English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / It's my husband

It's my husband tradutor Turco

981 parallel translation
My husband said he saw her. Once he finds out who it was...
İstiyorsan öğrenmeye çalışırım.
The carrier of the magic helmet who, disguised as Gunther, defeated you three times - Siegfried, my husband gave it to me!
Büyülü miğferin taşıyıcısı, Gunther olarak kılığını gizleyen, seni üç kere yenen Siegfried, kocam verdi onu bana!
It's my husband's birthday and I want to surprise him.
Eşimin doğumgünü ve ona bir sürpriz yapmak istiyorum.
It's disloyal to my future husband.
Müstakbel kocama büyük bir hıyanet olur.
Take Her Imperial Highness, the grand duchess... and turn her over to my mistress of the robes... with instructions that from this minute on she's to be attached to my personal staff... where I can keep her under my eye, where I can educate her and teach her... what it means to be a Russian wife and how to accept the embraces of a husband... like a Russian wife!
Majestelerini, grand düşesi alıp benim elbise hanımına teslim et. Şunu da ilet ki, bu andan itibaren benim kişisel çalışanlarıma bağlı ve onu her an gözümün önünde tutacak, eğitecek ve ona bir Rus hanımının nasıl olması gerektiğini ve bir Rus hanımı gibi nasıl koca sahiplenmesi gerektiğini öğreteceğim!
Whatever it was, I'm sure my husband hasn't done anything wrong.
Neyle uğraşırlarsa uğraşsınlar kocamın yanlış bir şey yapmadığına eminim.
He's only my husband for, how much longer is it now, 60 days?
Sadece bir süre için. Dur bakayım ne kadar kalmıştı? 60 gün mü?
You must arrange it so that I can go with my husband.
Bunu ayarlamalısınız ki ben de kocamla birlikte gidebileyim.
It wouldn't be fitting for me to thank a woman who saved my husband's life?
Kocamın hayatını kurtaran bir kadına teşekkür etmem mi?
I'm Mrs Ford, but if'n it's about my husband I don't know anything.
Evet, ama kocam içinse, hiç bilgim yok.
It seems to be rather important to my husband, too.
Eşim açısından da sanırım öyle.
- It's about my husband.
- Kocamla ilgili.
It was outside of my husband's office, wasn't it?
Kocamın ofisinin dışındaydı, değil mi?
The first time I saw my husband's handwriting... was on the marriage certificate, then it was too late.
Kocamın el yazısını ilk defa evlilik cüzdanında gördüm bu da zaten yeteri kadar geçti.
Suppose you try putting it on my husband's shoulder.
Varsay ki kocamın omzuna koydun?
I found this, but my husband said I dreamed, and now it's here.
Onu buldum ama kocam hayal gördüğümü söyledi ama işte burada.
A younger man than my husband might accept it... or get drunk or divorce me... but he's not young.
Kocamdan daha genç bir erkek bunu kabullenebilirdi yahut sarhoş olur ya da beni boşardı ama o genç değil.
It's one of the few places i'm likely to meet my husband. Oh.
Kocamla görüşebildiğim çok az yerden birisi.
But it's my last husband, Bill.
Son kocam, Bill.
You are the Queen, your husband's brother's wife. And would it were not so, you are my mother.
Kraliçe, kocanızın kardeşinin karısı ve olmaz olası annemsiniz benim.
So when I kept getting the busy signal in my husband's office... I naturally dialed the operator and told her to try it, and she did.
Eşimin ofisini aradığımda sürekli meşgul sesi alınca doğal alarak santrali aradım ve ondan beni bağlamasını istedim, o da bağladı.
My husband has the money, and two days from now he's going to turn it over to the police.
Para kocamda ve iki gün içinde onu polise teslim edecek.
It's Alan, my husband.
- Kocam Alan. Öldü.
It's my husband. He's missing and...
Sorun kocam, kayıp ve ben- -
It's my husband who's making the inquiries and having me followed.
