Inland tradutor Turco
542 parallel translation
MANNING : But when he flew northwest, further inland, it was a completely different story.
Ancak, kuzeybatıya karanın içlerine uçtuğunda bambaşka bir manzarayla karşılaştı.
Along the coastal regions, an area about the size of Great Britain had risen during the earthquake, up to 12 metres, while further inland, another vast area had gone down about two metres.
Kıyı bölgeleri boyunca yaklaşık Büyük Britanya büyüklüğünde bir bölge, deprem sırasında 12 metreye kadar yükselmişti... karanın içlerindeyse, diğer bir geniş alan, yakalşık 2 metre çökmüştü.
We proceeded 300 miles inland, where I shot a polar bear.
Sonra da 300 mil kadar karada yol aldık ve ben bir kutup ayısı vurdum.
I'm from Inland Revenue, you know.
Gelir Vergisi Bürosu'ndan geliyorum.
Inland Revenue?
Gelir Vergisi?
The road gang is working on the inland highway about two miles west of where Route 28 crosses it.
Yol ekibi, 28. otoyolun otobanı kestiği yerden... 3 kilometre kadar batıda çalışıyor.
The only way inland is through a deep pass. It's right up...
Ancak derin bir geçitten karanın içine ulaşılıyor...
Why did the Chinese move whole cities thousands of miles inland when the Japs attacked them?
Neden Japonlar saldırdığında Çinliler koca kentleri... kilometrelerce içeri taşıdı?
- His idea is to fly back to Wichita, Kansas, start walking inland with a pair of oars and when we get to where somebody says :
- Düşüncesi Wichita, Kansas'a uçmak, bir çift kürekle iç kısımlara doğru yürümek ta ki, birinin şöyle diyeceği bir yere varana kadar :
Overnight, populations of inland cities were more than doubled.
İç bölgelerdeki kentlerin nüfusu bir gecede iki kattan fazla arttı.
Among the islands of Japan's Inland Sea the second largest is Shodoshima
Japon İç Denizi'ndeki adalar arasında Shodoshima Adası ikinci büyük adadır.
Maybe inland out west some place a farm.
Belki ülkenin içlerinde batıda bir yerlerde bir çiftlik.
We pushed inland immediately.
Hemen içine girdik.
There's the Inland Sea.
İşte İç Deniz göründü.
The enemy is advancing inland along the entire Manchurian border.
Düşman tüm Mançurya hududu boyunca iç bölgelere doğru ilerliyor.
Difficult I may be, but I cannot understand why we're going inland.
Zor olabilirim, ama ne diye içerlere ilerliyoruz anlayamıyorum.
I didn't figure to come across a brawl so far inland.
Burada bir kavgaya karışacağımı sanmazdım.
Neb, you go inland.
Neb, sen adanın içlerine doğru.
- Head inland. We're going inland.
- İçeri doğru ilerleyin.
Move inland!
YARBAY COLIN MAUD Sahil Uzmanı, Kraliyet Donanması
"French commandos driving inland from Sword... ... have reached the outskirts of Ouistreham."
"Sword'dan içeri ilerleyen Fransız komandoları Ouistreham dolayına ulaştılar."
They are moving inland.
İçeri doğru ilerliyor.
The 4th Division is off Utah Beach and moving inland.
4. Tümen Utah Plajından çıkmış ve içeri ilerliyor.
inland?
İçeri mi?
We're getting off of here, and we're going inland.
Buradan çıkıp içeri doğru gidiyoruz.
We might as well move inland and get murdered!
En azından içeri ilerleyip orada ölelim!
That can drive them inland, you know.
Bu onları karaya sürükler, bilirsiniz.
- Somewhere inland.
- İç kısımlara doğru.
From there, in our trucks some 300 miles inland... from Cateta Olivia.
Oradan da kamyonlarla 500 kilometre içeri Cateta Olivia'ya gideceğiz.
