It's my career tradutor Turco
254 parallel translation
It's the culmination of my career as a collector of musical and mechanical instruments.
Mekanik aletler ve müzik aletleri koleksiyoncusu biri olarak bu, kariyerimin doruk noktasıdır.
It's like a precocity of this sinister creature I should feel that my own career had reached its summit.
Bu şeytani yaratığın hızlı yükselişi gibi kendi mesleğimin de doruğuna ulaştığını hissediyorum.
- It's not exactly my career, Mrs. Gill.
- Mesleğim sayılmaz Bayan Gill.
- It's my career, and I want to stay.
- Bu benim kariyerim, kalmak istiyorum.
That's it, my career is over.
Eğer arabanın sahibi farkına vardıysa, meslek hayatım sona erdi demektir.
It's often been my duty in the course of my career in court to ask for the extreme penalty of death, but duty plays no role in this affair, I feel I must give way to my conscience, my heart, not duty.
Avukatlık mesleğim boyunca sık sık ölüm cezası istemek başlıca görevim olmuştur ama görevin bu olayda bir rolü yok. Göreve değil de vicdanıma yüreğime teslim olmak zorunda olduğumu hissediyorum.
And now, you know, it's my career.
Ve şimdi, kariyerim tehlikede.
It's for my career.
Kariyerim için ama.
I was thinking of giving it over to the exhibition, although it's never had anything to do with my military career.
Kariyerimle herhangi bir ilişiği olmamasına rağmen sergiye konmak üzere vermeyi düşünüyordum.
It's the first big shoot of my career.
Kariyerimin ilk büyük çekimi olacak.
It'd be good for my career, because they thought of me, so, it's something serious.
Kariyerim için iyi olacak, çünkü beni seçmeyi düşünüyorlar. Yani mesele ciddi.
It's my career.
Bu benim işim.
Don't think it's not hard for me to say, but I gotta do what's right for my career.
Bunu söylemek çok zor, ama kariyerim için en iyisini yapmalıyım.
I guess that's my new career. It's very- -
Sanırım buda benim yeni kariyerim.
It's hurting my career more than helping.
Kariyerime zarar vermekten başka işe yaramıyor.
It's the end of my medical career.
Tıp kariyerimin sonu geldi.
He sacrificed his career for my sake... without a guarantee. He didn't. I don't know whether that's platonic of him or not... but it's what he did.
Onun için platonik olup olmadığını bilmiyorum fakat yaptığı bu.
I spend my whole career trying to prove there's life on other planets and when I find it, I marry it.
Hayatımı diğer gezegenlerde hayat olduğunu kanıtlamak için harcadım. Bunu kanıtlayıp bir uzaylıyla evlendim.
It's my career too!
Bu benim de kariyerim.
It's my career.
Bu benim kariyerim.
It's supposed to be the greatest night of my career, and you done fucked that up.
Bu kariyerimin en mühim gecesi ve sen onu mahvettin!
It's against all Psi Corps regulations to interfere in personal matters. - The life of a woman is at stake... to say nothing of my career.
- Bir kadının hayatı söz konusu.
Besides, it is really important for my father's career.
Ayrıca babamın kariyeri açısından gerçekten önemli.
I suppose it's not quite the career I had in mind but it will at least give me a chance to find my feet.
Doğrusu, düşlediğim kariyer böyle birşey değil. Ama sonunda yolumu bulmam için bana yardımcı olacaktır.
It's my career going down the toilet.
Tüm kariyerim aşağıdaki tuvaletten ibaret.
It's a Iong story, Captain, but suffice it to say, this was my first StarfIeet career.
Bu uzun bir hikaye Kaptan ancak şunu söylemek yeterli ki, bu benim ilk Yıldızfilosu kariyerim.
No, it's for my acting career.
Oyunculuk kariyerim için.
And, when you get down to it, handling dirt is, you know... is not my idea of a rewarding career.
İşin aslına bakarsan, toprakla uğraşmak... öğğ, kafamdaki kariyer anlayışına uymuyor.
But it's a waste of my mental skills. I'd rather be planning your political career.
Ancak bütün yıl boyu cezalandırılacaksın.
When I look at my career, I feel it's like the universe.
Mesleğime baktığımda, koskoca bir evren gibi görüyorum.