Hakkımda araştırma yaptırıp beni takip ettiren kişi kocammış.
It's my husband's wish.
Bu kocamın isteği.
It's my husband.
Kocam yüzünden geldim.
Now, honey, it's just that my husband thinks all men are self-indulgent, like him.
Bak tatlım, benim kocam herkesi kendi gibi nefsine düşkün zanneder.
My husband's off somewhere, it's raining and we're both drinking now.
Kocam dışarıda bir yerde, yağmur yağıyor ve ikimiz de içiyoruz.
It's none of my business, but what will you tell your husband?
İşinize karışmak istemem, ama kocanıza ne diyeceksiniz?
With my husband almost well again, I had it in mind to take a little walk sort of get one's bearings.
Hazır kocam iyileşmişken, kafamı dağıtmak için bir yürüyüşe çıkacağım.
I've been asking questions about my husband and now it's your turn.
Kocamla ilgili sorular soruyordum.
I read this, and I think it's my husband.
Haberi okudum ve sanırım bu kişi benim kocam.
It's the way Sandy talked how he killed my husband.
Sandy'nin kocamı nasıl öldürdüğünden bahsetme şeklinden.
You got it because I told you about my husband's tattoo.
Kocamın dövmesini anlattığım için yaptırdın.
I don't quite know how to say it... but there's a mature quality about her that's disturbing in a child... and my husband and I thought that a school like yours... where you believe in discipline and the old-fashioned virtues... might perhaps teach her to be more of a child.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum bir çocuk için rahatsızlık verecek kadar olgun tavırları var. Kocam ve ben, okulunuz gibi disiplin ve geleneksel ahlak kurallarına önem veren bir yerin ona biraz daha çocuk olmayı öğretmesi gerektiğini düşünüyoruz.
As you say, she's lost her only child... but if there's any shadow over Rhoda because of what has happened... then I have to live under it... and my husband does, too.
Sizin de dediğiniz gibi tek evladını yitirdi ama eğer olanlar yüzünden Rhoda zan altında kalıyorsa bununla yaşamak zorunda kalan benim ve bir de kocam tabii.
It's my husband's fault.
Kocamın suçu.
If it suddenly disappeared, they'd be certain something was wrong. [phone ringing] That's probably my husband.
Eğer kürk aniden kaybolursa, ortalıkta yanlış bir şeyler olduğunun farkına varırlar Muhtemelen kocamdır.
Oh, it's George, my husband.
Oh, George, kocam.
It's a surprise for my husband.
Bu kocama sürpriz olacak!
Oh, but it must have been, because my husband told me on the telephone he was bringing it back from Borota's in Regent Street.
Oh, fakat çalınmış olmalı, çünkü kocam telefonda Regent Street'te Bogota'nın dükkanından geri getirmekte olduğunu söylemişti.
- It's for my husband.
- Nişanlım için bir paket hazırladım.
I do hope it's not my husband you've come to see.
Umarım görmeğe geldiğiniz kişi kocam değildir.
He may not look it, but my husband's a hopeless womanizer.
Öyle görünmeyebilir ama kocam umutsuz bir kadın avcısıdır.
- It's my husband.
- Kocam.
The army thinks he was killed in action by the Germans... but I think they did it - Tex, Gideon, Scobie and your husband - because my brother wouldn't go along with their scheme to steal the gold.
Ordu onun Alman saldırısında öldürüldüğünü sanıyor. Bana göre onlar öldürdü. Tex, Gideon, Scobie ve kocanız- -
It's my husband who decides.
Kararı kocam verir.
Women can't go into the stock exchange, where my husband is. It's agony.
Burada ne yaptığımızı sorarsan kadınlar bu berbat şehirde sıkıntıdan patlarken erkekler borsada günlerini geçiriyorlar.
It'll be my husband's birthday.
Beyefendinin doğum günü.
- No, my husband's no longer doing it.
Üzgünüm, kocam izin vermiyor. Öyle değil mi sevgilim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]