Is somebody there tradutor Turco
839 parallel translation
Is somebody there?
Kimse var mı?
Is somebody there?
Orda biri mi var?
Look how thick the brush is here. If there's somebody around here, we'd see them.
Buralarda biri olsa görürdük.
That's clever well, all i can say is... the first thing we got to do is to find out who saw somebody, apart from druce, anywhere near there at half-past one that morning.
- Çok zekice. Söyleyebileceğim tek şey şu : Yapmamız gereken ilk şey sabahın bir buçuğunda Druce dışında birini kimin gördüğünü bulmak.
All I know is there is somebody higher up, and he controls everything.
Tek bildiğim yüksekte biri var. Her şey onun kontrolünde.
There is somebody near us.
Birileri var. - Korkuyorum.
Is there somebody else?
Başka biri mi var?
It is very sad to love and lose somebody. But in a while, you'll forget, and you will take up the threads of your life where you left off not so long ago and you will work hard. There's lots of happiness in working hard.
Birisini sevmek ve kaybetmek çok üzücüdür ama bir süre sonra unutup hayatına kaldığın yerden devam edeceksin ve çok çalışacaksın, çok çalışmak insanı mutlu eder.
There are plenty ofjobs around for somebody that likes to travel.
Seyahat etmeyi seven biri için birçok iş var.
- There is somebody.
Orada biri var.
He is, but I think there's somebody with him still.
Evet, ama yanında biri var.
There is nothing that would give more pleasure than be walking down the street someday and have somebody say
İnsanlar şöyle diyecek : "Ed Woodry'nin oğlu, gerçek olanlarla gerçek dışı olanları ayırt edemiyor."
- So there is somebody in this story you finally recognized.
Yani bu hikayede tanıdığın birisi var.
That does it. The only other way is out the front door... and there's bound to be somebody watching.
Geriye kalan diğer tek yol, ön kapıdan çıkıp,... birilerinin bakmıyor olmasını dilemek.
Is there somebody with you?
Yanında birisi mi var?
- Is there somebody in your bed?
- Yatağında biri mi var?
When the porter was there this morning I understood somebody is living there that interests you.
Bu sabah kapıcı oradayken orada ilgini çeken birinin yaşadığını anlamıştım.
And in my position there is nothing that I can do about it but if somebody had given him a good thrashing just once.
Ah birisi ona dersini verse..
My dear Barbara, if you've seen something or somebody, there's no sense in talking in riddles, is there?
Canım Barbara, bir şey yada birini gördüysen, lafı ağzında gevelemenin bir anlamı yok, değil mi?
Take it from somebody who's been there on the front lines - -
- Kimleri kimleri götürmüş biri olarak sana söylüyorum. Bu boktan iş bir Michael Bay filminden daha boş.
Is there somebody who loves you like I do?
Seni benim sevdiğim gibi seven birisi mi var?
There is somebody lying out in the street. it looks like he needs help. The only help he needs at this point ;
Sokakta biri var ve yardıma ihtiyacı var.
Trouble is, somebody was there ahead of him.
Sorun şu ki orayı önceden birisi kaptı.
Somebody has to be onboard. There is an entire crew aboard.
- Orada tüm bir ekip var.
The fact that there's somebody else is bad enough.
Bunca yıl, seni başkası yüzünden kaybetmek içinmiş.
Is there really somebody in there right now? This second?
Şu an içeride gerçekten birisi mi var?
Is there somebody else in that closet?
Orada sizden başka biri var mı?
There is no problem to sell it for half-price to somebody.
Yarı fiyatına satınca problem olmaz.
I think there is somebody...
Kim olduğunu bilmek istersen...
- There is somebody behind this, member of his family, a peasant.
İşin içinde başka biri olmalı, bir akrabası falan.
Hello, is somebody else there?
Orada biri var mı?
Is there an inspector or sergeant or somebody here?
Bir müfettiş veya komiser ile görüşebilir miyim?
Is there somebody with us?
Yanımızda birisi var mı?
There is somebody to talk with you.
Seninle görüşmek isteyenler var.
But now I think there is somebody else out there. El Segundo.
Ama şimdi, orada başka birisi olduğunu düşünüyorum, El Segundo.
Is somebody down there?
Aşağıda biri mi var?
Boston Mercy is the finest in New England! - I know! I know somebody there.
- Yeni personel, Binbaşı.
There is somebody in the way, sir.
Yolda biri var, efendim.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
Şey, demek istediğim şu, eğer o lastikte bir şey yoksa, ki o gün arabaya bakım yaptırdığında yeni kontrol edilmişti, bu demektir ki, biri lastiğin havasını indirmiş olmalı.
There is somebody.
Kaldı ama.
If I heard somebody saying that, I'd like to say, ifwe were at a gig, it would be nice sometimes to say, "Go on then, there it is."
Birini bunu söylerken duysaydım, Şöyle demek isterdim : Eğer sahnede olsaydık Bunu söylemek bazen güzel olabilirdi, "Devam et, işte orada."
My God, there is somebody up there.
Tanrım, yukarıda biri var.
Coffy, is there something you wanna talk to somebody about?
Coffy, anlatmak istediğin bir şeyler mi var?
Look. I understood there was gonna be somebody here... - that wanted to do some business.
Benimle iş yapmak isteyen biriyle buluşmaya geldim.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
demek istediğim, bu lastik ile ilgili yanlış bir şey varsa araba o gün servisteydi ve kontrol edilmişti birileri onu bilerek patlatmış olmalı.
( man # 2 ) You keep your head down because there's too much fire above you and it's that constant wondering, is somebody gonna drop a lucky one in there and you're too far out to swim with all that gear on?
Başınızı aşağıda tutmalısınız çünkü her yerden silâh patlıyor. Aynı zamanda düşünüyorsunuz. Ya birisi sizi, üstünüzdeki tüm teçhizatla bırakıp yüzülemeyecek kadar açıkta bir yere bırakırsa?
I think he was once somebody's baby boy... and he had a mother and a father who loved him... and now there he is... half dead on a park bench... and where are his mother or his father... all his uncles now?
O bir zamanlar birisinin bebeğiydi... ve onu seven bir anne babası vardı... ve şimdi tam orada... parkta bir bankta yarı ölü halde... ve annesi, babası nerede... bütün amcaları?
I think he was once somebody's baby boy... and he had a mother and a father... who loved him... and now there he is... half dead on a park bench... and where are his mother or his father... all his uncles now?
Hep düşünürüm ki o da bir zamalar birisinin bebeğiydi. ve onun seven bir annesi... bir babası vardı... ve şimdi burada... yarı ölü halde bankın üzerinde... annesi ve babası nerede... ve bütün amcaları nerede şimdi?
He was once somebody's baby boy... and he had a mother and father who loved him... and now, there he is... half dead on a park bench.
Birzamanlar birinin bebeğiydi... ve onu seven bir annesi ve babası vardı... ve şimdi, işte burda... parkta bir bankta yarı ölü halde yatıyor.
Is that somebody there trying to pretend they're from Mr Stubbs's company?
Orada Stubbs'tan arıyormuş taklidi... yapan biri mi var?
Let's say that there is no God, and each man is free to do exactly as he chooses. Well, what prevents you from murdering somebody?
Tamam, diyelim ki Tanrı yok ve herkes her istediğini yapmakta tamamen özgür.
somebody there 21
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275