Is there something i can do tradutor Turco
220 parallel translation
Is there something I can do for you?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Mascha, is there something I can do?
Mascha, yapabileceğim bir şey var mı?
IS THERE SOMETHING I CAN DO?
- Evet - Yapabileceğim birşey varmı?
Oh, no! Is there something I can do for you, ma'am?
Sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı Bayan?
Well, is there something I can do for you?
Şey, senin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Is there something I can do for you?
- Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Is there something I can do for you?
- Sizin için ne yapabilirim?
Is there something I can do, my lord Caesar?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı Yüce Sezar?
Is there something I can do for you?
Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Is there something I can do to help?
- Yardım edeceğim bir şey var mı?
Is there something I can do for you, Officer, uh...
Sizin için yapabileceğim birşey var mı memur...
Is there something I can do for you, captain? Like what?
- Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Is there something I can do?
Yapabileceğim birşey var mı?
Doctor, is there something I can do for you?
Doktor. Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Is there something I can do for you?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Please, is there something I can do?
- Yapabileceğim bir şey var mı?
Is there something I can do for you?
Sizin için ne yapabilirim?
Is there something I can do?
Yapabileceğim bir şey var mı?
Is there something I can do for you, ma'am?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı bayan?
Is there something I can do for you?
Wilson. Yardım edebilir miyim?
Is there something I can do for you?
- Bir şey mi istediniz?
- Is there something I can do for you?
- Senin için yapabileceğim birşey var mı?
Is there something I can do for you?
Vada, sana nasıl yardımcı olabilirim?
Is there something I can do for you? No, it's okay.
- Yapabileceğim bir şey var mı?
Is there something I can do for you, Captain?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı Kaptan?
Now, is there something I can do for you? Yeah.
Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Is there something I can do for you?
Senin için yapabileceğim birşey var mı?
Is there something I can do for you?
Benim yardımcı olabileceğim bir şey var mı?
Captain Sisko, is there something I can do for you?
Kaptan Sisko, senin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Is there something I can do for you, ma'am?
- Sizin için birşey yapabilir miyim?
Is there something I can do for you?
Senin için ne yapabilirim?
Is there something I can do for you or your family?
Senin ya da ailen için yapabileceğim birşey var mı?
- Is there something I can do?
- Yardımcı olabileceğim bir konu var mı?
Is there something I can do to help?
Yapabileceğim bir şey var mı?
is there something I can do?
Yapabileceğim bir şey var mı?
There is something I can do...
Yapabileceğim bir şey var...
Is there something else I can do for you?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Isn't there something I can do to prove that what I've been saying is the truth?
Söylediklerimin gerçek olduğunu kanıtlayacak bir şey yok mu?
Is there something, anything, I can do for you?
Sizin için yapabileceğim bir şey, herhangi bir şey var mı acaba?
I said, "Do let me know if there is something more I can do for you"
"Sizin için yapabileceğim başka bir şey varsa lütfen haber verin" dedim.
Is there something I can do?
Babanızın şu anda işi var.
There's something I need you to do, but I can't think of what it is.
Senden yapmanı isteyeceğim bir şey vardı ama neydi hatırlayamıyorum.
There's gotta be something around here that I can do that's not gonna chip my nails or annoy anybody.
Birini çıldırtmadan ve tırnaklarımı kırmadan yapabileceğim bir iş vardır.
But there is something I can do.
Ama yapabileceğim bir şey var.
I have no need for a tailor on this mission let alone a spy... but maybe there is something you can do for me.
Casusu geçtim bu görevde bir terziye ihtiyacım yok ama benim için yapabileceğin bir şey olabilir.
But there is something else I can do for you.
Ama senin için bir şey daha yapabilirim.
But, if there is something that I can do for them something I can do for the dead... I must fight to win!
Ama ordumun kazanması için elimden gelen her şeyi yaparım!
So there is something I can do?
Öyleyse yapabileceğim bir şey var.
There's gotta be something I can do. There is.
- Benim yapabileceğim birşey olmak zorunda.
Is there something I can maybe do for you?
Sizin için bir şey yapabilir miyim?
Maybe there is still something that I can do for you...
Belki hala senin için bir şey yapabilirim.