Inland urinous ocean.
Denize uzak yerlerdeki idrar okyanusları.
Conspiracy to defraud the Inland Revenue.
Maliye'yi dolandırmaya yeltenmek.
There are traces of a waggon leading inland.
İçerlere doğru giden bir arabaya ait bir çok iz var.
Dr. Zira, you state here that a ship from outer space sank in an inland sea of our eastern desert.
Burada uzaydan bir geminin bizim doğudaki bir çölümüze düştüğünü ve
The remaining assault columns and the cavalry to support them are fighting their way into the peninsula's inland.
Kalanlarla birlikte süvari onları yarımdadanın..... iç kesimlerine doğru sürükleyerek mücadele ediyor.
I have come For some free repetition of doubtful words On an inland telegram.
Ülke içi bir telgraftaki, belirsiz kelimelerin bedava tekrarı için geldim.
And they found that the radiation thing... threw the turtles sense of direction... so instead of heading to the sea, they went inland and died.
Radyasyonun kaplumbağaların yön hissini kaybetmesine sebep olduğunu bulmuşlardı. Bu yüzden deniz yerine adaya gidip ölüyorlardı.
Follow the coast to the left back inland towards the Scorching Sands.
Kıyı şeridini soldan takip edin. İç taraflara doğru Scorching Sands'e doğru.
News from inland :
Yerel haberler :
" Our Uva, Goham, has a fepular inland sea...
" Uva'mız, Goham,'apenosh'u 20 laiks'de istikrarlı...
" Our Uva, Goham, has a fepular inland sea
" Uva'mız, Goham,'apenosh'u 20 laiks'de istikrarlı...
Its beaches, mostly without clifts and with a minimum of clay and depressions, were more suited to the landing of troops and supplies and to rapid deployment inland.
Sahil, birliklerin rahatça çıkmasına ve hızlı bir şekilde içerilere dek takviye edilebilmesine imkân tanıyordu. Çok fazla sarp kayalık yoktu. Balçık ve çöküntü miktarı minimumdu.
Von Rundstedt, the commander-in-chief, wanted a mobile reserve kept back to fight inland.
Başkomutan Von Rundstedt iç bölgelerde kullanılmak üzere mobil bir ihtiyat birliği istiyordu.
They had taken prisoners, established a firm foothold, driven five miles inland.
Birçok kişiyi esir alıp sağlam bir köprübaşı tutarak 8 km. kadar içeri girdiler.
By D-plus-seven, miles of vehicles were ashore, stretching inland from the beaches bumper to bumper.
Çıkarmanın yedinci günü, kıyıda kilometrelerce oluşan kuyruk tampon tampona kıyıdan içerilere doğru uzuyordu.
The Japanese had retired inland to their main defences.
Japonlar, asıl savunma için iç kısımlara çekilmişti.
Once again, the main Japanese forces were inland, away from the beaches.
Bir kere daha asıl Japon kuvvetleri, kıyıda değil iç kısımlardaydı.
( narrator ) Inland from the beaches, Iwo Jima became another battle of attrition.
Kıyıdan içerilerdeyse, Iwo Jima diğer bir can pazarı hâline geliyordu.
( narrator ) Initial landings on Okinawa were unopposed, but as they pushed inland, they came up against a Japanese army of 100,000 troops, withdrawn into a heavily fortified central area.
Okinawa'da ilk saatler sakindi. Ancak ilerlendikçe ağır bir şekilde savunulan merkeze doğru çekilen yaklaşık 100.000 kişilik bir kuvvetle karşılaşıldı.
General Lucas was a cautious man who believed the beachhead must be secured before striking inland.
General Lucas, içerilere saldırmadan önce kıyının emniyete alınması gerektiğine inanan ihtiyatlı bir adamdı.
You must be stationed inland.
Herhalde karada görevlisin.
Four kilometers inland.
On iki kilometre uzaklıkta.