Inventing tradutor Turco
356 parallel translation
I am now inventing such a weapon.
Böyle bir silah icat etmek üzereyim.
Madame, I could understand your inventing this story... of thieves in the night.
Hanımefendi, gecenin bir yarısında hırsızlarla alakalı böyle bir hikaye uydurmanızı anlıyorum.
They keep on inventing new things now, don't they... and making life lovelier and lovelier?
Her gün yeni şeyler icat ederek yaşamı giderek daha güzel kılmıyorlar mı?
Oh, I wish they'd stop inventing things.
Şu yeni icatları çıkarmasalar.
Say, what will they think of inventing next?
Daha neler icat edecekler kim bilir.
Also did his share in inventing them.
Ayrıca keşiflerinde onun da payı var.
He thought it quite a joke. The idea of my inventing a love affair with a middle-aged roustabout like you.
Senin gibi orta yaşlı vasıfsız bir işçi ile ilişkim olduğunu uydurmamın sadece şaka olduğunu sandı.
Madness, inventing such a thing!
Böyle bir şey icat etmek, delilik!
You're very clever at inventing ways.
Bahane icat etmekte üzerine yoktu.
I was so suspicious I was always inventing things.
Öyle kuşkucu idim ki hep birşeyler icatediyordum.
By the way, I'm inventing a device that should make tennis much more enjoyable.
Yeri gelmişken söyleyeyim, tenisi daha eğlenceli kılacak bir cihaz icat ediyorum.
He can't just go around inventing stories like that.
Öylece ortalıkta dolaşıp bu türlü öyküler uyduramaz. Gördüm, diyorum size!
Don't continue inventing stories.
Saçmalamayı kes.
They want credit for inventing everything.
Her şeyi icat ettikleri için takdir edilmek isterler.
I'm gonna save you a lot of work and inventing.
Seni bütün bu iş ve icatlardan kurtaracağım.
He's inventing the perfect weapon, a gun with a crooking barrel... so he can shoot around corners.
Çalışıyor. Her köşeye ateş edebilen mükemmel bir silah icat etmeyi hayal ediyor.
I've been inventing things.
Bir şeyler icat ediyorum.
The Inventing Room.
İcat Odası.
Inventing room?
İcat Odası mı?
Timofeyev, you will answer for it in court. Inventing such a machine!
Timofeyev, böyle bir makine icat etmenin hesabını mahkemede verirsin!
The bitch was inventing the candygram.
En zor kısmı şekerleme fikrini bulmaktı.
You mean I'm inventing this for my own pleasure?
Bunu kendi mutluluğum için istediğimi mi sanıyorsun?
He answered as best he could, inventing many stories.
Barry bir sürü hikaye uydurarak, elinden geldiğince cevap verdi.
It's a question of finding, inventing a way of looking at things.
Bu bir bulma meselesi, icat bir şeyleri aramanın yolu.
They're always inventing.
Habire icat çıkarıyorlar.
Well, no. Inventing jokes ain't so easy sometimes.
- Şaka üretmek her zaman kolay olmuyor.
- I have no need of inventing anything.
- Benim bir şey icat etmeye ihtiyacım yok.
I'm discovering that you have to live stories before inventing them.
Keşfetmeye başlıyorum ki, hikayeleri icat etmeden önce, Onları yaşamalısın
You have to live stories before inventing them.
Hikaye yazmadan önce onları yaşamalısın.
Inventing a double for Madeline in another dimension of time, a zone that would belong only to him and from which he could decipher the indecipherable story that had begun at Golden Gate when he had pulled Madeline out of San Francisco Bay,
Baska bir zaman boyutunda bir Madeline icat etmisti... Golden Gate köprüsünde, onu San Francisco körfezinden çikardigi yerde baslayan müphem hikayenin esrar perdesini kaldirabilecegi, sadece kendisine ait o bölgede ölümden kurtardiktan sonra onu tekrar ölüme atmadan önce...
Nonetheless I'm collecting the sets, inventing the twists, putting in my favorite creatures.
Yine de setleri topluyorum, espriler icat ediyorum, favori yaratiklarimi içine katiyorum.
We're just inventing miracles.
Mucizeler yaratıyoruz.
" Why am I inventing the phone?
" Neden bir telefon yapayım? Kimse yapmadı ki!
In fact, the more head downwards I am, the more I keep inventing new things.
Aslında, ne kadar çok baş aşağı durursam o kadar çok yeni buluş yapıyorum.
I've been spending months and months studying on them and inventing them. God!
Bunları araştırmak Ve icat etmek için aylar boyunca çalışmam gerekti.
Before I bring in Lady Farrow I shall explain to her, inventing some cunningly plausible excuse, that her husband has taken to wearing a bag.
Leydi Farrow'u içeri almadan önce, hınzırca ve aklayakın bir mazeret uydurarak, ona kocasının alışmak için kafasına çuval geçirdiğini açıklayacağım.
Guys spend half their lives inventing that.
Erkekler hayatlarının yarısını bunu bulmak için harcarlar.
What I think is I'm in the asparagus business, not the inventing business.
Bildiğim kadarıyla ben kuşkonmaz işindeyim, icat işinde değil.
To come up with a simple, practical cooling system in the barn and not fool around with crazy schemes and go off in my time inventing contraptions!
Yani ambara basit ve kullanışlı, bir soğutma sistemi yapmanız için çılgınca ve garip makineler yapıp zamanımı boşa harcayasınız diye değil!
You know, you're alone a lot. You start inventing things.
Yani, çok yalnız kalınca, insan bir şeyler icat etmeye başlıyor.
Vyasa, why are you inventing this poem?
Vyasa, Bu şiiri neden yazıyorsun?
I've just got all this time on my hands, and I just sit around and start inventing these, like, intricate scenarios.
Bütün zamanım kendi elimde ve ben oturup... bunun gibi karmaşık senaryolar üretmeye başlıyorum.
What you're experiencing is a free-form delusion based on our memory tapes... but you're inventing it yourself as you go along.
Her ne yapıyorsanız o hafıza merkezimizden verilen bir beyin aldanmasıdır. Fakat siz çok ileri giderek bunu zorladınız.
I was inventing a noiseless, completely silent drape runner.
Ses çıkarmayan, tamamen sessiz bir korniş icat ediyordum.
Non-inventing, recipe-stealing, pug-nosed... maybe you can take consolation in that something you created
Düzenbaz, formül hırsızı, basık burunlu... Belki icat ettiğin şey için teselli ödülü alabilirsin.
Sometimes... I think I've discovered a new planet... but one I'm inventing instead of discovering.
Bazan... yeni bir gezegen keşfettiğimi düşünüyorum.
You're inventing stories, Argentinian!
Arjantinli, yalan söylüyorsun.
Why is... Why is he inventing things about me?
Neden hakkımda yalanlar uyduruyor?
Yeah, he wom the Nobeh Prize for inventing the artificial appemdix.
Evet, yapay uzantıyı icat ettiği için Nobel Ödülü'nü aldı.
Why do you insist on inventing words that are simply not there?
Niye orada olmayan kelimeler icat etmekte ısrarcısın?
I'm inventing, mostly.
Ben çoğunlukla mucitlik yapıyorum.