Integration tradutor Turco
322 parallel translation
I just made a speech in New York on integration.
New York'da entegrasyon üzerine bir konuşma yaptım.
Eventually, André gained such confidence in his machine that he put himself through the disintegration-integration process.
Neticede André makinesine o kadar güven duyuyordu ki parçalanma birleşme işlemine kendisini soktu.
And the irony of it is that many Negroes are mulatto... and integration is well established down south.
Buradaki ironi ise ; çoğu zenci melez ve güneydeki bütünleşme iyi kurulmuş.
Integration seeks to involve some sectors of the peronism in an initiative which favours only the middle-class related to imperialism
Sadece emperyalizmle ilişkili orta-sınıfın çıkarlarına hizmet eden bir entegrasyona Peronizmin bazı kesimleri sokulmak istendi.
No quantitative improvement of its poverty, no illusion of hierarchical integration, is a durable remedy for its dissatisfaction... for the proletariat cannot truly recognize itself... in a particular wrong which it might have suffered, nor for that matter in the redress of a particular wrong,
Gücünü kaybetmesinde nicel bir iyilesme, hiyerarsik bir sisteme aldatici bir katilim, bu memnuniyetsizlik için kalici bir tedavi sunamaz çünkü proletarya ne zarar gördügü belirli bir hatada ne de belirli bir hatanin düzeltilmesinde kendini gerçekten göremez.
Integration.
Birleşme.
Actually, I do have some guilt that I don't do enough for integration.
Aslında yeterince birleşmediğim için bazen suçluluk duyuyorum.
Ain't exactly integration, is it?
Başarılı bir entegrasyon değil, değil mi?
Give me preliminary integration.
İlk entegrasyonu ver.
We're moving towards integration.
Biz bütünleşmeye doğru ilerlemeye çalışıyoruz.
"The South and Latin American Integration..."
"Güney ve Latin Amerika Entegrasyonu..."
Federal Bureau of Integration?
Federal Engetrasyon Bürosu mu?
Ask them if they wanna help save this country from the onslaught of integration.
Bu ülkeyi süre gelen entegrasyondan kurtarmak istiyorlar mı?
They want to throw white children and colored children into the melting pot of integration out of which will come a conglomerated mulato, mongrel class of people!
Sistemi biliyorsunuz. Beyaz ve zenci çocukları kaynayan entegrasyon tenceresine atmak istiyorlar. Böylece ortaya kümeleşmiş, soyu karışık bir insan sınıfı çıkacak.
Being instrumental in the integration of a small town.
Küçük bir kasabanın kaynaşmasında yararlı olmak.
[AG / CC] Uh, 12 Houston, your program alarm was an integration problem.
12 Houston, programınızda tamamlanma problemi var.
Can you give us a verb 96 to stop your integration... and we'd like you to do an E mod dump.
Sorunu çözmek için 96 numaralı eylemi yapabilir misiniz? Ve bir de şu çöp işi var.
That is, of direct worker control, integration of agriculture, industry, service, personal life, on an egalitarian basis with direct and quite active participation in self-management, and were, I should think, extraordinarily successful.
Dün gece burada olanlar bizi derinden yaraladı. O kadar uzak olduğumuz bir durum ki... size nasıl anlatacağımızı bilemiyorum, ama deneyelim.
The integration is under way.
The integration is under way.
- Having trouble with integration.
- Uyum sorunu mu yaşıyorsun?
The suspense actually derives from their integration... into the environment.
Aslına bakarsanız, belirsizlik çevreleriyle bütünleşmelerinden kaynaklanıyordu.
Getting full integration on that signal.
Sinyal çok güçlü şu anda.
And I say, very important because we are going to discuss about our integration in the new Popular Army.
Ve çok önemli diyorum çünkü, yeni Halk Ordusu'na katılmamız hakkında tartışacağız.
This state's going to hell on account of integration.
Birleşme sağlansaydı, tüm eyalet mahvolacaktı.
The evidence will overwhelmingly show that Byron De La Beckwith a self-proclaimed, rabid racist on a lifelong mission to purge society of anyone and anything that stood for integration is the man that fired that bullet.
