Invader tradutor Turco
178 parallel translation
And here am I trying to find out what this black invader means.
Ben de burada bu kara istilacının neci olduğunu anlamaya çalışayım.
Russia's vast and rich lands beckoned an invader.
Rusya'nın geniş ve zengin toprakları istilacılar için bir davetiyeydi.
If a rich merchant from Basra were to attend the wedding, it would be fitting he bring a rich gift for the invader.
Eğer Basra'dan zengin bir tüccar düğüne katılacak olsaydı istilacıya pahalı bir hediye getirmesi uygun olurdu.
Resist the Jap invader. Head for the hills.
Japon istilacılar tepebaşları için direniyor.
We welcome and we thank the brave volunteers who kept the road open to the Union and who saved our Colorado gold from the invader.
Birliğe giden yolu açık tutan ve Colorado altınını işgalciden koruyan yiğit gönüllülere hoş geldiniz diyor ve teşekkür ediyoruz.
Deserting the ranks of the invader doesn't prove the purity of your ideals.
Ama işgalcilerin saflarından kaçıyor olman ideallerinin masumiyetini kanıtlamaz.
Whereupon the Athenians, unaided, outnumbered ten to one, attacked the invader and threw him into the sea.
Ancak Atinalılar, yardımsız, ona bir oranla, işgalciye saldırıp onları denize attılar.
Let us lick our wounds, and then make the invader choke on his sword.
Yaralarımızı sardıktan sonra yağmacıları kendi kılıçlarıyla öldürürüz.
I'm afraid we can't help you to locate your invader.
Korkarım, istilacılarınızın yerini bulmada yardım edemeyeceğiz.
Antibodies destroying bacteria or any other foreign invader that threatens the system.
Antikorlar, sistemi tehdit eden bakteri ya da öteki yabancı saldırganları yok ediyor.
Then white corpuscles will destroy it as they would any other invader.
Sonra, akyuvarlar öteki istilacılara yaptıkları gibi gemiyi yok ederler.
I'll defend our wealth from the foreign invader!
Zenginliğimizi yabancı istilacılara karşı savunacağım!
- You are an invader.
- Sen bir işgalcisin.
It shuts down, closes up... and this is the time when an invader could take the country by telephone... if he could get somebody to answer it.
Sis çöker ve hayat felç olurdu... ve bu zamanda koca bir memleketi telefonla fethedebilirsin... tabii eğer telefona cevap verecek birisini bulabilirsen.
Look at him, like some Stepan Razin, the steppe invader.
Stepan Razin'miş gibi bak ona, bozkır yağmacısı.
Tracking reports one invader destroyed, one probable.
Takip raporu, bir istilacı yok edildi, muhtemelen bir tanesi daha.
For he's more threatening to stability than the Teutonic invader!
Çünkü Rasputin, istikbalimiz için Almanlardan daha büyük bir tehlikedir!
The invader is in the sixth ventilation shaft.
Misafirimiz 6. havalandırma boşluğunda.
Maybe because Leni sees a chance to help Michelle, or maybe because Leni wants to know what kind of man is hidden inside this enemy invader, she decides... to join him for the evening.
Leni, belki Michelle'e yardım etme şansını gördüğünden, belki de bu işgalci düşman askerinin içindeki adamı merak ettiğinden, akşam onunla buluşmaya karar veriyor.
I'm only a recent invader.
Kısa bir süredir burada ikamet ediyorum.
CHINA AT WAR WITH THE JAPANESE INVADER
ÇİN JAPONYA İSTİLACILARLA SAVAŞ HALİNDE.
Use whatever means to neutralize the invader.
Saldırganı etkisiz kılmak için ne gerekiyorsa kullanın.
"man of fantastic principle", you know. The invader of Panama, the only head of state who stands condemned for aggression in the world, the guy who was head of the CIA during the Timor aggression, he says, "Aggressors can't be rewarded", the media just applaud it.
Daha çok küçük başarı hikayelerinin olduğu doğru,... çünkü insanlar inanılmaz bir çaba sarfetmek istiyor.
The victory against the invader was born of a dream of independence.
İstilacılara karşı zafer, bağımsızlık hayalinden doğdu.
