Iove tradutor Turco
1,025 parallel translation
I Iove you.
Seni seviyorum.
I Iove games.
Oyun oynamayı seviyorum
I Iove my parents...
Annemi ve babamı seviyorum...
I Iove You.
Sizi seviyorum.
I Iove to travel.
Ben yolculuk yapmayı severim.
I... Iove... you.
Seni.. seviyorum.
I... Iove you.
Seni... seviyorum.
Well, it was, sort of, your decision whether you Iove me enough.
Şey, bu senin kararındı beni yeterince sevip sevmediğin.
"I Iove you, I Iove you, I Iove you..."
Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.
I Iove you. I Iove you.
Seni seviyorum...
I want men that are tough Iove to fight, fight to win, and would rather die than quit.
Ben sert, savaşmayı seven, kazanmak için savaşan ve vazgeçmektense ölmeyi tercih eden adamlar isterim.
I'II adopt your country... I Iove you, I want you for my wife.
Seni seviyorum, karım olmanı istiyorum.
- Mother, I Iove MurieI.
Anne, Muriel'e aşığım.
My friend Claude, do I Iove you?
Dostum Claude, sana aşık mıyım?
Their Iove-making was new for them both.
Sevişmeleri, ikisi için de yepyeni bir deneyim oldu.
Their Iove-making was restrained.
Sevişmelerinde bir terslik vardı.
- Yes, I Iove her... as much as I did before.
Evet, onu en az eskisi kadar seviyorum.
Anne and I Iove the same man.
Anne ve ben aynı erkeğe aşığız.
I Iove you as much as you love me.
Senin beni sevdiğin kadar ben de seni seviyorum.
I Iove you!
Seni seviyorum!
I Iove specific information.
Özel bilgilere bayılırım.
But maybe one day it wouId be nice to say, "I Iove you" to someone.
Belki bir gün birine, "Seni seviyorum." demek hoş olabilir.
I Iove this smell.
Bu kokuya bayılıyorum.
It's a risk I have to take, but I Iove risks, and so does Emmanuelle.
Bu riski almak zorundayım. Riskleri severim, Emmanuelle de.
I Iove him, please!
Onu seviyorum.
I Iove... I'm in love with you.
Ben seni.. seni seviyorum.
I Iove you very much.
Sana aşığım.
I'm willing because I'd Iike to make you laugh... because I Iove you.
Kabul ediyorum çünkü seni güldürmek istiyorum.. çünkü seni seviyorum.
I Iove you, but I'm weak.
Seni seviyorum, ama zayıfım.
At the time I thought that Iove could overcome everything and that things would be all right.
Aşkın, sorunları çözeceğini... ve her şeyin çok güzel... olacağını düşünmüştüm.
I never thought I would... Iove you.
Asla seni... seveceğimi düşünmemiştim.
'Cause you've brought a new kind of Iove- -
# Çünkü sen bana aşkı yeniden tattırdın.
I Iove...
# Seni seviyorum...
Oh, I Iove you, too.
Ben de seni seviyorum.
The man I Iove
# Benim sevdiğim.
- I Iove you too
- Ben de seni seviyorum.
I Iove you so
Seni çok seviyorum
- I Iove you.
- Seni seviyorum.
- I Iove you, too, sir.
- Ben de sizi efendim.
- I Iove this.
- Buna bayılıyorum.
I Iove this country, damn it.
Ben bu ülkeyi seviyorum, lanet olası.
I Iove Creedence.
Creedence'a bayılırım.
No, I Iove you.
Hayır, seni seviyorum.
Oh, Dave, I Iove....
Ah Dave, ben de seni...
I Iove green.
Yeşilliği severim.
But I Iove....
Ama seni seviyor...
I haven't known him that long, but I Iove him already.
Onu uzun zamandır tanımıyorum ama şimdiden sevdim.
It's just that I thought it wouId be with someone I Iove.
Ama ben bunu aşık olduğum kızla yapacağımı düşünmüştüm.
I Iove horses. I got one at home.
Ben atları severim, evde bir tane var.
And... Screech is here and Gar is here and I Iove you.
Screech burada, Gar burada, seni seviyorum.
Iove.
aşk.