It's only for a few days tradutor Turco
51 parallel translation
It's only for a few days'til the British come back.
Birkaç güne kalmaz İngilizler geri döner.
Even if it's only for a few days.
Sadece birkaç gün için.
It's only for a few days, and I'm sure we could manage quite nicely.
Yalnızca bir kaç gün için, eminim iyi başarabiliriz.
We'll only be here for a few days, my darling. It's going to be a wonderful chance for a beautiful vacation.
Tatil yapmak için harika bir fırsat olacak.
It's only for a few more days.
Sadece birkaç gün daha.
Even if it's only for a few more days.
Sadece birkaç gün için olsa bile.
It's only for a few days
Sadece birkaç günlüğüne.
- I promised. It's only for a few days.
- İngiltere'den ayrılana kadar söylemeyeceğime söz verdim.
It's only for a few days, Christy,
Sadece birkaç gün sürecek, Christy.
- It's only for a few days. - Come on.
- Sadece birkaç günlüğüne.
- It's only for a few days.
Sadece bir kaç gün.
Dr. Pereira, I promise you, it's only for a few days.
Dr. Pereira, birkaç gün kalacak, söz.
Well, I've only had it for a few days, and I don't think...
Aslında, bir kaç gündür çalışıyorum, ve çok da iyi olduğumu zannetmiyorum...
It's only for a few days.
Sadece birkaç günlüğüne.
Even if it's only for a few days, it'll do the three of you good.
Birkaç gün de olsa üçünüze de iyi gelir.
If it's only for a few days, why are you taking so much stuff?
Madem birkaç günlüğüne gidiyorsun, bunca eşyayı neden alıyorsun?
When you consider she heard music for the first time only a few days ago, it's an extraordinary accomplishment.
Müziği sadece birkaç gün önce duyduğu düşünülürse, bu olağanüstü bir başarı.
But it's only for a few days
Ama bu sadece birkaç günlüğüne.
- It's only for a few days.
- Sadece birkaç gün için. - Git başımdan.
It's only for a few days.
Zaten yalnızca birkaç günlüğüne.
- It's only a few days. Well, duh, but that's just long enough for me to fall out of the loop.
Bu beni gruptan atmaları için yeterli bir zaman.
I've only been doing it for a few days, and it's killing me.
Ben daha birkaç gündür başlamama karşın beni mahvediyor.
It's only for a few days.
Sadece birkaç gün.
It's only for a few days.
Birkaç gün için.
It's only been a few days for me.
Benim içinse birkaç gün geçti.
It's only for a few days.
Sadece bir kaç gün için.
It's only a farewell for a few days... unless you get that TV job.
Sadece birkaç günlük bir vedalaşma... tabii o televizyon işini kabul etmediğin sürece.
He says no one's going to miss it if it disappears for a few days only.
Sadece birkaç günlüğüne ortadan kaybolursa... kimsenin onu özlemeyeceğini söylüyor.
It's only for a few more days.
Sadece birkaç günlüğüne.
it's- - it's only temporary. Okay, it- - it- - just for a few days.
Sadece birkaç gün için.
Sweetie, it's only for a few more days.
Anlıyorum tatlım ama sadece birkaç gün kaldı.
It's only for a few days, auntie, I can leave some money.
Sadece birkaç günlüğüne hala. Biraz para da bırakırım.
It's non-habit forming, but I'm only giving you enough for a few days anyway.
Bağımlılık yaratan türden değil ama ancak birkaç gün yetecek kadar yazdım.
Antoni, it's only for a few days.
Antoni, sadece bir, iki gün kalacak.
It took only a few days for winter to set in.
Kış başlangıcı sadece birkaç gün sürdü.
Anyway, it's only for a few days.
Her neyse, zaten bir kaç günlük.
He'll be there to hold my hand, and it's only for a few days.
Saul yanımda olacaktır ve sadece birkaç gün sürecek.
It's only for a few days and then she's back to Scottsdale.
Sadece birkaç gün. Sonra Scottsdale'e geri döner.
It's only for a few days. I'll be okay.
Sadece birkaç günlüğüne zaten, başımın çaresine bakabilirim.
He's not like he used to be and it's only for a few days.
- O artık eskiden olduğu gibi biri değil, ve sadece birkaç gün kalacak.
Mom, it's only for a few days.
Anne, Sadece bir kaç gün.
Look... It's only for a few days.
Bakın... sadece birkaç günlüğüneydi.
Boss has me riding with Righetti? Yeah, it's only for a few days. Wait, uh, you knew about this?
patron beni Righetti ile yazmış evet, sadece bir kaç gün bekle, bunu biliyormuydun?
It's only been a... a few days for me.
- Benim için birkaç... gün oldu sadece.
And it's only for a few days.
Hem sadece birkaç günlüğüne.
I really do, but it's only for a few days.
Gerçekten gitmiyor ama yalnızca bir kaç günlüğüne.
- Look, it's only for a few days.
Bak, sadece birkaç günlüğüne.
It's only for a few days.
Birkaç günlüğüne yani.