It's so big tradutor Turco
1,140 parallel translation
They say it's as big as four cats and it's got a retractable leg so as it can leap up at you better.
Diyorlar ki o dört kedi boyundaymış ayrıca katlanabilir bacakları sayesinde üstüne atlıyormuş.
Look, Arthur, it's no big deal, but I did buy the cereal, so technically... those are mine.
Bak, Arthur, önemli değil ama mısır gevreğini ben aldım, yani teknik olarak o gözlük benim.
So we followed them out to a car and there they were, tying it around a big rock
Onları arabaya kadar takip ettik ve onu koca bir kayaya sarmaya çalışırlarken bulduk.
I mean, she's so smart... they hooked her up to a big computer to try to teach it some things.
Öyle akıllıdır ki onu bir bilgisayarın karşısına oturtup bilgisayara bir şeyler öğretmesini istediler.
But it's so big!
Ama çok bütük!
Oh, it's so nice... to have a big, strong spud around the house.
Evin içinde iri, güçlü bir patatese sahip olmak ne kadar da güzel.
I got a television from a kleptomaniac so it's not really that big of a deal.
Kleptomanın biri televizyon göndermişti... Bu yüzden pek önemli değil.
It's so big.
Çok büyük.
And so did I, and it's a big mistake.
Evet ben de duydum ve bu çok büyük bir hata.
So it's a big country with a free press.
Özgür basının olduğu büyük bir ülke.
Little pussy malanga, sometimes confused with fellow mobster big Pussy Bompensiero, had just returned from Florida... so it's gonna go down soon?
Ne yaparsın? Bu doktorlar televizyonda ki gibi değil. Doktor Kennedy, ben Tony Soprano, Corrado'nun yeğeni.
It's so big.
O kadar büyük ki.
And I told them to leave, so it's no big deal.
Gitmelerini söyledim,
It's so big.
Orası buradan çok çok büyük.
So it's no big deal.
O yüzden önemli değil.
It's so big!
Çok büyük!
Actually it's our way of saying bend over just a little bit farther so we can stick this big advertising dick up your ass a little bit deeper.
Esasında bu bizim az daha ötede domalın ki şu büyük reklam sikini götünüzün biraz daha derinine sokabilelim dememizin şeklidir.
The fire was in a big space so it's not your room.
Yangın oraya kadar ilerlemeyecektir.
It's so much easier to see the board without your big, fat head in the way.
O koca kafan olmadan tahtayı görmek daha kolay.
It's not so big anymore.
Artık o kadar büyük değil.
Give him a moment, it's a big responsibility riding on those not-so-large shoulders.
ona zaman tanı, onun pekte büyük olmayan elleri için büyük bir sorumluluk.
It's big enough for 10 Luckys, so he'll be extra comfortable.
İçine 10 Lucky sığar, çok rahat edecek.
- Actually, I just wanted to mention, and it's so not a big deal, but his barking, although faint, occasionally wakes us up.
- Peki, ne bilmek istiyorsunuz? - Aslında söylemek istediğim çok önemli değil ama havlaması çok sesli olmamasına rağmen ara sıra bizi uyandırıyor.
See, I-I have this, like, really weak bladder condition, and I drank a Big Gulp... at the last station, and it had caffeine so it makes me have to go even more.
Gördüğünüz gibi ben çok sıkıştım, Ve son molada oldukça çok içtim... İçinde kafein vardı ve bu daha çok tuvaletimi getirdi
That chair looked so big, I thought I'd sink so far into it that nobody would be able to see me.
O sırada o koltuk bana öyle büyük geldi ki,.. ... bu işi şimdiye kadar hiç kimsenin batıramadığı kadar batıracağımı düşündüm.
It's so big and empty.
Çok büyük ve boş.
It's so shiny and big.
Parlak ve büyük.
The lie's so big, it makes you think...
- çok büyük bir yalan, inan ki...
It's so good to see you, Big Momma.
Seni görmek öyle güzel ki, Big Momma.
It's so big and round... and when I look at it, I'm all perky and excited and... no one would ever know that I'm almost 30! Ooh!