It's not an exaggeration to say I put my career in this woman's hands every day and she never lets me down.
Mesleğimi her gün bu kadının eline teslim ediyorum desem abartılı olmaz. Ve o beni asla yüzüstü bırakmıyor.
It's not about my career...
- Kariyerimle ilgisi yok- -
It's my job, my career, my entire education shot to blistering fuck!
İşim, meslek hayatım, olanca eğitimim heba olup gitti!
It's my career we're talking about!
Burada kariyerim söz konusu!
I think it's the most pivotal moment in my acting career.
Sanırım oyunculuk yaşamımda bir dönüm noktasıydı.
Well, even if that was Bebe's plan, I mean, you're forgetting that it's still my career, and I'm calling the shots.
Bebe'nin planı bu olsa bile bu benim kariyerim ve son kararı ben veririm.
And as for the pay, it's not much, but it plays into my long-term career goal.
Maaş iyi değil ama bu iş uzun vadeli planlarım için yararlı olacak.
But instead of that making my career... it's a handicap.
Ama bu bana kariyer yerine dezavantaj getiriyor.
He helped me to realise that I've been defining myself by my career, and it's time that I rearrange my priorities.
Ve önceliklerimi baştan düzenlemem gerektiğini anladım. Önceliklerimin başında da oğlum geliyor.
It's to start my singing career in a smoky Vegas, supper club.
Şarkıcılık kariyerime Las Vegas'ta başlama şansım var.
It's not my career he's got in mind. What do you mean?
Ne demek istiyorsun?
My college career is a house of cards... glued together with thousands of lies, and now it's being threatened...
Kolej kariyerim, binlerce yalanla... birbirine yapıştırılmış bir ev gibi, ve şimdi tüm bunlar
I think it's what I've been working toward my whole career.
Sanırım kariyerim boyunca bunun gibi bir şey için çalıştım.
Well, because I have a very healthy sense of self-worth, so once a year it's nice to go to Aunt Wanda's and have her crush my spirit by criticizing my posture, career, and "man-repellent" hairdo.
Önceki yıllarda kendime olan özgüvenim oldukça gelişmişti bir yıl yine Wanda halaya gitmeye karar verdik ve o da benim duruşumu, ruhumu kâriyerimi ve'insan itici'saç modelimi eleştirdi.
James Callis is one of the few actors in my career... that has been able to make me laugh... in character, so that it breaks character.
James Callis kariyerimde, karakteri iken beni güldürmeyi başarmış ve bu yüzden karakteri kırmış ender aktörlerden birisidir.
Could it be your career-killing TV appearance, your nonstop partying with my car and wallet, or, perhaps, my body's makeover from hell?
Kariyer mahvedici televizyon şovundan mı? Arabam ve cüzdanımla gününü gün edişinden mi? Görünüşümde yaptığın korkunç değişiklikten mi?
All I think about is the case and my career and they're completely, it's like oil and water.
Varsa yoksa bu dava vardı, bir de mesleğim. Oysa ikisi birden öyle farklı şeylerdi ki.
And as for my career, it's not as important to me as we are.
Bizim gibi Ve benim kariyer, için benim için önemli değildir.
It's kind of like my career.
Aynı benim kariyerim gibi.
- Yeah? Who's looking into it while my career's being flushed down the goddamn toilet?
Benim kariyerim çöpe atılırken kim görüyor ki bunu?
Well, take points off. It's not my career!
Ne yapayım, | kariyerim bu değil!
it's my birthday today 36
it's my pleasure 234
it's my birthday 237
it's my fault 1190
it's my day off 56
it's my sister 92
it's my turn 253
it's my life 160
it's my brother 85
it's my dad 141
it's my pleasure 234
it's my birthday 237
it's my fault 1190
it's my day off 56
it's my sister 92
it's my turn 253
it's my life 160
it's my brother 85
it's my dad 141
it's my job 398
it's my mother 112
it's my boyfriend 25
it's my choice 57
it's my duty 52
it's my husband 56
it's my name 47
it's my wife 81
it's my 133
it's my home 73
it's my mother 112
it's my boyfriend 25
it's my choice 57
it's my duty 52
it's my husband 56
it's my name 47
it's my wife 81
it's my 133
it's my home 73