It's my brother tradutor Turco
1,285 parallel translation
You know it's not my fault or my brother's... that you allowed your husband to smack you around all those years.
Kocanızın yıllar boyunca sizi dövmesi... ne benim, ne de kardeşimin suçu. Bunu siz de biliyorsunuz.
Fuck, it's my brother.
Olamaz! Kardeşim!
He's my brother, and it's my money. So what?
O benim ağabeyim ve benim param.
He's my brother, Mrs. Rey... and it's none of your damn business.
O benim ağabeyim Bayan Rey ve bu sizi hiç ilgilendirmez.
And when it is my brother's turn to be tested... he too will survive... just as our father did.
Ve sıra kardeşime gelince anlayacağız... o da yaşamayı başaracak... tıpkı babamız gibi.
It's a tactic learned from my brother when he defeated Shaddam... and took backArrakis.
Bu, Shaddam'ı yenerken abimden öğrendiğim bir taktik... Arrakis'i böyle almıştık.
No, don't worry about it, lt's my brother's, My dad won't care,
Hayır, merak etme.. Bu kardeşimin, babam önemsemeyecektir.
It's my brother, Michael.
Kardeşim, Michael.
It was Michelangelo who drew the dome on a piece of paper... but it was left to my brother to figure out a way... to raise it halfway to heaven... and it was my honor, each day to bring him something to eat...
Michelangelo'ydu bunu bir kağıt parçasına çizen. fakat onu cennete giden yolun yarısına kadar götürmek için bir yol bulma işi kardeşime kaldı ve ona her gün yiyecek bir şeyler getirmek benim için bir onurdu
It's my brother. He's not well.
Erkek kardeşimdi, biraz rahatsız.
Technically, it's mine and my brother's. My dad left it to us when he died.
Babam öldüğünde bize bıraktı.
It's the house that my father left to me and my brother when he died.
Babam öldüğünde, bu evi kardeşimle bana bırakmıştı.
My brother said it's our fear that gives him his power.
Kardeşim korkularımızın ona güç verdiğini söylüyordu.
So it's true, you're burning my brother's car.
Demek doğru, abimin arabasını yakacaksınız.
It's a new shop. This is my brother.
Burası yeni bir mağaza.
Quill, oil, crutch, garrote, one-eyed, Wedge clapper stump dart, leek, eel, trunk latch, Also it chalupa, radish, cork, quill, cucumber, salami, sausage, black pudding, mast, spyglass, weapon. baby, caterpillar, punch, scalpel, chiquitito pintón and my brother.
... üçün biri, patlıcan, muz, puro, çivi, beton, şey, kamış, balta nargile, kobra, çıkıntı, babatorik, kök, havuç, tıpa, sakallı, saksafon, sosis, ön takım, tek kürek, ufaklık, orta bacak tirbüşon, makineli, küçük kardeşim.
My brother asked someone to buy it from the city.
Kardeşim bunu şehirdeki birisine aldırmış.
It's my brother, Leon.
Kardeşim, Leon.
I guess it just brings back memories, you know from when I gave birth to my brother's triplets and I had to give them up.
Sanırım bu bazı anılarımı hatırlattı... ... kardeşimin üçüzlerini doğurup, onları vermek zorunda kaldığım zamanları.
Not at all, darling. It's just about some outstanding paperwork for the house I own over on Borcher Avenue with my half-brother Skitch.
Üvey kardeşimle Borcher Caddesi'ndeki ortak evimizle ilgili ciddi miktarda işlem var da.
It's definitely not my little brother.
Benim kardeşim bu değil.
As for me, it's enough just to love my brother, even though I know he'll never come up big for me.
Benim açımdan ise kardeşimi sevmem yeterli, hiçbir zaman benim arkamda olmayacağını bilsem de.
- It's definitely not my little brother.
Bu benim kardeşim değil.
My militant brother Jabari, formerly Bob, gives Dad attitude for using the word "black", referring to the turkey, which got burnt when instead of turning the oven off, my bipolar Aunt Leslie tried to shove her head in it.
Sonra militan kardeşim Jabari - eski Bob - babam "siyah" dediği için tavır alır ama babam hindiden bahsediyordur. Yanmış olmasının sebebi çift kutuplu teyzem Leslie'nin yanlışlıkla fırını kapatmak yerine kafasını içine sokmaya çalışmasıdır. Fakat ne yaparız biliyor musun?
