It's just a game tradutor Turco
557 parallel translation
It's just a game.
Bu sadece bir oyun.
- It's just a badger game.
- Sadece bir sidik yarışı.
- It's just a game.
- Şakalaşırdık.
It's just a harmless game of chess.
Satranç zararsız bir oyundur.
- It's just a game. Go ahead.
Bu sadece bir oyun, durma ateş et.
- I know it's just a game.
- Sadece bir oyun olduğunu biliyorum.
It's just a little game that we play.
Sadece küçük bir oyun oynuyoruz.
For you officers, it's just a passing game.
Siz subaylar için bu sadece bir oyun...
Well, it's just a few of the boys and myself we have a poker game now and then.
Arkadaşlarla ara sıra poker oynarız.
Look, it's all very well us talking like this, you know, like it was a game, but I wish you'd tell me what it's all about, because, honest to God, I just got out of bed,
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,.. ... çünkü Tanrı şahidim olsun, daha yataktan henüz kalktım,..
jackstraws isn't just a game. It's a living organism.
"Çubuk oyunu sadece bir oyun değildir yaşayan bir canlıdır."
It's just a game, after all.
Sonuçta, bu sadece bir oyun.
It's just a game.
Hiç. Bu oyun değil mi?
It's just that the younger set these days are nothing but half-wits who don't know a thing about the proper way to run a game.
Ben sadece... şu günlerde genç geri zekalılar grubunun oyun yeri çalıştırmak konusunda hiçbir şey bilmediklerini söyledim.
It's just a game
bu sadece bir oyundu!
It's all just a great big game to you.
Bu sizin için yalnızca büyük bir oyun.
- It's just a game, Silvia.
- Bu sadece bir oyun, Silvia.
It's just a game.
Sadece bir maç.
Tell yourself it's just a game... a dramatization.
Bu sadece bir oyun. Abartmayın...
Now, don't get mad. It's just a game.
Sinirlenme, sadece bir oyun.
It's just a silly birthday game, that's all.
Sadece aptalca bir doğum günü oyunu, hepsi bu.
There'll always be a game... but it's just that the rules are being changed.
Bir oyun her zaman olacak ama kurallar değişiyor.
It's more than just a game.
Bir oyundan fazlasıdır.
It's all just a game to you.
Hepsi sana oyun gibi geliyor.
It's just a game!
Bu sadece bir oyun!
It's just a game!
Sadece bir oyun!
- It's just a game, remember?
- Bu sadece bir oyun unuttun mu?
It's just a game, Papa.
Yalnızca bir oyun, baba.
Don't be such a fool, it's just a game.
Aptallaşma, bu sadece bir oyun.
I just won a game, didn't let anybody pass first base and you're pretending it is an ordinary day.
Az önce bir oyun kazandım ve kimsenin 1. kaleyi geçmesine izin vermedim sıradan bir günmüş gibi davranıyorsunuz.
Nothing, it's just a little game I play with my buddies.
Bu sadece dostlarımla oynadığım bir oyun.
It's just a game.
Hey, bu sadece bir oyun.
I don't care what you call it, dude. It's just like a game.
- Buna ne dendiği umrumda değil ahbap.
I mean, it's just a stupid college game.
Yani, sadece aptal bir kolej oyunu.
It's just a game, man.
Bu sadece bir oyun, dostum.
I'm good enough, and it's just a game.
Yeterince iyiyim ve bu sadece bir oyun.
It's not just a game.
Sadece bir oyun değil.
It's just like a game show.
Oyun gibi.
Worf, it's just a friendly game.
Worf, bu sadece dostça bir oyun.
You think it's all just a game of doubles tennis?
Sence iki kişilik bir tenis maçı mı?
Anyway, at this point, it's just a waitin'game. We'll get him. You boys look like you could use some rest.
her neyse bu noktada sadece bakıcılık oynıyacam biz onu yakalarız.siz kıyafetinizi degiştirip biraz dinlenin.
Come, it's just a game.
Haydi, bu sadece bir oyun.
Master Yim, win or lose, it's just a game.
Efendi Yim, kazan ya da kaybet, bu sadece bir oyun.
It's just a game.
Bu yalnızca bir oyun.
You mean it's still just a game?
- Yani hâlâ sadece bir oyun mu?
Master Yim, win or lose, it's just a game.
Efendi Yim, kazansan da kaybetsen de, bu sadece bir oyun.
Well, it's... It's just a game.
Şey, o... sadece bir oyun.
It's all a part of our Krusty Burger Olympic Sweepstakes. just scratch off the name of the Olympic event on your game card... and if America wins a gold medal... you win a free Krusty Burger!
Krusty Burger olimpiyat oyunları bahislerinin de bir parçası....... sadece olimpiyat yarışmasında oyun kartınızın üzerindeki bölümü kazıyın eğer Amerika altın madalya kazanırsa siz de beleş bir Krusty Burger kazanıyorsunuz!
It's just a pastime, game-playing, exploiting time.
Sadece eğlence, oyun oynama, zaman öldürme.
Are you familiar with the phrase, "It's just a game"?
"Bu sadece bir oyun" sözünü duydun mu sen hiç?
- No way... it's just a child's game, there's masses of stuff that's much more sophisticated.
Çocuk oyuncağı olduğunu düşünüyor. Söylediğine göre çok daha detaylıları varmış.
it's just 7387
it's just us 148
it's just sex 51
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21
it's just that 910
it's just us 148
it's just sex 51
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21
it's just that 910