Kayıtlar açıkça göstermektedir ki, kurşunu ateşleyen, bütünleşmeyi ve hoşgörüyü savunan, herkese ve her şeye karşı çıkan ve kendini ırkçı söylemi savunmaya adamış olan Byron De La Beckwith'in kendisidir.
We benefit from Jewish integration.
Biz, Yahudi nüfusundan faydalanıyoruz.
Japan made headlines by opting to forego candidate representation in exchange for the systems integration subcontract.
Japonya, aday vermek yerine sistem entegrasyonu müteahhitliği istedi.
The systems integration site.
Sistemin entegrasyon sahası.
Senator, this is a contingency program for 100 percent integration.
Senatör bu yüzde yüz bütünsellik içeren bir askeri program.
If female candidates measure up in a series of test cases, the D.O.D. will support full integration within three year's time.
Eğer kadın adaylar test programlarına ayak uydurabilirlerse donanma 3 yıl boyunca onları tamamen destekleyecek.
Well, we're still coming to terms with the exact protocol... for the integration of our SEAL C.R.T. training.
Henüz SEAL-CRT Eğitim Protokolu tam olarak hazırlanmış değil.
Something is interfering with the integration matrix.
Bütünleştirme matrisine bir şey etki ediyor.
Lack of racial integration, that's a big one.
"Irkların kaynaşamaması", bence büyük bir sorun.
My DNA integration theory is a blind alley.
DNA entegrasyon teorim çıkmaz sokak.
The bit about desire and metaphor with the integration of...
Biraz arzulamak ve istiare...
- Integration, compatriots, goodwill...
Vatanseverlik Bütünleşme, yurttaşlar, iyi niyetlilik
Inadequate system integration.
Yetersiz sistem bütünleşmesi.
I said that if integration comes I was gonna close up.
Dedim ki eğer gruplaşma olursa kapatırım.
Not to say that I'm against integration, mind you.
Irk ayrımının kaldırılmasına karşı olduğumdan söylemiyorum.
No, but there are some... rather dangerous pro-integration types right here in Hartford.
Hayır, fakat bazıları var tam burada Hartford'da, oldukça tehlikeli, ırk ayrımının kaldırılması taraftarı olanlar var.
I know it's hard to describe that.
Ich kann Integration und Assimilation nicht unterscheiden.
But it truly exists and there's no need to prove that. You have more words on this aspect than the others.
Doch diese Unterschiede bestehen weiter, weil es keine starken Pole der Assimilation oder Integration mehr gibt.
Yes, if you try to keep with one thing. For instance on the aspect of learning French. I just pratice by speaking.
Doch, in gewisser Weise schon, weil ich mir oft sage, wenn die Franzosen dem Rest der Welt Lektionen erteilen in Assimilation und Integration,
In theory, one attempts to move the patient towards integration.
Teoride çevreye entegre edilmeleri bir adım olarak görülüyor.
Do we view an alien commingling of our gene pool... as a favorable step towards integration into a larger community, or as a threat?
Bizim genlerimize sahip bir uzaylıyı... daha büyük bir topluma kabul edilişimiz yönünde olumlu bir hamle olarak mı... yoksa varlığımıza tehdit olarak mı görmeliyiz?
And so you think that performing a breast reduction surgery... because one of the alters demands it, is the key to greater integration?
Ve size göre, sırf ötekisi istedi diye göğüslerini küçültmek, büyük bir bütünleşmenin anahtarı mı olacak?
Integration is not my goal, Dr. Santiago.
Bütünleşme, benim hedefim değil, Dr. Santiago.
Yeah, this is integration right here.
Evet, bütünleşme buna denir.
Susan, just be logical. Your life's work, has been the development and integration of robots.
Susan mantikli ol, butun hayatinin calismasi robotlarin gelistirilmesi uzerine..
Virus integration and spreading mode in progress in each section.
Virüs entegrasyon ve yayılması tüm bölümlere sıçradı.
This is where the interest lies.
der zur Integration der französischen Provinzen, der Sprachen, Kulturen etc.