli iğne benim için uygundur efendim.
An injection will get rid of the swelling and take care of the bruising.
Bir iğne hem şişi indirir, hem de morluğu yok eder.
- I'll have an injection of Fem-a-slim.
- Ben de bir yağ yakıcı iğne istiyorum.
She needs an injection.
İğne yapılması lazım.
How's about Dr. Ronnie takes this here hard-on and writes you a prescription for a hot beef injection?
Dr Ronnie size bu fazla atş içinreçete yazsa ne dersin? Belki de,
She needs an injection!
Bir enjeksiyona ihtiyacı var!
I need my injection.
- Enjeksiyona ihtiyacım var.
So I'm not getting an injection.
O halde enjeksiyonu almıyorum.
Give me your fuel injection.
Senin yakıt atıcısını bana ver.
So he gives me this injection... and I become invisible.
Bana bu şeyi enjekte etti... ve görünmez oldum.
Lethal injection's the most popular followed by gas chamber, hanging, firing squad and my favorite :
Ölüm iğnesi en popüler olandır arkasından gaz odası, idam ve kurşuna dizme gelir ama benim favorim :
I'm going to give him an injection so he can sleep tonight, and a prescription for some medicine.
Ona bir iğne vereceğim, böylece gece rahat uyuyabilir. Birde bazı ilaçlar için reçete.
lady, this injection comes from Germany.
Bayanlar, bu iğneler Almanya'dan geldi.
Didn't he have an injection with him?
- İğnesi yanında değil miydi?
Up to 2 months with an injection.
2 aya kadar iğneyle yapıyorlar.
" We will injection-mold the crust with cheese
" Ekmeğin kenarlarına peynir doldurulmuş kalıplar yapalım
A nurse will stop by to do my injection.
İğne yapmak için bir hemşire gelecek.
Death by lethal injection.
Öldürücü iğne ile ölüm.
Derevko received the maximum sentence under federal statute... death by lethal injection.
Derevko federal yasalara göre en ağır ceza olan iğneyle idama mahkûm edildi.
That is the missing piece. I can create an injection with nanobots that will deliver the exact charge needed.
Voltu tam olarak gereken yere verecek nanobotlu bir enjeksiyon yapabilirim.
An injection site.
İğne yapılmış.
Nothing that would require a daily injection.
Her gün iğne yapmasını gerektiren bir durum yokmuş.
Kerry, the guy's gonna die in a couple months by lethal injection. - Bag him now.
Kerry, adam birkaç ay sonra iğneyle öldürülecek.
Better or worse since the injection?
İğneden sonra daha mi iyi yoksa daha mı kötü?
This new law brings the death penalty back to our state and limits a condemned man's choices to either lethal injection or the electric chair.
Bu yeni yasayla idam cezası eyaletimizde tekrar uygulamaya geçecektir ve seçenekler zehirli iğne ve elektrikli sandalyeyle sınırlandırılmıştır.
Lethal injection and the electric chair.
İğne ve elektrikli sandalye.
Look... you're gonna have to discuss with Cyril the way he wants to die, either the electric chair or lethal injection.
Nasıl infaz edilmek istediğine dair Cyril'la konuşman lazım, elektrikli sandalye mi, iğne mi?
Lethal injection.
Zehirli iğne.
It turns out the EGD showed multiple erosive peptic ulcers, and the secretin injection test was positive, which suggests you have gastrinomatous Zollinger-Ellison Syndrome.
EDG'de çok sayıda peptik ülser gözüküyor, ayrıca sekretin testi pozitif çıktı, bu da demektir ki, sizde Zollinger-Ellison Sendromu var.
- Well, there was an injection you gave Miss Reyes... that wasn't in the notes.
- Bayan Reyes'e yaptığınız bir iğne kayıtlarda yok.
I'd use a small-bore needle to make it next to impossible to find an injection mark. Next to impossible.
İzin bulunmaması için, enjöktöre küçük uçlu iğne takardım.
Not even at the end, when they gave him his lethal injection.
En son, öldürücü iğneyi verirlerken bile.
A girl needs a testosterone injection every once in a while.
Her kız en az bir defa testerojen aşısına ihtiyaç duyar.
They gave me an injection against it.
Buna karşı ilaç aldığımdan beri korkmuyorum.
That lethal injection was just too good for them
Öldürücü iğne, onlar için çok daha iyidir.
It began after your injection.
İlacı aldıktan sonra başladı.
Take another injection and you'll die.
Absolon'suz yaşayamam. - Onu alırsan 20 dakika içinde ölürsün.
Viktoria's injection?
Viktoria'nın iğnesini mi yedin?
Need an injection?
İğne lazım mı?
All I need is an injection of Inoprovalene.
Tek ihtiyacım inaprovaline enjekte etmeniz.