English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / It's not important

It's not important tradutor Turco

1,838 parallel translation
It's not important for them.
Bu, onlar için önemli değil ki.
It's a poetic act, it's not important.
O şiirsel bir sanat. Önemli bir şey değil.
It is really not important whether I am, at the time, getting on with Pete or he's getting on with me.
Aslında şu anda Pete'le iyi geçinip geçinmediğim ya da onun benimle iyi geçinip geçinmediği önemli değil.
It's not really that important right now.
Şu an için bunlar hiç önemli değil.
It's not really a safe, but one of those fireproof things that you put really important documents in.
Tam olarak bir kasa değil fakat şu içine gerçekten önemli dokümanlarını koyduğun yangına dayanıklı şeylerden.
Look, it's not important.
"Bak, önemli değil."
It's important for me to talk with someone who is not part of that story.
Ama bu olayla alâkası olmayan biri ile konuşmam gerekiyordu.
No, not now, it's the most important...
Hayır, şimdi değil, o en önemlisidir,..
It's not important.
O önemli değil.
It's not important.
Önemli değil.
It's extremely important not to be late.
Geç kalmaman çok önemli.
"And I also know how important it is in life " not necessarily to be strong, but to feel strong,
Hayatta güçlü olmaktan ziyade kendini güçlü hissetmenin önemini kavramış durumdayım.
It's not important
Önemli değil.
But it's also important not to trust the facts because most of them are lies.
Ama ayrıca tüm gerçeklere de inanmamak gerekir.. .. çünkü çoğu yalandır.
It's important to get comfortable, but not too comfortable.
Rahat olmak önemli ama bu kadar da değil.
Nobody... it's not important.
Hiç kimse, önemli değil.
It's not important.
Önemli değildi zaten.
It's important not to bite off more than you can chew.
Çiğneyeceğinden fazla ısırmamak önemli.
Ah, it's not important.
Ah, hiç önemli değil.
Really it's not important.
Gerçekten önemli değil.
- It's not important.
- Önemli değil.
We'll see, it's not important.
Hallederiz, önemli değil.
Even if it's not your job, we'll make you feel important.
İşiniz olmasa da sizi daima önemli kılıyoruz.
It's not important...
Önemli birşey değil...
I mean, not that roping ain't important, it is, and believe me Albert is a legend, OK?
Hedefi ağa düşürmenin önemli olmadığını söylemiyorum, yanlış anlama. Ve Albert'ın da efsane olduğunu iyi biliyorum.
It's important not to look at this in terms of success or failure.
Asıl önemli olan bu konuya başarı yada başarısızlık olarak bakmamaktır.
If it's not important, make it important.
Eğer önemli değilse, onu önemli yap.
It's not important.
Bu önemli değil.
LOOK, THIS JOB- - IT'S VERY IMPORTANT TO ME, AND I AM NOT GOING TO JEORDIZE IT FOR ANYTHING.
Bakın, bu iş benim için çok önemli, Ve hiçbir şey uğruna bunu tehlikeye atmayacağım.
- It's not important.
Bunun önemi yok.
It's not important right now.
Bunun şu anda bir önemi yok.
It's a very important meeting, but it's quite far away, so I might not be back for a day or two, and I just wanted you to know that.
Bu çok önemli bir toplantı, ama oldukça uzakta. Yani bir ya da iki gün geri dönemeyebilirim ; bunu bilmeni istiyorum.
NOT BECAUSE I WANT TO CAUSE YOU ANY TROUBLE, BUT BECAUSE IT'S IMPORTANT.
Herhangi bir belaya sebep olmak istediğim için değil önemli olduğu için
But when I want to do something, it's not important.
Ama ben istediğimde önemsiz oluyor.
It's really not important.
Yahu, mühim değil.
What you're doing... it's important but it's not important enough to be your whole life.
Uğraştığın şey... Önemli... Fakat hayatının tamamını dolduracak kadar önemli değil.
My, um... it's not important.
Bu... önemli değil.
- It's not important now.
- Boş ver. - Bence olmaz.
We know that. But as the voice of the author, it's very important to decide if you want to be credible, a reliable narrator, somebody that the reader can trust or not, you know, as a truth teller.
Ama yazarın sesi olarak, doğrucu, inanılır, güvenilir bir anlatıcı, okuyucunun güvenip... güvenemeyeceği bir yazar olduğuna... karar vermek çok önemli.
It's not important as long as he's punished.
Ceza aldığı sürece önemli değil.
I've already told you it's not important anymore.
Sana daha önce de söyledim o benim için önemli değil.
- Then forget it. It's not important.
Boş ver o zaman.
Actually, we've been trying to teach you not to cheat in calculus. But the rest of it is certainly important, too.
Aslında, size cebirde kopya çekmemenizi öğretmeye çalışıyoruz, fakat geri kalan şeyler de önemli elbette.
You can tell me everything I should know, if it's just gonna upset me and it's not important, don't tell me.
Benim bilmem gereken şeyleri söyleyebilirsin. Eğer beni üzecekse, ya da önemsizse söyleme.
- It's not the dismemberment of the body itself, it's more important, -... we dismember the "image" of the body, then we can destroy censorship.
Vücudun parçalanması değil önemli olan vücudun görüntüsünü parçaladığımızda sansür kurulunu yok etmiş oluruz.
But it's not as important where as to whom, and right now it's about Melinda.
Ama şu an nerden olacağı değil, kimle ilgili olacağı önemli ve bu da Melinda
It's not as important as you not graduating or losing your clothing contract.
Senin mezun olamaman ya da kıyafet sözleşmeni kaybetmen kadar önemli bir şey değil.
It's not important what you sell, socks, pants, or the Moon, you just need to sell.
Çorap, pantolon, Ay.. ne sattığın önemli değil, satman yeterli.
It's not any less important.
- Neden yapmayalım ki?
'Cause sometimes it's not important which way you jump... just that you jump.
Çünkü bazen ne tarafa atladığın değil sadece atlamış olman önemlidir.
As a certain wise fugitive once told me... sometimes it's not important which way you jump, just that you jump.
Bilindik bilge bir kaçağın bana bir keresinde söylediği gibi bazen ne yöne sıçradığından çok, sıçramış olman önemlidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]