Invasive tradutor Turco
343 parallel translation
Well, were either one of their procedures sufficiently invasive as to compromise their blood?
Evet, gördükleri tedavi yöntemlerdinden biri onların kanını mahvetme özelliğine sahipti.
If they make a comeback... it will affect our invasive strategy.
Geri gelecek olurlarsa... işgal planlarımız etkilenebilir.
I mean, I don't mean to be invasive or anything, but - just to make sure I'm totally clear on this - we are talking about... -... the same Maurice Minnifield?
Burnumu sokmuş gibi olmak istemem ama tamamen emin olmak için soruyorum...
- Very routine, nothing invasive.
- Ne! - Çok rutin, bir şey hadi ama.
If we could get to the root command, we could introduce an invasive programming sequence through its biochip system, and then return it to the hive.
Kök komutlara kadar inebilirsek, biyoçipler üzerinden istilacı bir program dizisi sunup, onu kovana geri yollayabiliriz.
If this works the way I think it will, once the invasive program starts spreading, it'll only be a matter of months before the Borg suffer total systems failure.
Bu, eğer işlemesini düşündüğüm şekilde işleyecek olursa, birkaç ay içinde... Borgların tüm sistemleri tamamen iflas edecektir.
You know, it's funny. When I first started creating this invasive program, I didn't have a problem with it.
Bu istila programını yazmaya ilk başladığımda onunla hiçbir derdim yoktu.
If you're here to persuade me not to use the invasive program... No.
Buraya beni programı kullanmamam için ikna etmeye geldiysen...
If you just left us alone, the work could get done, but no, you're so damn invasive that no one can concentrate around here.
Bizi rahat bıraksaydın işler yürürdü. Ama öyle saldırgansın ki kimse işine yoğunlaşamıyor.
" Alternatives to Cardio-Non-Invasive Arterial Plaque-Reducing Therapy.
"Cardio-Non-Invasive Arterial Plaque-Reducing Terapinin alternatifleri"
Madam chairperson, ladies and gentlemen we respectfully request the board's approval to carry on into an invasive human protocol.
Sayın başkan, bayanlar ve baylar. Bu deneyi en kısa sürede insanlar üstünde uygulayabilmek için kurulun onayını rica ediyoruz.
We found the Zek's adversarial nature... invasive... threatening.
Zek'in çatışmacı yapısını istilacı, tehditkar bulduk.
Shoot the invasive particles.
Parçacıklara saldırın
Should Employee X be restricted to non-invasive procedures?
Bunlar tartıştığımız konular. Sadece vücutta açık yara olmayan prosedürlerle mi ilgilensin?
Well, the gastrostomy is an invasive procedure.
Gastronomi zorunlu bir uygulama değil.
One daughter has hired a lawyer to fight against further invasive procedures.
Kızlarından biri daha fazla tedavi edilmesini engellemek için bir avukat tutmuş.
She also wants us to stop all invasive procedures and treatments.
Ayrıca tedavi yerine geçebilecek her türlü uygulamanın da engellenmesini istiyor.
Endoscopy is an extremely traumatic and invasive procedure.
Endoskopi son derece travmatik ve zorlayıcı bir prosedürdür.
I imagine they're less invasive.
Daha az saldırgan olduklarını düşünüyorum.
It's unconventional, but it's not invasive.
Sıra dışı ama tehlikeli değil.
Helen... This is so invasive.
Benim yerime karar veriyor.
An alternative is to open it with a scalpel, but that's more invasive.
Bir seçenek de neşterle açmak, ama o daha invaziv bir yöntem.
It's less invasive.
Daha az hasar görür.
That's pretty invasive.
Büyük bir müdahale.
Your son can be helped by less invasive methods.
Oğlunuza daha basit metotlarla yardım edebiliriz.
During your time with the Borg, you were subjected to invasive medical procedures.
Borg ile geçirdiğin zaman içinde, istilacı bir tıbbi prosedüre denek olmuştun.
Species is destructive, invasive, noxious, harmful to the body of the whole.
Tür yıkıcı, İşgalci, tehlikeli, türün yapısına zararlı.
But it's nothing as invasive as what you went through as a child.
Hiçbir şey çocukluğunda yaşadıkların kadar üzücü değildir.
So I'm afraid we'll have to perform an invasive quadra-lobal brain probe on you and pluck it from your head.
Korkarım, sana quadra-lobal beyin sondası sokup, kafandan çıkaracağız.
If I ask her if she needs underwear, she considers it invasive.
İç çamaşırı ihtiyacını sorunca bile özel hayatına karışıyormuşum.
I viral mutagen so quick acting and completely invasive, no living cell can resist it.
Virüs mutajeni çok hızlı davranıyor ve tamamen yayıIıyor, yaşayan hiçbir hücre dayanamıyor.
I prefer a less invasive laparoscopy.
- Laparoskopi daha az invaziv.
I don't want to put your son through an unnecessary invasive procedure.
Oğlunuzu mecbur kalmadıkça tatsız işlemlerden geçirmek istemiyorum.
You know, all the fun of implants, except without the invasive surgery part.
Bütün bunun eğlencesi, ameliyat bölümü olmadan olması.
An invasive and disturbing procedure.
Saldırgan ve rahatsızlık veren bir işlem.
In invasive epithelial carcinoma the most effective treatment modality is a chemotherapeutic agent.
Yayılma gösteren epitel karsinomun... en etkili tedavi yöntemi kemoterapidir.
A target-specific multi-invasive subversion program.
Kesin-hedef çoklu-saldırı harap etme programı.
So to prove you don't exist and are invasive, he makes you disappear.
Var olmadığını ve istilacı olduğunu kanıtlamak için,... seni yok ediyor.
And this is more invasive, to duplicate someone's DNA.
DNA'nın kopyalanması, çok daha müdahaleci bir tavır.
some kind of invasive...
bir çeşit istilacı...
Harper, Tyr, Trance, I want you to remove the invasive technology.
Harper, Tyr, Trance, İstilacı teknolojiyi çıkarmak istiyorum.
He'll use the invasive components to seize control of the ship.
Saldırgan parçalar geminin konrolünü ele geçiriyor.
Some of the invasive components are leaving my systems. The rest are just dying.
Bazı saldırgan bileşenler sistemimden ayrılıyor Sadece kendilerini yok ediyorlar.
Maybe... an invasive scope.
Belki bir çubukla alınabilir.
It's invasive and irritating, like you.
Senin gibi gereksiz ve rahatsız edici bir şey.
You need heparin now, which means you can't have an invasive procedure.
Hemen Heparin verilmesi lazım. Yani karmaşık bir prosedür geçiremezsin.
I'm certain invasive vascular procedures have a low success rate on dead people.
Burada yeniyim ama vasküler işlemlerin ölü hastalarda daha düşük bir başarı oranı olduğunu biliyorum.
Less invasive. I'm sure your sperm is fine. No, it's better than fine, it's fantastic.
Sperminin iyi olduğundan eminim, hayır, iyiden de öte muhteşemdir.
It's invasive, the success rate is low and it can take years.
Tedaviyi bilirim. Hassas bir şeydir. Basan oranı çok düşüktür ve yıllarca sürebilir.
... incredibly invasive, but as complex as a DNA strand.
... inanılmaz istilacı, ama DNA sarmalı kadar da karmaşık.
Invasive colon cancer.
- Bağırsak kanseriymiş.