It's just a flesh wound tradutor Turco
63 parallel translation
It's just a flesh wound.
- Sadece bir sıyrık.
It's just a flesh wound.
Sadece bir yara.
Nah, it's just a flesh wound.
Hayır, bu sadece sıyrık.
It's just a little flesh wound.
Basit bir deri yarası.
It's just a flesh wound.
Yalnızca bir yara.
It's just a flesh wound.
Sadece hafif bir yara.
Aah! What, it's just a flesh wound?
Ne oldu, sadece bir sıyrık?
It's just a flesh wound, Murray!
Taze bir yara, Murray!
- It's just a flesh wound.
- Sadece sıyırmış. - Yani sorun yok.
It's just a flesh wound.
Yüzeysel bir yara.
You're lucky it's just a flesh wound.
Şanslısın, sadece ufak bir sıyrık.
- It's just a flesh wound.
- Derin bir yara değil.
It's just a flesh wound.
Sadece küçük bir yara.
I think it's just a flesh wound.
Sadece bir sıyrık.
Look, it's just a little flesh wound.
Küçük bir yara sadece.
You pussy, it's just a flesh wound.
- Seni korkak, alt tarafı bir sıyrık!
Man, it's just a flesh wound.
Sadece bir et yarası adamım.
It's just a flesh wound. What a big wimp!
Şuna bir bakalım.
It's just a flesh wound.
It's just a flesh wound.
Oh, it's just a flesh wound.
Sadece bacağımda biraz sıyrık var.
It's just a flesh wound.
Sadece et yarası.
It's just a flesh wound.
- Tamam, yok bir şey.
It's just a flesh wound.
Tamam! Sadece sıyrık.
It's just a flesh wound.
Bu sadece sıyrık.
Well, it's just a flesh wound, darling.
Sadece küçük bir yara, hayatım.
It's just a flesh wound, okay?
Sence ne?
It's just a flesh wound.
Evet iyiyim Sadece bi sıyrık var.
Now it s just a flesh wound,
Sadece bir sıyrık...
It's just a little flesh wound.
Biraz yanık sadece.
It's just a flesh wound. You're okay.
Bu sadece hafif bir yara.
And none of this "it's just a flesh wound" crap.
Bunların hiçbiri daha yaran taze zırvalığı değil.
No, uncle, it's probably just a... flesh wound.
Böyle konuşma amca, Sadece bedenin yara aldı.
Well, you're lucky it was just a flesh wound.
Sadece sıyrık olduğu için şanslısın.
I just got kind of shot, it's just a flesh wound.
Vuruldum gibi bişey ama, sadece bir sıyrık.
It's OK, though, it's just... a little bit of flesh wound.
Pek bir sorun yok ama, sadece bir sıyrık.
It's just a nip, a flesh wound, but it alerts the other dragons close-by.
Bu sadece bir sıyrık. Ama bu yakın olan diğer ejderhalara bir uyarıdır.
( MUFFLED CRY ) It's just a flesh wound.
Sadece bir sıyrık.
It's just a flesh wound, you'll be okay.
Sadece bir sıyrık, iyileşeceksin.
It's just a flesh wound, alright man?
Sadece bir sıyrık adamım.
- No, it was just a flesh wound.
Hayır, sadece bir sıyrıktı.
Hey, man, if it makes you feel any better, old Wendell just had a flesh wound.
Eğer kendini iyi hissettirecekse ihtiyar Wendell'in sadece sıyrığı var.
It's just a little flesh wound.
Sadece küçük bir sıyrık.
It's just a flesh wound, boet.
Sadece kas yarası, kardeşim!
It's just a flesh wound.
Sadece bir sıyrık.
It's really just a flesh wound.
Sadece bir sıyrık.
It's... It's just a little flesh wound, right?
- Alt tarafı bir et kesiği öyle değil mi?
It's just a flesh wound.
Sadece bir sıyrık olduğunu.
It's just a flesh wound, okay?
Ufak bir yara sadece, tamam mı?
It's just a flesh wound.
Ufak bir sıyrık bu sadece.
Oh, don't worry. It's just a flesh wound to stop your trying to run away.
Sadece kaçmanı engellemek için
Don't worry. It's just a flesh wound.
Endişelenme, kurşun sadece sıyırdı.