Isto tradutor Turco
48 parallel translation
FADO BLUES
Tudo Isto é Fado
Isto, you're a really nice guy.
- Hey, lsto, gerçekten iyi bir adamsın.
Isto pa ys for everything.
Her şeyin parasını lsto ödeyecek.
Isto. Virtanen.
... lsto Virtanen.
It is sad that it isto be sold, n'est-ce pas?
Satılması çok üzücü, değil mi?
Posso nao saber o que fazer, mas posso fazer isto a noite toda.
Ne yaptığımı bilmiyorum ama bunu bütün gece yapabilirim.
Quem fez isto, oou o que fez isto, teles sao bons.
Bunu kim veya kimleryaptıysa, oldukça iyi olmalılar.
Sim, bem, isso quer dizer mas isto foi um assasinato, de certeza.
Bundan eminiz bu bir ortadan kaldırma işi.
Isto e uma area restricta.
Burası yasak bölgedir.
E eles encontraram isto.
ve buldular da.
Lambert, isto continua a ser uma investigaçao da U.S. military.
Lambert, burada halen Amerikan Ordu araştırması sürüyor.
Eu preciso mesmo saber quem fez isto.
Bunu kimin yaptığını bilmem gerek.
Encontra-mos isto no quarto do hotel e isto no seu clube.
Otel odasında bunu bulduk. Klübünde de bunu...
Entao como é que isto funciona, este CTX?
Peki nasıl çalışıyor bu CTX?
Isto foi fundado pelos militares.
Ordu tarafından karşılandı.
- Entao isto é o que eu gosto, huh?
- Böyle mi oluyor yani?
Nos criamos isto juntos.
Onu birlikte geliştirdik.
- Porque isto?
- Neden?
- O que é isto?
- Nedir bu?
Sir, isto vai tornar-se feio.
Efendim, işler iyice karışacak.
O que é isto?
Kim arıyor?
Eu nao posso esconder isto.
Ben hallederim.
E vamos fazer isto a maneira antiga.
Bunu eski yöntemlere göre yapacağız.
Se tu ves isto, tu nao tens tempo.
Bunu gördüğünüzde, fazla vaktiniz yok demektir.
Isto é para onde deves mandar as tuas tropas.
Askerlerini buraya göndermelisin.
- Entao, o que é isto, soldado?
- Neler oluyor asker?
Ele fez isto.
Lanet herif yaptı!
- Ele comtaminou isto.
- Zehirledi.
What those people reallyneed isto be kissed by someone.
Bu insanların ihtiyacı olan tek şey birileri tarafından öpülmek.
Thetrick isto breadthem twice so they don't fall apart when youfrythem.
Tüm yapman gereken iki kez panelemek böylelikle sen onları kızartırken bölünmezler.
No, the goal isto kill the target.
Amaç öldürme zincirini daraltmaktır. Hayır, amaç hedefi öldürmektir.
And you know howhard it isto make itto selection, let alonemake it through.
Biliyorsundur, bırak geçmeyi seçmelere katılmak bile çok zor.
People don't realize how immensely important it isto be a nanny.
İnan bana. İnsanlar bakıcı olmanın ne kadar önemli bir şey olduğunu fark edemiyor.
Então sente isto, é tão molhado.
O halde bunu hisset, o kadar ıslak ki.
No, what I want isto generate new revenue now.
Şu anda tek istediğim, bir gelir yaratmak, hemen.
Not one baby isto esoape the dragnet.
- Bütün yeni doğmuş bebekleri toplayın!
I made that item - - made it with the magic that Isto / e!
Onu ben yaptım... çaldığım malzemelerle.
I'm a businessman, and my aim isto make profits.
Ben bir iş adamıyım ve işlerimde kâr amacı güderim.
OK.Isto well.
Ne olursa. - Tamam. Bunu da.
Convérterit libro isto.
Bu kitabı dönüştür.
With theworld's fish population in near-collapse this seems like saying the bestway to help endangered pandas isto eat pandas.
dünyanın balık nüfusu ile yakın çöküşü Bu en iyi yolu demek gibi görünüyor nesli tükenmekte olan pandalar yardımcı olmak için Pandalar yemektir.
Savoryclaimsthatthe best way to reverse this desertification isto actually graze more animals.
en iyi şekilde bu iştah açıcı iddialar Bu çölleşme tersine çevirmek için Aslında daha fazla hayvan otlatmak için olduğunu.
So ourexplicit goal isto have the maximum amount ofimpact by creatingthis new model that makes the global egg industry entirely obsolete.
Yani bizim açık hedef olmasıdır etkisi maksimum miktarı Kılan bu yeni model oluşturarak Küresel yumurta sektörü tamamen eskimiş.
Ihadto come to the full conclusion the onlywayto sustainably and ethically live on this planet with 7 billion otherpeople isto live an entirely plant-based vegan diet.
Ben tam sonuca gelmek zorunda Tek yolu sürdürülebilir için ve etik bu gezegende yaşamak Ile 7 milyar kişi için tamamen bitkisel bazlı vegan beslenme yaşıyor.
I'm watching- - this isto kill a mockingbird.
Bülbülü Öldürmek'i izliyorum.
- There he is!
- İşto orda!
- O que é isto?
- O ne?