It's enough to love my brother, even though he'll never come up big for me.
Benim açımdan ise kardeşimi sevmem yeterli, hiçbir zaman benim arkamda olmayacağını bilsem de.
Tell me he said, "My brother told me the truth, I'm dealing with it."
Lütfen bize "kardeşim bana herşeyi anlattı ve bunun üstesinden gelmeye çalışıyorum." dediğini söyle.
Everybody lies, Dr Turk, whether it's that doobie brother in there, or, say, me when I tell my son he can still live at the house after he graduates from art school. And by the way, sport,
Herkes yalan söyler, Dr. Turk, oradaki serseri de olsa, ben, oğluma sanat okulundan mezun olduktan sonra evde kalacağını da söylesem fark etmez.
- It's about my brother's wedding.
- Ağabeyimin düğünüyle ilgili.
It's just my mother and brother and I got to have room for them, too.
Sadece annem ve ağabeyim. Onlara da oda lazım.
Well, why then? Because for the first time in 10 years you hold my hand, but it's only because you want to prove your brother wrong.
Çünkü 10 yıldır ilk defa elimi tutuyorsun ama sırf ağabeyinin yanıldığını kanıtlamak için.
Ah, it's my brother!
Ağbim!
I know you were concerned about him being around my brother but it turns out that Charlie's great with kids!
Kardeşimin yanında kalmasından endişeleniyordun ama Charlie çocuklarla gayet iyi anlaşıyormuş.
It will mean an end to my brother's fool experiments.
Bu yaptığımızla kardeşimin yaptığı çılgınca deneyler sona erecek.
It will mean an end to my brother's fool experiments.
Kardeşimin aptalca deneyleri bir son bulacak.
That's it, that's my little brother!
İşte bu, işte bu benim küçük kardeşim!
It's me, Shizzy McCreepy, and my brother, S.D. McCrawley.
Benim, Shizzy McKorkunç. Ve kardeşim, S.D. McCanavar.
If there's a chance I can save my brother... - I'm going after it.
Ağabeyimi kurtarmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
It's just a little strange that my brother's out getting a manicure right now.
Sadece Manikür ya ptırıyor olması biraz garip.
It's odd, I've never seen my brother, I've no clue what he looks like
Çok tuhaf, kardeşimi hiç görmedim. Nasıl biri olduğunu da bilmiyorum.
It was a choice I had to make for the sake... of my little brother's education.
Bir seçim yapmam gerekirdi. Küçük kardeşimin okuyabilmesi için koleji bırakmak zorundaydım.
Good grief, it's my idiot brother.
- Olamaz, bu salak kardeşim.
He's my brother, it's normal.
O benim kardeşim, normal bu.
It's my brother's.
Abimin.
And it's your knife... that killed my brother.
- Ve bu senin bıçağın. - Kardeşimi öldürdün.
Want to support our youth center? I know it's hard. That's all right, my brother.
Gençlik merkezine destek olmak ister misin?
- It's not my brother's.
- Kardeşimin işreti değil.
it's my brother, he just got dumped.
Erkek kardeşim, Şimdi aldı boşalttıyor.
It's also the only plan my brother would agree to.
Kardeşimin de onaylayacağı tek plan.
It's just my brother and some of his friends.
Kardeşim ve onun arkadaşları.
It's my brother's wife and her friend Lady Plymdale.
Kardeşimin karısı ve arkadaşı Lady Plymdale.
- It's my brother, Terry.
- Kardeşim, Terry.
it's my birthday today 36
it's my pleasure 234
it's my birthday 237
it's my fault 1190
it's my day off 56
it's my sister 92
it's my turn 253
it's my life 160
it's my mother 112
it's my job 398
it's my pleasure 234
it's my birthday 237
it's my fault 1190
it's my day off 56
it's my sister 92
it's my turn 253
it's my life 160
it's my mother 112
it's my job 398
it's my dad 141
it's my boyfriend 25
it's my choice 57
it's my duty 52
it's my husband 56
it's my name 47
it's my 133
it's my wife 81
it's my father 64
it's my home 73
it's my boyfriend 25
it's my choice 57
it's my duty 52
it's my husband 56
it's my name 47
it's my 133
it's my wife 81
it's my father 64
it's my home 73