Intact tradutor Turco
2,371 parallel translation
Pulse is thready, lungs appear to be intact, but you need to get here fast.
Kalp atışları zayıf, ciğerleri sağlam gibi görünüyor fakat buraya olabildiğince hızlı gelmelisiniz.
I'm completely intact.
Tamamen el değmemiş durumdayım.
My belt is still intact, Shawn.
Kemerim hala sapasağlam, Shawn.
Looks more or less intact.
Hemen hemen sağlam gözüküyor.
I-is your chestal area intact?
Göğüs bölgesi yerinde mi?
Oh..... which is still intact there.
Hala sağlam durumda.
It's been three days. Maybe the head's still intact.
Belki kafası hala bozulmamıştır.
Is it intact?
- Sağlam mı?
Or we could just leave with our lives intact and be happy going to community college.
Yada, sadece burayı terk etmenin, üniversiteye mutlu bir şekilde gidebilmenin bir yolunu arayın.
- You intact?
- İyi misin?
But now we have been reactivated, our other protocols remain intact.
Ama şimdi dokunulmamış protokollerimizi yeniden aktive ediyoruz.
I assure you, General, my cover is still intact.
Emin olun ki kamuflajım hâlâ yerinde.
The structure's intact, at least.
En azından bina sağlam.
For an emergency landing, this helicopter's surprisingly intact.
Acil bir iniş için bu helikopter şaşırtıcı derecede sağlam.
It's better to go now, with your memories intact.
Hala güzel anıların varken gitmek en iyisi.
I need to keep my honest reputation intact.
Dürüst ünümü korumak zorundayım.
Keep them intact...
Bozulmayacak.
Keep that family legacy of service here At the cia intact.
CIA'deki aile ismimizin mirasını sağlam tutmaya çalışacağım.
Is that a full signed confession dictating that all items be returned intact before the weekend, my password unhacked.
Bütün eşyaları el değmeden haftasonuna kadar geri vereceğinizi söyleyen tam bir itiraf mı? Ve şifrem kırılmamış bir şekilde.
Language and comprehension can remain intact while memory is abolished.
Konuşma ve anlama, hafızanın kullanılamadığı durumlarda da çalışır.
Listen, I've been working like a dog- - v-very hard- - to get all this back intact, more or less.
Dinle, köpek gibi çalışıyordum... Çok çalışıyordum, bu şeyleri bir şekilde bir araya getirmek için.
She's up there right now, clean and sober With her honor intact. I don't know how I'm going to live with myself.
Burada duruyor, temiz ve ayık bir şekilde haysiyetine dokunulmamış bir şekilde.
Out of this with my dignity intact are? Ah, slim to none.
Rezil olmadan buradan çıkma şansım nedir sence?
Yeah, greater chance the round is still intact.
Evet ayrıca merminin şeklinin bozulmamış olması da büyük şans.
Round's still intact.
Mermi hala bozulmamış durumda.
Even more strange, X-rays showed her hyoid bone, windpipe and larynx to be perfectly intact.
Daha da ilginci, röntgen filmlerinde dil kemiği, nefes borusu ve gırtlağında herhangi bir bozulma yok.
The territory stops here, and since the tire is still intact - - Hans says that there haven't been trolls outside the territory.
Bölge burada bitiyor ve lastiğe dokunulmamış olduğu için Hans bölgenin dışına çıkan trol olmadığını söylüyor.
Each Daily Diary is perfectly intact.
Bütün Günlük Günceler kusursuz durumda.
Or you can pull the plug right now, and leave with your pension and your dignity intact.
Ya da işi şu anda bitirerek ve emekliye ayrılıp, itibarını koruyabilirsin.
The bodies looked intact as if sleeping and butterflies were everywhere
Cesetlere el değmemiş sanki uymuşlar kelebekler de etrafta uçuşuyor.
In the war-wracked country of Sudan lies Boma National Park, the largest intact savannah in East Africa.
Savaşın harabeye çevirdiği Sudan'da, Doğu Afrika'nın el değmemiş en büyük savanası olan Boma Ulusal Parkı bulunuyor.
Saltwater fried the circuitry, but the SIM card is still intact.
Tuzlu su devreyi kavurmuş ama SIM kart hâlâ sağlam.
Great Pyramid passed intact the earthquake that flattened everything around them.
Etrafındaki her şey depremler tarafından düzleşirken Büyük Piramit bozulmadan kaldı.
You know, to keep your pride intact
Gururunu koruman lazım!
Nizam must've disobeyed my father's orders and kept them intact.
Nizam, babamı dinlemeyip onları ayakta tutmuş olmalı.
My testicles are intact.
Testislerim eksiksiz.
I trust you all survived the weekend with most of your limbs intact.
Haftasonu kaza bela yaşamadan, sağlam bacaklarla geri döndüğünüze eminim.
Nobody touched by this corridor intact.
Kimse buradan güvenle geçemez.
Is it intact?
Bu şey tamir edildi mi?
It seems my brain is still intact, Fred.
Görünüşe göre beynim hala tek parça halinde Fred.
But recently a number of intact mammoths have been discovered with stomachs full of undigested grass.
Fakat geçenlerde midelerinde öğütülmemiş yemek bulunan mamut fosilleri keşfedildi.
- Data's intact.
- Veriler sağlam.
I think we should keep your good name quite intact.
Bence senin o güzel ismine hiç ellemeyelim.
Their thyroid cartilages are intact, so they weren't strangled like Adriana.
Troid kıkırdakları sağlam, yani Adriana'yla aynı şekilde boğulmamışlar.
With the clock ticking down to the end of school year I figured if I could just keep a low profile, I could get out with my dignity intact.
Okulun sonuna doğru yaklaştıkça anladım ki, dikkat çekmezsem saygınlığım zarar görmeyecekti.
This was a technique in which the female would travel in ever tightening circles around her prey, enticing him to strike so that he would actually think that he was the aggressor thereby insuring his delicate male ego would remain intact.
Bu, dişinin, avının etrafındaki her noktayı onu baştan çıkartmak için gezdiği ve erkeğin kendini saldırgan sanmasını sağlayan bir teknikti. Böylece erkeğin hassas egosu bozulmamış kalacaktı.
If he would have sat in his rocking chair five more minutes in 1919... we'd have been lucky enough to find an intact index finger.
1919'da o cumartesi 5 dakika daha sallanan sandalyesinde kalsaydı parmak izini tespit edebilecek kadar şansımız olacaktı.
It's possible, given his heart condition, that the victim died with his secret intact.
Hastadaki gizli kalp rahatsızlığını tetikleyip onu öldürmesi muhtemel.
It's good to know the Luthor libido is still intact.
Luthor hislerinin yerinde olduğunu bilmek güzel.
But I am intact.
Saldırıya uğradım
Mostly intact than broken.
- Bozuk halinden iyidir