Isn't that wonderful tradutor Turco
225 parallel translation
Isn't that a wonderful thing?
Bu harika bir şey, değil mi?
Isn't that wonderful? You see...
Harika değil mi?
Oh, isn't that wonderful?
Ne güzel, değil mi?
Isn't that wonderful, Mr. Ziegfeld?
Harika değil mi, Bay Ziegfeld?
The Silver Sandal! That's wonderful, isn't it?
- Bu harika, değil mi?
Yes, isn't that wonderful?
Evet, harika değil mi?
Isn't that wonderful?
Ne harika değil mi?
Isn't that wonderful?
Harika, değil mi?
In Maryland. Married in Maryland, isn't that wonderful?
Harry Cantor'un bana $ 6,000 borcu var.
Isn't that wonderful, father?
Ne kadar güzel, değil mi baba?
Isn't that wonderful?
Ne harika, değil mi?
- Isn't that wonderful?
- Ne harika değil mi?
- Isn't that wonderful?
- Ne güzel, değil mi?
We are decorating the window after closing hours so we won't have to have dinner with the Laszlos. Isn't that wonderful?
Mesai saatinden sonra vitrini düzenleyeceğiz bu yüzden Laszlo'lar ile yemek yemek zorunda kalmayacağız.
Forty-eight hours'leave. Oh, isn't that wonderful?
Harika değil mi?
Isn't that wonderful?
Harika değil mi?
- Isn't that wonderful?
- Harika, değil mi?
Isn't that wonderful?
Ne güzel değil mi?
Isn't it wonderful that you know so much better?
Bunları öğrenmiş olmanız ne güzel, değil mi?
- Isn't that wonderful?
- Bu harika değil mi?
Whoops. Ah, now, isn't that wonderful?
Harika, değil mi?
That's wonderful, isn't it, Tarzan?
Bu harika, değil mi Tarzan?
That's what you mean, isn't it? Well, that'd be wonderful.
Bunu kastettiniz değil mi?
- Isn't that wonderful?
- Harika değil mi bu?
- Isn't that wonderful!
- Bu harika!
Isn't that wonderful?
- Harika değil mi?
Oh, I don't mean... that this isn't a wonderful place, a good life -
Buranın güzel bir yer olmadığını söylemek istemedim.
Isn't that wonderful?
Bu harika değil mi?
Isn't that wonderful?
- Harika, değil mi?
Isn't that a wonderful combination for an emergency like this?
Böyle acil bir durumda, bu, muhteşem bir birliktelik olmaz mı?
Isn't that wonderful?
Bu muhteşem değil mi?
Now, isn't that wonderful?
Harika değil mi?
Isn't it wonderful that we have among us such a clever man?
Aramızda bu kadar akıllı bir adamın bulunması müthiş değil mi?
Isn't it wonderful that you can forget everything and go off like that?
her şeyi unutup böyle çekip gidebilmen çok güzel değil mi?
Isn't that wonderful?
Müthiş değil mi?
Isn't that a wonderful sound?
Şu sesin güzelliğine bak!
Isn't that wonderful!
Harika olmaz mı!
Oh, isn't that wonderful?
Ah, ne harika değil mi?
Isn't that sun wonderful?
Güneş harika, değil mi?
Isn't that wonderful
Harika, değil mi?
- Isn't that wonderful?
- Harika değil mi?
Livia, isn't that a wonderful cake?
Livia, çok güzel bir pasta, değil mi?
Isn't that wonderful?
Muhteşem değil mi?
You were using Emilia so that everybody in the room would say, "Isn't Emma wonderful?"
Onun için değildi, bu senin içindi. Emilia'yı kullandın çünkü bu şekilde herkes "Emma ne harika" diyecekti. "Emma ne iyi biri."
- That's just wonderful, isn't it?
- Bu harika birşey değil mi?
Isn't it wonderful to be with the trees and the flowers like that?
Agaçlar ve ç ¡ çeklerle falan... b ¡ r arada olmak ne har ¡ kadir, deg ¡ I m ¡?
Isn't that wonderful, darling?
Harika değil mi canım?
Isn't that wonderful?
Bu gerçekten muhteşem değil mi?
Look, isn't that fantastic? Oh, it's wonderful.
Muhteşem, değil mi?
Isn't it wonderful to see something like that?
Böyle harika bir şeyi görmek inanılmaz değil mi?
Isn't that wonderful?
Harika değil mi, Sam?
isn't that the point 36
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that beautiful 37
isn't that nice 131
isn't that something 73
isn't that great 227
isn't that cute 44
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that beautiful 37
isn't that nice 131
isn't that something 73
isn't that great 227
isn't that cute 44