Now, an invader of titanic proportions has descended upon New Namek - and unless some means of combating this threat can be found, the entire Namekian race is in danger of extinction. From across the galaxy, Dende, the new Guardian of Earth, has sensed the plight of his people.
Şimdi, dünyanın yeni Kami'si olan Dende arkadaşlarının tehlikede olduğunu öğrendi ve Goku ve diğerlerini onları kurtarması için çağırdı.
- An invader!
- Bir işgalci!
I'm trying to save humanity from an alien invader.
Ben insanlığı bir uzaylı istilasından kurtarmaya çalışıyorum.
It does to the invader what it did to humans.
Yeni gelene de, insanlara yaptığını yapıyor.
But she's an invader!
Ama o bir istilacı!
These mountains have defeated every invader.
Bu dağlar her istilacıyı defetti.
- It was the rain that defeated every invader.
- İstilacıları yenen yağmurdu.
No dictator, no invader can hold an imprisoned population by force of arms forever.
Hiçbir diktatör, hiçbir işgalci bir halkı silah zoruyla sonsuza kadar zapt edemez.
How do I know you aren't a heavily armed invader, here to attack our settlements?
Yerleşim yerlerimize saldırmak üzere ağır silahlanmış bir gemi olup, olmadığınızı nasıl bileceğim?
This is the evil of cancer,..... that it starts as an invader,..... but soon becomes one with the invaded,..... forcing you to destroy it.
Bu şeytani kanser bir istilacı olarak başlıyor, ancak sonunda seni onu yok etmeye zorlayarak, istila edilen kendisi oluyor.
They were unaware that the Soviet forces were equipped with short-range tactical missiles, tipped with atomic warheads, ready to annihilate any invader.
Sovyet güçlerinin ellerinin altında kısa menzilli taktiksel füzelerine nükleer başlıklar taktıklarını herhangi bir işgalciyi yok etmeye hazır olduklarından habersizlerdi.
Mac / Arthur's war aim now appeared to be hot pursuit of the invader.
MacArthur'un savaşı işgalcilerin sıcak takibi olmuş gibi görünüyordu.
Maybe it was a Sputnik or an invader from Mars.
Belki bir Sputnik ya da Marslı istilacılardı.
It's an invader from Mars!
Marslı bir istilacı.
Eventually the invader consumes its host completely, and finally destroys it.
Sonunda işgalci ev sahibini tüketir ve tamamen yok eder.
Invader alert!
İstilacı alarmı!
Continue to fire until the invader has been destroyed.
İşgalci yok olana kadar ateşe devam edin.
"Armed with a rifle, he quickly made the fascist invader realize that... " from now on he would be punished for every step he took in the motherland ;
Elinde tüfeğiyle, faşist istilacıların ana vatanımıza attığı her bir adım için ayrı ayrı cezalandırılacağını anlamalarını sağladı.
Somehow, that tissue is triggered and becomes a foreign invader.
Bir şekilde bu doku değişip vücudu istila ediyor.
- You're an invader!
- Sen bir istilacısın!
What if he's an Invader?
Ya İstilacı'ysa?
Now is your chance to fight for our beloved Tsar against the German invader.
Alman işgalcilere karşı sevgili Çar'ımız için savaşma şansı geldi.
Disables the host cell, pinches back out, infecting more good cells... lowering your immune system until your body loses its ability to fight off even the simplest invader.
Ana hücreyi yok ediyor, ondan kopuyor ve daha çok sağlıklı hücreye bulaşıyor. Vücudunuz en küçük bir mikropla savaşamayacak hale gelene dek bağışıklık sisteminizi çökertiyor.
Space invader!
Uzay işgalcisi!
Now that Virginia confronts the armed might of the United States we Virginians have determined that not one spot of her sacred soil be polluted by the foot of an invader.
Şimdi, Virginia, Birleşik Devletlerin silahlı güçleriyle karşı karşıya kalmıştır ve biz Virginia'lılar bu kutsal toprakların bir santiminin bile işgalci tarafından kirletilmesine izin vermeyeceğiz.
continental soil against an enemy invader.
"... ki Amerika topraklarında ilk kez böyle birşey meydana geldi. "
- Autobot invader!
Autobot istilacı!