O ne kadar büyük ve dünyanın etrafında dönüyor, Ona baktığımda çok heyecanlanıyorum ve kimse benim 30 olduğumu bilmiyor!
It's kinda funny that you weren't at all surprised when the Nietzschean fleet turned out to be so big.
Nietzschean filosunun, öyle büyük olduğuna şaşırmaman komik bir durum.
But when we do win, it's gonna be big, big news. So if I were you, I'd stick around.
Fakat kazandığımız zaman, büyük haber olur öyle çok ben sizi, yatıştırıyorum.
So, no. I don't think this is a trick. I think it's a big joke.
Bu yüzden hayır bunun bir numara olduğunu sanmıyorum.
And then you think how awful this bigger laugh would have been. And so you nearly laugh again, only this time it's a very big laugh.
Sonra bu büyük kahkahayı atmış olsaydın ne kadar korkunç olacağını düşünürsün ve gülme geri döner.
I mean, we're friends, so it shouldn't be a big secret, right?
Yani biz arkadaşız, öyleyse çok büyük bir sır değil, öyle değil mi?
To be perfectly honest both of my parents are real big lefties, so for me it's Yale or nothing.
Dürüst olmak gerekirse annem de babam da büyük gerçek birer solcudur, bu yüzden benim için Yale ya da hiçbiri.
Despite any awkwardness this might stir up- - lt's a big day for your parents. I'm not counting on it changing our lives so it's not gonna stir anything up unless we let it.
Ve ne kadar tuhaf olsa da... - Ailen için önemli bir gün. Hiçbirimizin hayatını değiştireceğini düşünmüyorum.
So don't make a big deal out of it. Because it's not a big deal at all. Okay?
Lütfen bu kadar büyütme, çünkü büyütülecek bir şey değil, tamam mı?
D'Argo see's Stark near the weapons console, so after the big bang, he assumes it's Stark because Stark was the closest.
D'Argo Stark'ı silah konsolunun başında görüyor, dolayısıyla büyük patlamanın ardından, konsola en yakın o olduğu için Stark yaptı sanıyor.
Yeah, but people always change their majors a few times before they graduate... so, it's not a big deal.
İnsanlar mezun olmadan önce ne okuyacaklarını birkaç kez değiştirir yani, çok önemli değil.
It's no big deal. You know? So you guys are not mad?
- Yani kızmadınız mı çocuklar?
One time he left a load so big, cop thought a bear did it.
Bir sefer öyle sıçmış ki, polis bir ayınınki sanmış.
So, it's not long before you hit the big three digits, hmm?
Sen üç basamaklı rakamlara varmadan, bu kadar uzun değildi, hmm?
So, it's not long before you hit the big three digits, huh?
Sen üç basamaklı rakamlara varmadan, bu kadar uzun değildi, hmm?
And just so you know, it's not that common... it doesn't happen to every guy, and it is a big deal!
Ha bu arada, sadece bilgin olsun diye söylüyorum. O şey normal değil. Her erkekte yok ve ciddiye alınacak bir konu!
So all we have to do is buy semi-expensive outfits... and I think it's no big deal.
Yapmamız gereken tek şey biraz pahalı kıyafet almak ve bence bu da bir şey sayılmaz.
Not quite so big, it's very exhausting after awhile. Very funny, dear.
Çünkü belli bir zaman sonra çok yorulursun.
It's so big, it won't get through the door.
Kocaman. Kapıdan geçmeyecek.
- What is it? It's so big
- Nedir bu büyük bir şey.
- So it's big.
- Demek bu şey büyük.
All right, you guys, like I said on the phone it was a big party and it's a huge house so we're going to divide and conquer.
Evet çocuklar, telefonda dediği gibi kalabalık bir parti ve kocaman bir ev.
it's so cute 87
it's so pretty 115
it's so cold 109
it's so beautiful 277
it's so sad 132
it's so hot 138
it's so beautiful here 26
it's something 135
it's so far away 17
it's so good 224
it's so pretty 115
it's so cold 109
it's so beautiful 277
it's so sad 132
it's so hot 138
it's so beautiful here 26
it's something 135
it's so far away 17
it's so good 224